Brüksel’de Türkiye ve AB arasında sığınmacılar için geri kabul konusunda anlaşmaya varılmasının ardından, Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ortak basın toplantısı düzenledi. Brüksel’deki zirvede Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin fasıllar konusundaki veto tehdidinden vazgeçmemesi üzerine ara formül bulundu. AB Başkanı Donald Tusk, Türkiye ile sadece Rum vetosunun geçerli olmadığı bütçe politikasını içeren 33. faslın açılaması konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı. 21 Mart’tan itibaren Avrupa’ya giren sığınmacıların Yunanistan üzerinden Türkiye’ye geri gönderileceğini belirten Tusk “ Bu anlaşmanın amacı Türkiye üzerinden Avrupa’ya gelen düzensiz göçü engellemek” dedi. “Zamanlama konusunda bütün Türkiye’den gelen Yunan adalarına bu Pazardan itibaren geçen bütün düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye geri gönderilmesi konusunda anlaşıldı. Bu aşamalı olarak bire bir prensibine göre olacak bir de değişim yapılacak” diyen Tusk yeni görüşme fasıllarının açılacağını söyledi.
6 bin kişi yer değiştirecek
AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ise 6 bin kişinin yerinin değiştirilmesi konusunda bilgi vererek, “Ayda 6 bin kişinin yeri değiştirecek bu sayıya varılması konusunda iyimserim.” ifadelerini kullandı.
Ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan "Şimdi 33'üncü faslı da açma kararı aldık, Avrupa Konseyi tarafından alındı ve ayrıca bloke edilen diğer fasılların da açılması için sürecin hızlandırılması kararı alındı. Bu konuda da özellikle göstergelerin ilan edilmesi noktasında da süreç hızlandırılacak. 33. fasıl kesinlikle açılacak" dedi.
Rum kesiminin blokajları hatırlatıldı
Toplantıda Kıbrıs Rum Kesimi’nin blokajlarının hatırlatılması üzerine Tusk, kendilerinin Türk tarafı konusundaki beklentilerinin daha büyük olduğunu ancak en azından bir konuda ilerlediklerini vurguladı. Donald Tusk, bazı şeylerin başarıldığını ve bunun kendisi açısından gelecek için umut verici bir işaret olduğunu söyledi.
Davutoğlu: Çocuklar ölmesin
Başbakan Davutoğlu, “Brüksel’ olmaktan büyük bir memnuniyet ve gurur duyuyorum. 3. Kez Türkiye AB zirvesini düzenliyoruz, geçtiğimiz 4 ay içerisinde. Bugün Türkiye ile Avrupa arasında tarihi bir gün. İki sebebi var bunun. Birincisi şu Türkiye’de bugün Çanakkale Zaferi’nin 101. Günü. Çanakkale zaferinde hayatını kaybetmiş olan şehitlerimize rahmet diliyorum. Bu elde ettiğimiz sonuç açısından değil yalnızca kullanılan yöntem açısından da tarihi bir gün. Bugün şunu fark ettik ki Türkiye ile AB’nin kaderi ortaktır. Aynı zorluklarla karşı karşıyadır ve aynı geleceği paylaşmaktadır. Türkiye ile AB arasında anlaşmaya vardık. Türkiye ile AB arasında daha stratejik bir işbirliğine ihtiyacımız var. Bugün ulaştığımız anlaşmanın insani bir boyutu var. Çünkü bu anlaşmanın ana hedefi şudur: Çocuklar ölmesin kadınlar, gençler ölmesin Ege’de hayatlarını kaybetmesinler.”
“Maliyet adil şekilde paylaşılacak”
İnsan kaçakçılarının cesaretini kırmak için ve yasal göçü teşvik etmek için dengeli bir yaklaşım edindik. Türkiye şu anda Ege’deki adalara yasa dışı ulaşanları geri alacak diğer taraftan Avrupa ülkeleri de aynı sayıda yasal göçmeni Türkiye’den alacak. Son derece adil bir adım oldu. Mülteciler açısından da adil bir adım oldu. Diğer taraftan maliyetler de önemli. Şu konuda anlaştık, maliyet ve yük paylaşımı da adil bir şekilde paylaştırılacak. 3 Milyar Euro önümüzdeki günlerde kullandırılmaya başlanacak. Bu para sadece Suriyeli mülteciler için kullanılacak. Bu anlaşma bir para meselesinden ibaret denildi, hayır, AB Suriyeli mültecilere yardımcı oluyor olacak. Bu 3 Milyar Euro’ya takviye olarak 2018’e kadar bir ek 3 milyar Euro daha olacak.”