Yeniden yazmaya başlamak ve siz değerli okurlarla yeniden buluşmak, benim için büyük bir heyecan ve umut kaynağı. İnsan, ürettikçe var olur; faydalı olduğu kadar vardır. Var olmak için üretmek gerekir.
Günümüzde birçok değer, gelişen teknolojiyle birlikte önemini yitirse de yazı, benim için hâlâ en önemli varoluş unsuru. Geçmişin ilk izlerini bugüne taşıyan, bizden önceki nesilleri, çağları, yönetimleri ve yaşam biçimlerini anlamamızı sağlayan şey; antik yapılarda, arkeolojik kazılarda karşımıza çıkan yazılardır. Hatta geçmişe dair bildiğimiz hemen her şey, o yazıların bize anlattıklarıyla sınırlıdır.
Yazmak — ya da bir başka deyişle, düşünceyi ifade etmek ve bunu paylaşmak — insanın ruhuna dokunan, tarifsiz bir haz verir. Bugün bu tadı sosyal medya platformlarında da görmek mümkün. Eskiden insanlar düşündüklerini paylaşma konusunda oldukça kısıtlıydı. Ancak günümüzde düşüncelerimizi özgürce ifade edebileceğimiz ve bu ifadeye geri bildirim alabileceğimiz sayısız mecra var.
Hayattaki en büyük inancım olan "freedom of speech", yani ifade özgürlüğü, günümüzde bu platformlar sayesinde her noktaya ulaşmış durumda. Bugün dünyanın herhangi bir köşesinden fikirler, deneyimler ve görüşler kolaylıkla paylaşılabiliyor. Ne güzel değil mi?
Ancak burada bir durmak gerekiyor. Çünkü ifade özgürlüğü kadar, ifade etme biçimi de en az onun kadar önemli. Teknolojinin faydalarından ve zararlarından söz ederken hep aynı şeyi söylüyoruz: "İyi kullanılırsa fayda, kötü kullanılırsa zarar." İşte bu da aynı şekilde geçerli. Doğru bir dille ifade edilen her düşünce kıymetlidir. Fakat saldırgan, kırıcı ya da küfür içerikli söylemler "ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendirilemez.
Bugün, her şeyin bu kadar kolaylaştığı dünyamızda; karalama, yıpratma ve hatta ağır suçlamalar içeren ifadeleri dile getirmek de bir o kadar kolaylaştı. Üzücü olan ise, bunun giderek normalleşmesi. Ne yazık ki ülkemizde ifade biçimi ciddi anlamda yozlaşmış durumda ve daha da kötüsü, bu durum artık kanıksanmış, sıradanlaşmış.
Dilerim ki; düşüncelerimizi özgürce ifade edebilmenin kıymetini anladığımız kadar, bunu hangi biçimde yaptığımızın da öneminin farkına varırız. Kişileri hedef alan, onlara zarar veren hakaret içerikli söylemler "özgür ifade" değildir. Bu, tam aksine bir hak ihlalidir.