Diyalog Gazetesi

100 bin kişi dönmeli

KIBRIS

Liderlerin mülkiyette ilerleme sağlayamadığını açıklayan AKEL, en iyi formülün daha çok toprak tavizi olduğunu söyledi

 Komünist AKEL Polit Büro üyesi Stefanos Stefanu, Kıbrıs sorununda çözüm takvimi olmayabileceğini ancak geçen zamanın çözüme yardımcı olmadığını belirtti, “mülkiyetteki durgunluktan çok endişeliyiz” dedi.
Stefanu Alithia’ya verdiği özel mülakatta Kıbrıs müzakerelerinin sorunlu bir noktaya geldiğini, bunun, Anastasiadis’in Rum Yönetimi Başkanlığı’na geldiği günden 11 Şubat 2014’e kadar geçen dönemdeki yanlış icraatlarından kaynaklandığını söyledi.
AKEL olarak müzakerelere, 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas’ın bıraktığı yerden devam etmesini tavsiye ettiklerini söyleyen Stefanu, “Bunu yapsaydı, belki şu anda daha ileride olacaktık” dedi, özetle şunları ekledi:
“11 Şubat 2014 Ortak Açıklamayı Eroğlu ile yapmasaydı BM Genel Sekreteri’ne karşı deşifre olacaktı. Eroğlu Talat-Hristofyas yakınlaşmalarına karşıydı ama Genel Sekreter’e, kalınan yerden devam etmeye hazır olduğunu söyleyen bir mektup gönderdi çünkü Anastasiadis’in müzakerelere sıfırdan başlamak istediğini biliyordu.”
Stefanu bugün müzakerelerde hem ilerleme, hem sorun, hem de durgunluk bulunduğuna, bunun aşılması gerektiğine işaret ederek “Mülkiyette, aşılmaması halinde müzakere prosedürünü tehlikeye sokacak anlaşmazlıklar var” dedi ve ekledi:
“İki taraf anlaşır, dikenli meselelere çözüm bulur ve toprak düzenlemelerine girersek, ilerleyebilme yolumuz açılır. O noktada Türkiye’nin doğrudan hesap vermesi gerekir.”

İşte AKEL’in önerisi
Mülkiyette iki meselede anlaşmazlık bulunduğunu söyleyen Stefanu bu sorunlara AKEL’in çözümlerini şöyle anlattı:
“Birincisi, Kıbrıs Türk tarafının, kabul edilemeyecek, toprak ve nüfus çoğunluğu teziyle alakalıdır. Bizim önerimiz, toprak düzenlemeleri konusuyla bağdaştırılmasıdır. Çok sayıda (yaklaşık 100 bin) göçmenin Rum idaresi altında geri dönebileceği şekilde bir toprak düzenlemesi yapılırsa, bütün Rum göçmenler Kıbrıs Türk idaresi altında geri dönse bile sayıları çoğunluğu bozmaya yetmez. Çoğunluğu bozacak sayıya ulaşsalar bile, bir tavan konusunda anlaşılabilir ve bu tavan aşılırsa, tavan sınırını aşan Kıbrıslı Rumlar seçme-seçilme haklarını bizim tarafta kullanabilirler.
Diğer bir sorun da mülkiyette tercih edilecek hukuki çareyle alakalıdır. Bunun için de çözümlerimiz var ve Başkan Anastasiadis’e ilettik. Bunlar görüşülüp, halihazırda uzlaşılmış 22 mülkiyet kategorisiyle ilgili kriterlere konulabilir. Takvimler olmayabilir ancak geçen zaman çözüme yardımcı değil.”

Türkiye isterse çözer
Stefanu, Türkiye’nin mevcut bütün sorunları arasında çözülmesi daha az zor olanının Kıbrıs sorunu olduğunu belirterek “Türkiye Kıbrıs sorununu çözmek isterse, çözülür” dedi, özetle şunları ekledi:
“Örneğin, iki taraf askerin ve yerleşiklerin çekilmesi konusunda anlaşsa, Türkiye kabul etmezse çekilecek mi? Aynı şey garantiler için de geçerli. Biz Kıbrıs sorununda her zaman hazır ve aktif olmalı, olguları ileri götürmeliyiz. Nihayetinde Kıbrıs sorunu çözülürse, herkesin çıkarına olur. Çözülmezse, en azından uluslararası unsur suçlunun kim olduğunu bilir. Şu anda suçlunun Türkiye olduğu kesindir.”

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.