Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Crans Montana konferansının başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından “bilgilendirme kampanyası” başlattığı, bu kapsamda ilk görüşmeyi, BM Güvenlik Konseyi dönem başkanlığını Ağustos itibarıyla devralacak olan Mısır’la yaptığı haber verildi.
Fileleftheros’un haberine göre Rum Sözcü Vekili Viktoras Papadopulos, Anastasiadis’in dün Mısır Devlet Başkanı Abdel Fatah El Sisi ile uzun bir telefon görüşmesi yaptığını ve El Sisi’ye Crans Montana sürecini aktaran Anastasiadis’in “Kıbrıs sorununun BM Genel Sekreteri’nin belirlediği parametrelerde çözümü çabasını devam ettirmeye hazır ve siyasi irade sahibi olduğunu” söylediğini açıkladı.
Viktoras Papadopulos El Sisi’nin, ülkesinin 1 Temmuz-31 Aralık döneminde yerine getireceği BM Güvenlik Konseyi Başkanlığı çerçevesinde de “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yanında olacağına” vurgu yaptığını da söyledi.
Anastasiadis’in El Sisi’yi, önümüzdeki sonbahar Rum tarafında yapılacak Güney Kıbrıs-Yunanistan-Mısır zirvesinin ertesi günü ikili görüşmeler yapmaya davet ettiğini açıklayan Papadopulos, El Sisi’nin daveti kabul ettiğini sözlerine ekledi.
Türk-Yunan Dışişleri’nin savaşı
Alithia “Herkes Herkese Karşı… Crans Montana Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye Arasında Yangın Çıkarmaya Devam Ediyor” başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde Türk ve Yunan Dışişleri bakanlıkları arasında bir “açıklama savaşı” yaşandığını, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’ye “yeniden saldırarak onu ‘Lobicilik’ ile suçladığını” yazdı.
Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan Dışişleri bakanlıkları arasında yapılan karşılıklı açıklamaları aktaran gazete Yunanistan’ın Türkiye’yi “uluslararası toplumla oynamakla” suçladığını, Türkiye’nin de Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocias’ın açıklamalarını kabul edilemez bulduğunu belirtti.
Habere göre Kocias “ANTI Yunanistan” televizyonuna mülakatında Kıbrıs sorununun İsviçre’de bitmediğini, Crans Montana’daki konferansı çöküş veya başarısızlık olarak görmediğini söyleyerek, “sonunda Güvenlik ve Garantiler konusu Kıbrıs’la ilgili müzakere prosedürü düzeyinde ilk kez masaya yatırıldı, orada da Kıbrıs’ın normal bir devlet olması gerektiği vurgulandı” dedi.