Asrın projesi kapsamında Türkiye’den, KKTC’ye getirilen içme suyunun önemli bir kısmı denize akıtılıyor. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu “KKTC genelinde halkın yüzde 80’ine ulaştırılan suyun, diğer bölgelere de gidebilmesi için 252 kilometrelik boru hattı döşenmelidir”dedi.
Geçitköy barajının 50 milyon metreküp kapasiteye sahip olduğunu belirten Çavuşoğlu, barajın dolması nedeniyle fazla suyun denize aktığını söyledi.
Şu anda 252 kilometrelik hattın döşenmesine ihtiyaç olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bu hatların 52 kilometrelik kısmını kapsayan ihalenin bittiğini söyledi. Çavuşoğlu, 50 milyon metreküp gölette dolduğu için suyun denize aktığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’den 75 milyon metre küplük bir su geliyor. Bu suyun en iyi halde senede 15 milyon metreküp ile 20 milyon metreküp arasını kullanabiliyoruz. Bu açıdan baktığımızda 50 milyon metreküp gölette dolduğu için su denize akıyor. Başta Güzelyurt bölgesi ve Mesarya bölgesine tarım sulama suyunun ulaşması ile ilgili beklenti çok büyük. Şunu ifade etmem gerekir ki biz hükümete geldikten hemen sonra içme ve kullanma suyu temin projesini protokollerini imzalayıp belediyeler ile abonelik sözleşmelerini imzaladıktan sonra hemen vakit kaybetmemek adına Güzelyurt ve Mesarya tarafına yapılan projeyi onayladık. Henüz bunların ihaleye çıkma süreci Türkiye'de tamamlanmış değil.
Hem dağ delinerek bu tarafa geçilecek hem de tüm Güzelyurt bölgesine ve Mesarya bölgesine bu suyu kullanıma sokabilecek borular döşenecek. Borular döşenene kadar, su maalesef denize akacak. Bu konuda başka başka fikirler ortaya atılıyor ancak şuanda çok mümkün gözükmüyor, projenin dışında bir yaklaşımla tarım sulama suyunun topraklarımıza ulaşması çok mümkün gözükmüyor."
“Yeşil ada olacak”
Bakan Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Varsa da öyle bir hazırlık yok, biz kendi mühendislerimize bu konuda herhangi bir alternatif, imkan çok ucuza mal olabilecek geçici bir imkan olabilir mi diye görev verdim onların çalışmasından sonra bunu da söyleyebileceğiz. Ancak olması gereken tarım sulama suyunun hayata geçmesidir. Bu hayata geçtikten sonra KKTC geçmişte anıldığı gibi bir yeşil ada olma sıfatına ulaşabileceğini düşünüyorum. Bu konuda Türkiye Devlet Su işleri ile yakın ilişkilerimiz var. Veysel bey ile yakın temasımız var. Geçtiğimiz günlerde Müsteşarımızı Türkiye’ye gönderdik. DSİ yetkilileri ile bu konuları konuştuk. Biz Mühendis, Mimar Odaları ile birlikte diğer yapmamız gereken çalışmaları birlikte yapıyoruz dolayısı ile yapacak işimiz çok ama zaman hızla geçiyor ve Türkiye'den günlük gelen su maalesef denize akmaya devam ediyor. Bu konuda halkta olduğu gibi bizde de rahatsızlık vardır."
“Suyun fiyatının 3 buçuk TL olması gerekir”
Suyun pahalı olması konusunda kendini sorumlu hissederek abonelik sözleşmelerinin imzalandığı dönemde suların bağlanacağı, fiyatlarının belediyelerce belirleneceği dönemde bu konuda çok fikir beyan ettiğini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Çok tartışma yaşandı. Suyun fiyatının 3 buçuk TL olması gerektiği fikrim de değişmedi. Yani bilemediniz 4 TL kadar bir limit ile bu suyun kullanılması makul bir fiyattır. Zaten şuanda belediyelerin birçok korkusu var ne kadar kaçağımız var bilmiyoruz, batabiliriz endişeleri vardı. O yüzden yüksek fiyat koyduklarını söylediler, bir kısmı üç veya 6 ay deneme süresi istedi. Bana göre belediyelerin 3 ve 6 aylık deneme süreleri dolmuş durumdadır. 'Yeni bir fiyat düzenlemesi yapacağız, fiyatları aşağı indireceğiz' diyorlar ama maalesef bu konuda biraz yavaş davranıyorlar, halkımız da suyu ödemeye devam ediyor. Bizim belediyelerden beklentimiz hiç birinin düşmanı değiliz ama halkımızın da düşmanı değiliz. Onlar da halkın düşmanı değil, belediyelerin sıkıntıları olabilir. Ama halkın bu suya ödemesi gereken fiyat 6 lira 7 lira değildir. 3.5 veya 4 TL dir" diyerek sözlerini tamamladı.