Çiğdem AYDIN – Pelin Yükselay DAL - Fotoğraflar: Timuçin DÖNMEZ
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum lideri Nikos Anastasiadis, 2016 yılı içinde çözümden söz ederken, fanatik Rumların, Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarına bir yenisi daha eklendi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum lideri Nikos Anastasiadis, 2016 yılı içinde çözümden söz ederken, fanatik Rumların, Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarına bir yenisi daha eklendi.
Geçtiğimiz Pazar günü KM 444 plakalı araç ile güneye geçen Can Kürşat (31), Cenk Hassan (23) ve Ali Şonya (24) Lefkoşa’nın Makarios Caddesi’nde seyrederken onlarca fanatik Rum’un saldırısına uğradı. BMW marka araca zarar veren Rumlar, 3 Türk gencine ‘Bello Turko’ (Ahmak Türkler) diyerek, linç girişiminde bulundu.
Diyalog’a konuşan gençler, olayın Rum polis karakolunun önünde gerçekleştiğini, fakat herhangi bir müdahalede bulunulmadığını söyledi. Canlarını kurtarmak için olay yerinden ayrılmak zorunda kalan gençler, Diyalog muhabirinin eşliğinde dün Rum polis karakoluna giderek şikayette bulundu.
Gençlerin ifadesini alan Polis, bölgedeki polise ait güvenlik kamerasını inceleyeceklerini söyledi. Rum polisinin, bölgedeki işyerlerinin güvenlik kameralarını ise “Özel hayata müdahale” gerekçesiyle inceleyemeyeceği belirtildi.
Olay nasıl oldu?
Kıbrıslı Türk üç genç geçtiğimiz hafta sonu Ayia Napa’ya eğlenmek ve gezmek için Güney Kıbrıs’a Metehan sınır kapısında geçiş yaptı. Lefkoşa’nın Güney kesiminde Makarios Caddesine ulaştıklarında 3-4 tane motorlu Rum Genç kendilerini yolda geçerek, arkadan gelen kalabalık gruba Türk plakalı aracı gösterdiler ve ardından aracın önü kesilerek saldırı gerçekleştirildi.
Can Kürşat yaşadıkları korkunç olayı anlattı:
Olay esnasında arabayı kullanan Can Kürşat isimli genç olayı şu sözlerle anlattı, “Arkadaşlarla Ayia Napa’ya gidiyorduk. Saat 15.30 sıralarında Güneye geçtik Makarios Caddesi’ne geldiğimiz zaman aracımızın yanından 3-4 motosikletli geçti ve bizim aracı arkadan gelen kalabalık gruba işaret etti. Ardından yolumuzun üzerindeki trafik ışıkları kırmızı yandı ve durduk. Bizi işaret eden motorlular da tam önümüzde durarak yeşil ışık yandığında hareket etmememizi sağladı. Yeşil yandığından diğer araçlar geçti ama bizim önümüzü kestikleri için ya onlara çarpacaktık yada olduğumuz yerde duracaktık. Bir an ne yapacağımızı şaşırdık ve düşünmeye fırsat kalmadan arabamıza saldırdılar.
“Bello Turko” diye bağırdılar
Bizlerin boğazını keseceklerine dair işret yaptılar “bello Turko” diye bağırdılar. Kaç kişi olduklarını bilmiyorum ama oldukça kalabalıklardı 100-150 kişi rahat vardı. Ama şunu biliyorum eğer o araçtan bizi indirmeyi başarsalardı bugün hayatta olmazdık. Bizleri resmen öldürmek istediler. Saldırganların ellerinde Yunan ve APOEL bayrakları vardı ama onlar dışında birçok Rum da bu olayı sadece seyretti. Dahası sanki normal bir durum olağan bir durummuş gibi davrandılar. Yoldan arabalarıyla öylece geçip gidenler ve yürüyüş yapanlar çevre esnafı hiç kimse “durun” bile demedi. Onların için gayet normal bir şeymiş gibi davranmaları beni ve arkadaşlarımı şaşkına uğrattı.
“Resmen ölümden döndük…”
Şimdi bizim tarafta ya da onların tarafta “fanatik bir grup, etkinlikleri vardır da üstüne gittiler” gibi yorum yapanlar olacak. Ne yani biz Kıbrıslı Türkler onların nerede ne zaman etkinliği var bilmek zorunda mıyız? Güvenli bir şekilde yolculuk yapmak yada eğlenmek, alışveriş yapmak için kontrol mu edeceğiz etkinliği var mı bunların diye? Böyle saçma ve gerçek dışı bir savunma kimse yapmasın. Bu gerçekliği biz arkadaşlarımızla yaşadık resmen ölümden döndük. Arabada bizler değil de bayanlar da olabilirdi üç kız arkadaş da geçebilirdi o anda Rum tarafına. Bize yapılan aynı şey onlara da yapılabilirdi.”
“Saldırının olduğu yerin tam karşısı karakol var…”
Üstelik daha da kötüsü saldırıya uğradığımız yerin tam karşısında Polis İstasyonu da vardır ve arabamız beşik gibi sallanırken, tekmelenirken ve her an canımızdan olma ihtimalimiz varken hiç bir şey yapmadılar. Haberleri olmaması imkansız. O andan sadece aracı üzerlerine sürmek zorunda kalarak kaçabildik. Eğer kaçamasaydık sonuçlarını düşünemiyorum. Çünkü tüm bunlar olurken sadece sinema gibi izlediler. Oradan süratle uzaklaştım ve otoyola çıkmak zorundaydım ve Mağusa kapısından çıktım İngiliz polisine giderek ihbarda bulundum onlar da “Bu konuyu Lefkoşa Rum polisine bildirmeniz gerek” dedi. Ben de bu işin peşini bırakmayacağım. Bu olayda kimse hiç birşeyi örtmeye kalkmasın. Bulunduğumuz nokta hem kalabalıktı hem tanıklar vardı hem de bölgede sayısız kameralar vardı.”
Karakolda neler yaşandı?
Diyalog muhabiri, saldırıya uğrayan Can Kürşat ve Cenk Hassan ile birlikte dün Güney Kıbrıs'a geçerek, saldırının Rum polisine şikayet edilmesine tanıklık etti.
Kürşat'a Güney Kıbrıs'a geçişinde, Rum polisi ile rahat anlaşmasını sağlamak amacıyla Politis gazetesinde çalışan dostu da eşlik etti. Güney Kıbrıs'taki Lefkoşa Polis Karakolu'na girildiğinde kadın olan Rum Polis memuru, hemen geliş amacını sordu.
“Plakayı almadıysanız çok bir şey yapamayız…”
Kürşat'ın Rum dostu iletişimi kolaylaştırmak ve daha sağlıklı bilgi aktarabilmek adına, Kürşat'ın yaşadığı olayı polis memuruna aktardı. Polis memuru olayı dinledikten sonra, Kürşat ve arkadaşına saldıran aracın plakasını alıp almadıklarını sordu. Memurun bu sorusuna karşılık “Hayır çok korkmuştuk ve panikle aklımıza bile gelmedi” cevabını alması üzerine çok bir şey yapabilme olasılıkları olmadığını Kürşat'a iletti.
Güvenlik kamerasına bakamazlarmış…
Bu cevabın karşılığında Kürşat, olayın gerçekleştiği yerde birçok işyeri ve güvenlik kamerası bulunduğuna dikkat çekti. Kürşat, olayın meydana geldiği yerin Polis Karakolu'nun tam karşısı olduğunu da vurguladı. Polis memuru bunun üzerine kamera kayıtlarına bakamayacaklarını belirtti. Bunun nedenini de Güney Kıbrıs'ın AB ülkesi olduğunu, işyerlerinin güvenlik kameralarına bakmanın yasal olmadığını, özel hayata müdahale sayıldığını aktardı.
Memur bölgede bir polis kamerası bulunduğunu, sadece onu inceleyebileceklerini de kaydetti.
*****
*****
Muhtar Ömer Meraklı diyor ki;
Selam Kıbrıs Türkü... Bir gurup gencimiz geçtiğimiz gün Güney Kıbrıs’a gezip eğlenmeye gitmişler ama ne yazık ki bazı Rumlar önlerini keserek saldırmışlar, canlarını zor kurtarmışlar. Diyeceğim odur ki: Rum tarafına gezmeye gidecek gençlerimize, aha bu tanklarla can güvenliklerini garanti altına almak için seyahat etmelerini önerir, anlayanlara da anlamayanlara da bir kere daha merhaba derim.