Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, İsrail’in, Trodos dağlarına yerleştirdiği radarla, bölgenin kontrol altına alındığını itiraf etti. Kaulidis, sözde Rum egemenliği altındaki bölgede yer alan petrol ve doğal gaz çalışmalarının bu şekilde izlendiğini belirtirken “teknoloji konusunda yaşadığımız eksiklik bu şekilde giderilmiş oldu”dedi.
Kasulidis, meclisin konu hakkında neden bilgilendirilmediği sorusuna, İsrail ile devletler arası bir anlaşma yapılması için Meclisin onayının gerekmediğini ifade etti.Kasulidis’in daha sonra “gaf yaptığını anladığını” ve yazılı bir açıklama yaptığını yazan Politis gazetesi, kısaca şunları söylediğini aktardı:
“Verdiğim yanıtın öncesindeki sorularla ilgili bazı karışıklıklar meydana geldi. Ki bu da yanlışlıkla, Rum MEB’inin denetimi için araçlar yerleştirilmesi konusunda İsrail devletiyle ilişki kurulması sonucuna yol açtı. Bu iki şey bağlantılı değildir. Trodos’la ilgili olarak söylediğim şey, meydana gelen şeyin, Rum Yönetimi’nin Rum MEB’indeki hareketlerin denetimi için sahip olduğu araçların düzeyinin yükseltilmesidir. Bu herhangi bir devletle yapılan herhangi bir devletlerarası anlaşmayla bağlantılı değildir. Devletler arası bir anlaşma olması durumunda, bunun Temsilciler Meclisi’nden geçmesi gerekir.”
Statü yükseltilmeli
Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Rum Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde yaptığı konuşmada, uluslararası toplum tarafından tanınmalarının yeterli olmadığını, bununla birlikte mevcudiyetini (varlığını) yükseltmesi gerektiğini söyledi.
ABD’yi Rum kesiminin stratejik ortağı olarak nitelendiren Kasulidis, doğal gaz konularının, dış politikaları açısından ellerinde “güçlü bir kağıt” teşkil ettiğini de savundu.
Rum hükümetinin Maraş konusundaki önerisine de değinen Kasulidis, bunun Maraş’ın iadesi karşılığında, doğrudan ticaret için yasal yollar bulunması için, bir paket olarak ortaya konulduğunu söyledi.Maraş meselesiyle, Rum kesiminin aralarında ABD’nin de bulunduğu önemli ülkelerin desteğini kazandığını iddia eden Kasulidis, AİHM’nin, “Dimopulos davasının eksiklerini yıkan son olumlu kararını hafife almamaları gerektiğini” de kaydetti.
Politis gazetesinin haberine göre ise, Maraş’ın iadesiyle ilgili çabanın son bulmadığını, bunun daha yeni başladığını dile getiren Kasulidis, Maraş önerisinin, KKTC’nin AB’yle ticaret yapması amacıyla yasal yollar bulunmasını da içeren bir paketin parçası olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye’yle ilgili AB başlıklarının açılmasına da değinen Kasulidis, enerji başlığının açılmasını kabul etmelerinin söz konusu olmadığını, bununla birlikte 23 ve 24’üncü başlıkların açılması için baskı görmekte olduklarını ileri sürdü.
Türkiye’den KKTC’ye Su getirilmesi
Öte yandan Rum Dışişleri Bakanlığı’nın, Türkiye’den KKTC’ye su getirilmesi konusunda Rum Bakanlar Kurulu’na gizli bir öneri sunduğunu da söyleyen Kasulidis, konuyla ilgili olarak bakanlıklar arası bir komite tayin edildiğini ifade etti.
Rum kesiminin, NATO’nun Barış İçin Ortaklık Programına katılım başvurusu yapması konusuna da değinen Kasulidis, Rum kesiminin başvuruda bulunmadığını çünkü Türkiye’den bu konuya tepki olduğunu ve Türkiye’nin bunu veto edeceğini söyledi.