Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Birleşmiş Milletler (BM ) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin hayali tavırlar içinde olduğunu savunarak “Her şeyin neredeyse çözülmüş olduğu gibi bir yanılgı içerisindeydi. Dışarıya verdiği imaj da buydu. Kendisini uyardım. Ne yazık ki beni dinlemedi” dedi.
Haftalık Kathimerini gazetesine konuşan Anastasiadis, Crans-Montana zirvesinin başarısızlığa uğramasının zirveye katılanlar ve özellikle Türkiye ile Kıbrıslı Türklerin niyetleri konusunda hayal kırıklığı ve düşüncelere yol açtığını iddia etti.
Kıbrıslı Rumlar için en büyük endişe kaynağının, “Türkiye’ye bağımlı olma ısrarı olduğunu” ve “geçmişte yaşanan, Cunta’nın anayasal düzeni bozması gibi, Kıbrıs Rum tarafını sorumlu tutacak olayların tekrarlanmasına izin verilmeyeceğini” öne süren Anastasiadis, “gerek İngiltere gerekse diğer garantör devletlerin müdahaleleri sonucunda iki toplumdan ileri gelen geçmişteki olayların, çok az sayıdaki fanatiklerin dışında, kimse tarafından ve hiçbir şekilde yeniden var olacağına inanmadığını” ifade etti.
Anastasiadis, “Nasıl bir devletin gelişeceği, bu devletin üçüncü bir ülkeden, özellikle de Türkiye’den ne kadar bağımsız olacağı ve Kıbrıslı Türklerin bizim devletimize, -bizim derken Kıbrıslıların, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerin devletine- katılmakta ve yaratmakta ne kadar özgür olacakları, geleceği belirleyecek unsurdur” dedi.
Crans-Montana zirvesi sonrasında Kıbrıs sorununun çözümü çabalarının “bir mola verdiğini umut ettiğini” ifade eden Anastasiadis, New York’ta gerçekleştirilecek BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında yeni gelişmeler yaşanması ihtimalinin sorulması üzerine ise “bunu şimdiden öngöremeyeceğini, bu tür görüşmelerin genellikle Güvenlik Konseyi toplantısından sonra ve Genel Sekreter’in daveti üzerine gerçekleşebileceğini” belirtti.
Kararı Ulusal Konsey verecek
Anastasiadis, BM’nin yeniden harekete geçirilmesi için hangi girişimleri başlatmaları gerektiğine karar vermeden önce Ulusal Konsey toplantılarının gerçekleşmesinin ve koşulların doğru değerlendirilebilmesine imkan vermek için belirli bir zamanın geçmesi gerektiğini de vurguladı.
Türkiye’nin B ve C planlarına ilişkin açıklamaların sorulması üzerine ise Anastasiadis, her zaman mevcut tehlikeleri ve unsurları dikkate aldıklarını ancak Türkiye’nin, kendi planlarını sürdürmeyecek adımlar atacağını iddia etmenin aceleci bir davranış olacağını ifade etti.
Anastasiadis, “Türkiye’nin Almanya’daki seçimler sonrasında AB’den beklentileri olduğu, bu yüzden de Crans-Montana zirvesinin yapıldığı dönemin ‘yeterince olgunlaşmamış bir dönem’ olduğu” şeklindeki değerlendirmelerin sorulması üzerine, “konuların, özellikle de kendileri için büyük önem taşıyan ancak bugüne kadar hiç görüşülmemiş Garantiler ve Güvenlik konularının önceden hazırlıklarının iyi yapılmadığı aceleci girişimlerin, bir yandan beklentilerin artmasına, diğer yandan da beklenenden daha kötü bir başarısızlığa sebep olacağı konusunda BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı uyardığını savundu.
Anastasiadis, Türkiye’nin bu konuları müzakere etmeye hazır olmadığını ve AB ile müzakerelerin nasıl ilerleyeceğini görmek istediğini iddia etti.