Rum hükümetinin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz Barış Harekatı’nın yıldönümü sebebiyle adaya gerçekleştirdiği ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve diğer bazı KKTC yetkililerinin, kapalı bölge Maraş’ın açılması konusundaki açıklama ve eylemleri sonrasında gündeme getirdiği “pasaportların iptali” konusu Rum basınını meşgul etmeyi sürdürüyor.
Politis gazetesi, “Tatar’ın Kıbrıs Pasaportu – İç Siyasete Yönelik Oyunlar – Ersin Tatar’ın Pasaportuna İlişkin Panik Hareketleri” başlıkları altında verdiği haberinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve bazı KKTC yetkililerinin “Kıbrıs Cumhuriyeti” pasaportlarının iptal edilmesi konusunun, Rum iç siyasetinde ve kamuoyunda mevcut bir grubu memnun etmekten öteye gitmeyeceğini iddia ederek, böyle bir gelişmenin “büyük tehlikeleri de beraberinde getirebileceğini” yazdı.
Gazete, Rum hükümetinin, kapalı bölge Maraş’a yönelik yeni “oldubittileri” baştan beri ciddiye almamasından ötürü girilen çıkmaz sonrasında tepki olarak “uç önlemler alma” düşüncesinin ele alınmakta olduğunu, bu önlemlerin başında ise KKTC yetkililerinin pasaportlarının iptal edilmesi düşüncesinin bulunduğunu belirtti.
ELAM tarafından önerilen ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis tarafından da kabul gördüğü anlaşılan “pasaportların iptali” önerisinin Rum Başsavcı Yorgos Savvidis tarafından hukuki açıdan incelenmekte olduğunu ve Savvidis’in 23 Ağustos’ta gerçekleştirilecek Rum Bakanlar Kurulu toplantısında görüşünü sunacağını aktaran gazete, pasaportların iptali yolunun izlenmesinin ise çeşitli tehlikeler içerdiğini vurguladı.
BM’nin 1962 anlaşması
Gazete, bu tehlikelerden birinin; “hiçbir devletin, başka bir devletin vatandaşlığına sahip olamayan vatandaşının vatandaşlığını iptal edemeyeceğini” öngören, BM’nin 1962 yılına ait “Vatansızlar” anlaşması olduğunu belirterek, bu anlaşmayı imzalamamış olan “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin”, gerek Tatar’ın “bölücü eylemlerini” gerekse söz konusu anlaşmayı imzalamamış olmasını gerekçe göstererek, Tatar’ın pasaportunu iptal edebileceğini aktardı.
Sürekli BM kararlarına, uluslararası hukuka ve yasallığa saygıdan söz eden Rum hükümetinin bu yönde adım atması durumunda ise kendisine yöneltilecek eleştirileri göğüslemesi gerekeceğini vurgulayan gazete, bir diğer unsurun ise “eğer Sn. Tatar artık Kıbrıslı olmazsa, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüşümü müzakerelerine ne olarak katılacağı” sorusunun akla gelmesi olduğunu belirtti.
Gazete; “Tatar’ın iki devletli çözümü ortaya koyarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüşümü konusunu bitmiş farz ettiği” iddiasında bulunarak “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de bu tür bir tutum benimsemekle, Tatar’ın bölücü girişimlerini destekleyeceğini ve daha sonra da bu durumun Tatar tarafından, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nden kovulmakta oldukları şeklinde kullanılabileceğini” de öne sürdü.
Gazete ayrıca, Tatar ve KKTC yetkililerinin pasaportlarının iptal edilmesinin Rum tarafında ne kazanç sağlayacağının da Rum hükümetinin yanıt vermesi gereken sorunlardan biri olduğunu vurguladı.