Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis, uzun bir aranın ardından dün bir araya geldi.
İki liderin görüşmesi BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Misyon Şefi Elizabeth Spehar’ın ara bölgedeki ikametgahında yer aldı.
Görüşme, saat 10:10’da başladı. Liderler görüşmesi, yaklaşık iki saat sürdü.
Görüşmede Akıncı ve Rum lider Anastasiadis’in Derinya ve Aplıç kapılarının 12 Kasım’da açılması konusunda mutabakata vardığı duyuruldu. BM Barış Gücü aracılığıyla yayımlanan "ortak açıklamada", liderlerin dünkü görüşmede süreç konusunda görüş alışverişinde bulundukları, ayrıca 31 Ekim’de Ada’ya gelecek Özel Temsilci Jane Holl Lute ile ileriye yönelik yapıcı şekilde çalışmaya hazır olduklarını bildirdikleri kaydedildi.
Ortak açıklamada, “Liderler Lefke Aplıç ve Derinya geçiş noktalarının 12 Kasım’da açılacağını duyurmaktan memnuniyet duyarlar” denildi.
Akıncı: Kapılar açılacak
Cumhurbaşkanı Akıncı, görüşme sonrasında Cumhurbaşkanlığı’na dönüşünde basına açıklama yaptı ve soruları yanıtladı.
Uzunca bir aranın ardından Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’le yeniden bir araya geldiklerini kaydeden Akıncı, daha önce çeşitli vesilelerle açıkladığı gibi bu görüşmenin bir tanesi Aplıç ve Derinya kapıları için artık kesin bir tarih belirlemek ve ikincisi de adanın geleceğiyle ilgili serbest bir şekilde iki lider olarak açık yüreklilikle konuşmak olmak üzere iki ayaklı bir görüşme olduğunu belirtti.
İki saat süren bu toplantının ilk kısmında BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın da bulunduğunu ve 12 Kasım’ı kapıların açılış günü olarak tespit ettiklerini kaydetti.
Mobil telefon konusu
Şu an itibarıyla kapılarda iki liderin de katılacağı, törensel bir düzenlemenin söz konusu olmadığını ifade eden Akıncı, şöyle konuştu:
“Ancak 12 Kasım gününe kadar mobil telefon konusunda eğer uzlaşma noktasına gelinebilirse o zaman belki yine BM merkezinde bir araya gelme söz konusu olabilir. Mobil telefon işi yine kapıların açılmasına ilişkin karar alırken gündeme getirip tartıştığımız ve uzlaştığımız bir konuydu. Elektrik şebekelerinin kalıcı olarak birleştirilmesiyle birlikte ancak bu kadar zamandır çeşitli anlaşmazlıklar, güçlükler nedeniyle bir türlü uygulamaya konamamış bir şeydi. Son günlerde yeni bir çaba daha oldu, BM de iki taraf arasında bu konuyla ilgili olarak da istişarelerde bulundu. Eğer bu konuda ortak bir noktaya ulaşılabilirse bu da her iki toplum açasında son derece olumlu bir gelişme olacaktır.”
Paylaşması gerekiyor
Cumhurbaşkanı Akıncı, bunun dışında adanın geleceğini konuştuklarını özellikle Anastasiadis’e atfen son zamanlarda söylenen, “Anastasiadis artık iki kesimli, iki toplumlu federasyonu bıraktı, onun dışında iki devletli modeli düşünüyor ve bunu çeşitli çevrelerle konuşuyor” konusunu ele aldıklarını dile getirdi; şöyle devam etti:
“Bunun ne ölçüde doğru olup olmadığını 16 Nisan’da yaptığımız ilk görüşmede de sorgulamıştım. Bugün gene bu konuyu konuştuk. Yani eğer farklı bir model istiyorsa Rum toplumu adında Anastasiadis bunu bizimle açık yüreklilikle paylaşması gerekiyor ki oturup o konuda bir birimizi daha iyi anlamaya çalışalım.”
Ucu açık süreç
Kıbrıs Türk tarafı olarak bir bugüne kadar geldiği gibi ucu açık, sonuç odaklı olmayan herhangi bir zaman kaygıyı taşımayan bir sürecin parçası olmak istemediklerini yineleyen ve bunu Anastasiadis’e de söylediğini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de raporunda sonuç odaklı, bir zaman ufku olacak ve ucu açık olmayan bir süreçle sonuçlanabileceğini müzakerelerden bahsettiğini hatırlattı.
Akıncı açıklamasına şöyle devam etti:
“Biz öncelikle bütün bunları 31 Ekim günü Lute ile ele almak isteriz. Onun dışında da bugüne kadar varılan mutabakatlara olan bağlılığımızı da elbette Lute’a yeniden teyit edeceğiz, Genel Sekreter’e geçtiğimiz eylül ayında yaptığımız toplantıda teyit ettiğimiz gibi.”
Memnun döndüm
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı dünkü toplantıdan Aplıç ve Derinya kapılarının açılış tarihi belirlendiği ve Anastasiadis’le yaptıkları baş başa görüşmede bir birlerini daha iyi anlamaya çalıştıkları, geleceğe ilişkin kaygılarını paylaşma imkanı buldukları için menün döndüğünü dile getirdi.
Akıncı, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
31 Ekim’de adayı ziyaret edecek BM Genel Sekreterinin Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute’a neler aktaracağının ve bu ziyaretle yeni bir sürecin başlamasının mümkün olup olmadığının sorulması üzerine Akıncı, bunu söylemek için henüz erken olduğunu, yorum yapmak için Lute’un önce hangi çerçevede buraya geleceğini bir görmek gerektiğini kaydetti.
Lute’un günübirlik bir ziyaret için adaya geleceğini, sabah Anastasiadis öğleden sonra saat 16.00’da ise kendisiyle görüşeceğini, bir hazırlık kağıdıyla beraber mi geleceğinin, tamamen liderlerle birlikte burada bir şeyler mi hazırlamaya çalışacağının da bilinmediğini dile getiren Akıncı, “Dolayısıyla Lute’un ziyaretini görmeden, orada ne ortaya çıkacağını birebir görmeden daha sonrasıyla ilişkili yorum yapmak erken olacak” dedi.
Hidrokarbon krizi
Doğal gaz konusuyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de Cumhurbaşkanı Akıncı, doğal gaz konusunu görüşmede gündeme getirdiğini, görüşmelerinin baş başa olan kısmında hidrokarbon olayıyla ilgili gelmekte olan krize işaret ettiğini belirtti.
“Kıbrıs sorununu eğer çözeceksek, Kıbrıs’ın kendi içinin yeterli olmadığını, etrafında olan bitenin de son derece önem taşıdığının altını çizdim” diyen Akıncı, hidrokarbon olayında da karşılıklı bağımlılıkları, bölgesel işbirliklerini geliştirip ve özellikle Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi de denklemin dışında değil içinde öngörerek yaklaşımlar sergilenmesi gerektiğini kaydettiğini anlattı.
Akıncı konuşmasına şöyle devam etti:
“Dolayısıyla bir yandan Kıbrıs’ta olası bir çözüm sürecinin yeniden kurgulanması, hidrokarbon olayında çatışma yerine iş birliği ruhunun geliştirilmesi ve Türkiye’nin de AB’ye yakınlaşma sürecinin ileriye götürülmesinin birbirini ne kadar etkileyen süreçler olduğunu anlatmaya çalıştım. Bakan göz görür, ya iş birliğine doğru yelken açacağız ya da olaylar benim bu anlattığım çerçevede gelişmezse maalesef bizi krizler bekleyecek.”
*******
Anastasiadis, Akıncı ile görüşmesinden memnuniyetini dile getirdi
Çok yaratıcıydı
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yaptıkları görüşmeyi “çok yaratıcı” diye niteledi.
Anastasiadis görüşme sonrasında Rum Başkanlık Sarayı’na dönüşünde yaptığı açıklamada, Lefke/Aplıç ve Derinya kapılarının 12 Kasım’da açılması kararı aldıklarını belirterek, Akıncı ile baş başa görüşme fırsatı bulduklarını söyledi ve “çok yaratıcı bir ortamda vatanımızın geleceğini görüştük” dedi.
Anastaiadis, Akıncı ile bugüne kadar görüşülenler temelinde barış, istikrar, işbirliği konularında ortak irade sahibi olduklarını söyledi.
Müzakerelerin yeniden başlaması konusunda Akıncı’nın da, BM Genel Sekreterinin geçici danışmanı Lute’un gelmesini ve müzakerelerin yeniden başlamasını kolaylaştırmak üzere getirmesi muhtemel önerileri beklediğini kaydeden Anastasiadis, “işleyebilir, yaşayabilir ve AB değerlerine tam uyumlu ancak her şeyden önce işleyebilir bir çözümü başarabilmemiz için desantralizasyon ile ilgili görüşlerimi aktarma fırsatı buldum” dedi.
Anastaisadis, Akıncı ile görüşmelerinin bütününün dostane bir ortamda geçtiğine işaret etti ve “istenen çözümün iki bölgeli iki toplumlu federasyon olduğu yeniden teyit edildi. Yeter ki devlet işleyebilir olsun” diye konuştu.
Desantralizasyon konusu
Desantralize federasyon konusunda Akıncı’ya anlattıklarının, Ulusal Konsey’de ifade ettikleri olduğunu belirten Anastasiadis şunları söyledi:
“Yani, merkezi hükümetin yetkilerini, güçler ayrılığını ve merkezî devletin güçlerini izah ettim, ki desantralizasyon ile bir yandan, nüfus çoğunluğuna sahip Kıbrıslı Rumlar tarafından yetkinin kötüye kullanılmayacağı konusunda, Kıbrıslı Türklerin; bir yandan da olumlu oy hakkının kullanılmasıyla devletin işleyemez olabileceğinden kaygılanan Kıbrıslı Rumların güveni tesis edilsin; dolayısıyla doğru göğüslenmezse toplumlardan birinin veya diğerinin bir çözümü reddetmesine neden olmasın.
Her halükarda serbest görüşmede konuşulanlar hakkında fazla detay vermeyeceğim. Önemli olan halklarımızı yeniden birleştirecek ve genel olarak Kıbrıs’ın tamamı için perspektifler yaratacak işleyebilir çözüm bulunmasına bağlılığımızdır.”