ABD’nin doğalgaz ve petrol hizmet sağlama alanında faaliyet gösteren iki büyük şirketi “Halliburton” ve “Schlumberger” şirketlerinin, Güney Kıbrıs’ta merkez kurmak üzere girişim başlattıkları bildirildi. Fileleftheros ve diğer gazeteler, petrol ve doğalgaz alanlarında her türlü hizmet sağlama faaliyetlerinde bulunan “Halliburton” ve “Schulmberger” şirketlerinin, tüm Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol arama ile çıkarma faaliyetlerinde bulunan müşterilerine hizmet sağlayabilmek amacıyla, Güney Kıbrıs’ta bir üs kurmaya hazırlandıklarını yazdı.
Gazete, ilk olarak “Halliburton” şirketinin üst düzey bir yetkilisinin önümüzdeki hafta Güney Kıbrıs’a giderek Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le görüşeceğini, “Schlumberger” şirketinin üst düzey yetkilisinin de önümüzdeki ay içerisinde Güney’e gitmesinin beklendiğini belirtti.
Gazete ayrıca, “Schlumberger” şirketinin, Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) yer alan “Afrodit” parselindeki doğalgaza ilişkin verileri analiz eden şirket olduğunu da hatırlattı.
MEB’in korunması önlemleri
Gazete bir başka haberinde, Rum “Kriz Yönetimi Bakanlar Grubu’nun” önceki gün gerçekleştirdiği toplantıda, Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inin güvenliği ve denetlenmesi konularını ele aldığını yazdı.
Rum Savunma Bakanı, Adalet Bakanı, Bayındırlık Bakanı, RMMO Komutanı ve Rum Polis Genel Müdürü’nün katıldıkları toplantıda, Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inin denetlenmesi ve kontrolü için AB ödeneklerinden kaynak sağlanması olasılıkları değerlendirildi.
Albright’ın sözleri Rum basınında
Gazete, ABD Eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın ABD’de düzenlenen bir seminerde Türkiye üzerinden doğalgaz hattını destekleyen açıklamalarda bulunduğunu da yazdı.
Türkiye’nin “ANKA” haber ajansına dayandırarak verdiği haberinde, Albright’in konuşmasında, en büyük enerji sağlayıcısı olan Rusya’ya alternatif kaynak bulunması gerektiğini ve İsrail ile Güney Kıbrıs doğalgazının Türkiye üzerinden AB’ye getirilmesinin avantajlarına değindiğini söylediğini aktardı.
Gazete, Türkiye ile KKTC arasında imzalanan Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması’nın Türkiye tarafından BM’ye bildirilmesi ve Güney Kıbrıs ile Yunanistan’ın buna tepki göstermesinin ardından, Türkiye ve KKTC’den de karşı tepki geldiğini de belirtti.