Diyalog Gazetesi

Aksi halde boykot

KIBRIS

Akıncılar’da yaşayan vatandaşlar, güneye geçiş için kapı istiyor

Sonuç CEVİZCİ
Yüz metre mesafedeki komşu Rum köyünde yemek piştiği zaman kokusunu duyabilen Akıncılar (Luricina) köyü sakinleri, güneye geçişler konusunda kapı istiyor. Nefes borularının sıkıldığını savunan köy sakinleri, sınır kapısının açılmaması halinde seçimleri boykot edeceklerini söylüyor...
Diyalog’a konuşan Belediye Başkanı Hasan Barbaros, bazı köy sakinlerinin güneyde çalıştığını, kendilerine komşu olan 200 metre mesafedeki bir köye gidebilmek için 40 kilometrelik yol katettiklerini söyledi. Halk Meclisi programında, Akıncılar’ın sorunları şöyle dile getirildi:

Hasan Barbaros / Belediye Başkanı: 
“Akıncılar, 1974 öncesi tarih yazıyordu ancak bu konjonktür böyle devam ederse tarih Akıncılar diye bir yer vardı şeklinde yazacak. Yıllarca yol surunu yaşadık, nihayet özerk bir yola kavuştuk. 1974 önce her şeyi ile mevcut bir Luricina vardı. Olan okul sayısı kadar öğrencimiz kaldı. 5 okulumuz vardı şimdi 10 öğrenci okula gidiyor. Yazık günah. Ortaokulumuz, lisemiz, sanat okulu, anaokulumuz vardı. Kuytu köşede kısıldık, öğrencimiz kalmadı. Her şeyi var olan bir köy şimdi yoklar ile mücadele ediyor. Köyümüze 1958’de su, elektrik geldi. Evimizin önündeki yol asfalttı, şimdi mahrumiyete kaldık. Yapılan yanlış politikalar sayesinde her şey ters gitti. 1974 sonrası dik bir kamyonun dingili kopmuş gibi geri geri gidiyor Akıncılar, durdurmak için çareler üretiyoruz. Kuzeye yolumuz bağlandı, Güneye de bir geçiş kapısı istiyoruz. Orada çalışan insanlarımız var. Sağlık hizmeti alan insanlarımız var. Güney bize çok yakın, bunları istemek Rumculuk değil. Bu kapı açılırsa Akıncılar’a hayat vermiş oluruz. Eşdeğer sorunları var. Savaşlar döneminde tapu devir teslimleri olmadı. Köyün birçok arazisi eşdeğer yapıldı. Birisi gelip buradan arazi almak istese kesinlikle bulamaz. 5 bine varan nüfusumuz 300’ün altına düştü. Sorunlarımıza bir çözüm bulmak lazım. Bulunmadığı için gençlik köyden gidiyor.”

Soner Kansel:
“Köyümüzde son 15 gündür her gün elektrik kesiliyor. Hastalarımız var ve bu insanları ölüme terk ediyorlar. Bir başka sorun da tapu. Ben tapucu getirdim, her biri farklı bölgeler gösteriyor. Ne yapmak lazım? Ehliyeti yok mu bu işi yapanların?”

Osman Yeniçeri
“Güney’e geçiş konumuz var. 2003’te kapıların açılması sonrasında bu sorun yaşanıyor. Bir kapı açılması lazım. Zaman zaman tutuklamalar oluyor. Rum polisi bizi gördüğünde sadece sigorta soruyor. Ama buradan geçiş sıkıntılı. Bir taraftan polis bir taraftan asker. Burası birinci derece askeri bölge olarak geçiyor. En büyük sorun bu. Bu askeri bölge olayı kaldırılmalıdır.”

Yusuf İzzet:
“Eşdeğer sorunundan bahsetmek istiyorum. Eşdeğer için müracaat ettim. Biz geç kalmışız.5 milyon puanım var ama arazi yok, “Bulursan veririz” dediler. Ben mi gidip bulacağım boş arazi var mı yok mu?”

Yusuf Öğretmenoğlu:
“Ben köyün otobüs şoförüyüm. Köyümüzde 1974 öncesinde çok çeşitli üretim yapılıyordu. 20 bin dönüm bağımız vardı, bugün 100 dönüm bile kalmadı. Kalanlar da can çekişiyor. İdarecilerin yanlış politikaları yüzünden köy üretimden koparılmış vaziyette. Bazı siyasilerimiz geldi, bizi dinlediler sıkıntıları not aldılar. O kağıtları ertesi gün tarlada atılı buldum. Bize “Sıkıntılarınızı mecliste masaya yatıracağız” dediler. Doğru, bizi masanın altına sakladılar. Bakanlar kahvehaneye gelip sözler veriyor ama köyden çıkınca da unutup gidiyor. Akıncılar’da 300 oy var, neden ilgilensinler bizimle?”

Hüseyin Eğmez / Eski Belediye Başkanı: 
“2003’te kapılar açıldığında kahvehanede merhum Denktaş beye ‘Bizim 150 metre yanımızda köy var, ne yapacağız?’ sorusunu sorduk, bize dedi ki; ‘Her yerden kapı açıldı. Sizin pencereniz olacak gidip geleceksiniz siyasiler de size göz yumacak, çünkü burada kapı açmak kolay iş değildir’. Biz o tarihten bugüne kadar ilk aracın lambaları kapalı gidiyorduk, ondan sonra yakarak gidip gelmeye başladık. Bu yoldan gidip geldik. Ha gayrı yasal bir iş varsa o polisin işi. Kimsenin hakkı yok bu yolu kapatmaya, köylüyü cezalandırmaya. Yarından tezi yok buradan bir sınır kapısı açsınlar. Mahkemede olan 3-4 olay var, savcılarımız da yanlış yaptık desinler. Bu insanlar kaçakçı değil, kaçakçılık yapanlar varsa görsün cezasını.”

Soner Karagözlü:
“1959’dan beri İngiltere’de yaşıyordum. Son 15 yıldır gidip geliyorum. Bu köye birçok insanımız gelmek istiyor ama haklarını tanımıyorlar. Bu doğru değildir.”

Şaban Ademgil:
“2002’den sonra kapıların açılması bizim için nefes borusuydu, biz burada boğulmak üzereydik, bu geçişle birlikte nefes almaya başladık. Ama son zamanlarda yine nefes borumuz sıkıldı. Ben hem siyasilerden hem askerlerden rica ediyorum. Kaçakçılık mı oluyor, yakalasınlar ve cezaları verilsin. Bizim bir sosyal hayatımız olmalı. Bir denize gidebilmek için normal yoldan 100 km gidilmesi lazım. Buradan ise 10 dakika. Lefkoşalı Uzunyol’da istediği gibi gezebiliyor da Akıncılar’da neden biz geçemeyelim? Lütfen bu konuda yüksek mercideki insanlar adımlar atsın, bizleri rahatlatsınlar. Lefkoşa’dan gelen yol açıldı belki ama planlanan yol bu değildi. Kestirme bir yol olacaktı ama şimdi açılan yol mevcut yolu daha da uzattı. Gerekirse bu yolu da kapatsınlar!”

Yusuf Toz:
“10 yıldır Rum tarafına gidip geliyorduk hiçbir şey yoktu. Bize ‘Size pencere açtık gidebilirsiniz’ dediler. Son günlerde neden hiç haber vermeden tutukluyorlar bizi? Arkadaşlarımızın araçlarını da aldılar, işe de gidemiyor. 5 bin TL ceza kesitiler arkadaşlarımıza. Pencere de kapandı ne yapacağımızı bilemiyoruz.”

Nazime Zabitkızı: 
“Osman Zabit… 17 sene askerlik yaptı. Tutuklandı, polis arabasını aldı. Şimdi bozuk arabayla gidip gelmeye çalışıyor. 10 yıldır gidip geliyordu ne oldu son 3-4 günde?”

Hasan Barbaros:
Yeniden söz alan Başkan Barbaros, geçişlerde yaşanan tutuklama olayları sonrasında girişimler yaptıklarını anlattı: 
“Son günlerde bir arkadaşımız tutuklandı ardından 4 arkadaşımız daha tutuklanınca şimdi köylü geçişleri durdurdu. Bu konuda biz dilekçelerimizi Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı’na verdik. Bu konuda bir sonuç alamazsak eylem yapacağız. Biz bu konuda arkadaşlarımızla konuştuk. Gerekirse sandığı da protesto edeceğiz ve sandığa gitmeyeceğiz. En önde ben olacağım ve en az 100 araçla Bodamya’ya kadar gidip tur atıp gelmeyi düşünüyoruz. Yetkililerin bu sorunu çözmesi gerekir yoksa sesimizi eylemlerle duyuracağız.”

Süleyman Ege: 
“Aracımın lastiği patladı, yapıştırmak için Değirmenlik’e kadar gitmem lazım. Lastikçiyi çağırsam daha da pahalıya patlar. Niye kapı açmıyorlar, niye bizi gayrı yasal işlere teşvik ediyorsunuz? Cumhurbaşkanımız da bu haksızlığa baksın. Bizim bir direnişimiz olacak. Biz sonuca gidene kadar devam edeceğiz.”

Zübeyir Songur:
“Hayvancılık yapıyorum. Üretimin büyük sorunları var bir de bu köyde su sorunumuz var. Uzaktan getirmek zorundayız. Şimdi hatlar çekiliyor ama suyu acaba ne kadara alacağız o da başka bir sorun. Kapı sorunu büyük bir sorun. Traktör bozulsa parçayı almak için kilometrelerce uzağa gitmek zorunda kalıyoruz. Bunlar önemli sorunlar.”

Mehmet Songur:
“3 sene önce evlendim ve Kaymaklı’ya taşındım. Köyümüz yok oluş noktasına ilerliyor. Köyümüzün yaş ortalaması 70’in üstündedir. 15-20 sene sonra Akıncılar kalır mı, emin değilim. 2003’te kapının açılması bir nefes aldırdı ama şimdi yine boğazımızı sıktılar. Bu sorun ortadan kalkarsa belki gençler köyüne yerleşir. Biz bu devletten ne kırsal kesim arsası istiyoruz, ne de düşük faizli kredi… Bizim sadece önümüzü açsınlar. Bu köyün kurtuluşu çözümdür. O da yakın değil, bize bir kapı açsınlar bu köy kalkınacaktır. Güneydeki turistik noktalara çok yakınız. Bize kapıyı açsınlar biz kendi kendimize yeteriz.”

Seher Tanışman:
Köyde genç bir nüfus yok. Bizim 2 ay sonra düğünümüz var ve burada oturmayı düşünüyorduk. Nişanlım 10 yıldır Güney Kıbrıs’ta çalışıyor ama bu sınır ihlali konusundan dolayı hem kendisini tutukladılar, hem de aracını aldılar. Büyük sıkıntı çekiyoruz. Bu pencerenin varlığı yıllardır biliniyordu, şimdi ne oldu? Nişanlımın Lefkoşa’dan işine gitmesi çok zor. Belki de işini bırakmak zorunda olacak. Bu sorunumuza mutlaka çözüm bulmalılar.” 

İbrahim Çufoğlu:
“Arkadaşlarımız Rum tarafına geçerken yakalandı, cezamız neyse ödeyelim ama arabamızı alıyorlar, yurt dışına çıkışımız engelleniyor. Bu böyle olmamalıdır.”

Veli Gazi: 
“En büyük sorunumuz yatırım sorunu. İnsan kaynağımız yok. Köyün bir albenisi yok. Gençliğin burada yaşayabileceği bir ortam yok. Geçiş kapısı mutlaka açılmalıdır. Yasal bir kapı açılsa bu köy canlanır, insan gelir ve köy kalkınır. Yetkililere çağrımız da bu yönde.”

Ali Çakmak: 
“Güneye geçiş eskisi gibi olmalıdır. İki toplum birlikte denize gidebiliyorduk, şimdi yapamıyoruz. 08.00’de iş başı yapan arkadaşlarımız 07.00’de kalkıp işine gidiyordu. Şimdi 05.00 gibi kalkmaları lazım. Ayrıca köyümüze yatırım yapılmıyor, bundan dolayı göç oluyor. Bir hastamız olsa çok uzun bir sürede götürebiliyoruz bir hastaneye. Biz köyümüzü çok seviyoruz kaçmayacağız ve direneceğiz. Siyasilerden istediğimiz bu köyü unutmasınlar, her şey oy değildir.” Yurt dışında eğitim gören İsmail isimli bir genç de önemli mesajlar verdi: 
“Tek bir emelim var, aldığım eğitimin, ülkeme köyüme yatırım olarak dönmesi. Bu köy yıllardır asimile edilmiştir. Bu köyde büyük nüfus varmış, ben bunu hikaye olarak öğrendim. Burası virane bir köy durumunda. Ülkemde bir işe girdiğimde nasıl gelip bu köyde kalacağım? Tek istediğim şey köyümde yaşayabileceğim bir ortam. Bunun için de bir kapının açılması gerekir.” 

Minik Buğra’nın da siyasilerden ricası var 
Buğra isimli bir minik köylü de mikrofonu alarak yönetenlerden bir ricada bulundu. “Havuza ve denize gitmek istiyorum” diyen minik Buğra, kapatılan geçişin açılmasını ve Güney’deki deniz ve havuza ulaşabilmek istediğini söyledi. Bir başka genç de Larnaka’ya 10 dakika mesafede olduklarını ve denize gidebildiklerini, geçişlerin yasaklanmasıyla birlikte bir denize gitmek için saatlerce yol almak zorunda kaldıklarını söyleyerek, kapının açılmasını talep etti. 

Emekli öğretmenden Akıncılar şiiri 
Yusuf Atakan isimli emekli öğretmen Akıncılarla ilgili yazdığı bir şiiri paylaştı: 

“Orada bir köy var uzakta,
Ya görünür ya görünmez şafakta, 
Rum köyleri arasında ta,
Yalnız gözle değil, yürekle bak da 
Yıllardır…
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.