Yavuz’u durdurun

 Güney Kıbrıs’ın BM’deki Daimi Temsilcisi Andreas Mavroyannis’in, Türkiye’nin Kıbrıs açıklarında yürüttüğü sondajlar konusunda BM’ye ikinci bir mektup daha gönderdiği, özellikle Yavuz’un çalışmalarını şikayet etiği bildirildi. 
Fileleleftheros gazetesinin haberine göre Mavroyannis, Türkiye’nin “Kıbrıs’ın deniz bölgesindeki faaliyetlerinin hukuka uygun olduğu” şeklindeki söylemlerinin geçerli olmadığını, Türkiye’nin; BM’nin “Deniz Hukukuna” (UNCLOS) ilişkin anlaşmayı imzalamayan çok az sayıdaki ülkelerden biri, aynı zamanda Deniz Hukukuna ilişkin genel kurul kararını sistematik şekilde ret eden tek ülke olduğunu savundu.
Resmi belge olarak BM’de dolaşan mektupta, Mavroyannis, BM Genel Sekreteri AntonioGuterres’e, Türkiye’nin; Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği “MEB” ve kıta sahanlığı içerisindeki “yasa dışı sondajları ve askeri faaliyetleri” hakkında bilgi verdi. 
Mavroyannis, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı TPAO’nun, sondaj gemisi “Yavuz’”u, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği “MEB” ve kıta sahanlığı içerisinde görevlendirerek, Rum Yönetimi tarafından Avrupalı doğal gaz ve petrol şirketleri, TOTAL ve ENI’nin ruhsatlandırıldığı 7’inci parselde hidrokarbon aramaya başladığını savundu.
“Sondaj çalışmalarının, MEB ve kıta sahanlığı içerisinde, Kıbrıs açıklarından, Mısır ve Güney Kıbrıs arasında belirlenen 44 deniz mili uzaklıktaki bölgede ”, gerçekleştirildiğini savunan Mavroyannis, Türkiye’nin “yasa dışı sondaj faaliyetlerinin, Mayıs 2019’da, Fatih sondaj gemisi tarafından Kıbrıs’ın batı kıyısından 36 deniz mili uzaklıktaki mesafede başladığını” da iddia etti. 
Mavroyannis mektubunda sadece Kıbrıs etrafındaki araştırma gemileri eşliğinde hidrokarbon keşfine yönelik Türk kampanyasıyla ilgili değil, “yasa dışı” olduğunu iddia ettiği Türk askeri tatbikatlar konusunda da endişesini dile getirdi. 
Türkiye’nin silahlı ve silahsız insansız hava araçlarının kullanımında endişe verici bir artış gözlemlendiğini savunan Mavroyannis, bu uçuşların, uluslararası hava trafik kurallarının ihlalini teşkil etmekle birlikte “Lefkoşa Fır” hattındaki uçuşların güvenliğini tehlikeye attığını ileri sürdü.
Mavroyannis, “Kıbrıs’ın deniz bölgesindeki Türk askeri tatbikatlarının, sadece mevcut uluslararası hukukun ciddi bir ihlalini değil aynı zamanda seyir özgürlüğünün, denizlerin barışçı maksatlar için kullanılması ilkesinin kötüye kullanılması” anlamına da geldiğini savundu.
Mavroyannis Türkiye’nin “yasa dışı faaliyetlerinin” sadece uluslararası hukuka aykırı olmakla kalmadığını, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” egemenlik haklarına itiraz etme çabasını da teşkil ettiğini ileri sürdü.