Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, “Kıbrıs sorununun, henüz yapılması gereken çok iş olmasına karşın, karşılıklı uzlaşılarla çözülebilecek, nispeten kolay bir sorun olduğunu” açıkladı.
Politis gazetesi, Eide’nin, BM’nin misyonunu tanıtmakla görevli internetten yayın yapan “Diplomacy in Action” televizyon kanalına röportaj verdiğini yazdı.
Eide açıklamasında, “liderlerin gerçek bir güven gösterdiklerini ve ayrıntıların ötesindeki büyük resmi görebildiklerini” belirterek “iyimser olduğunu” yineledi.
“Yeni Kıbrıs’ın doğası, mülkiyet sorununun nasıl çözüleceği ve vatandaşlık konularında uzlaşı sağlanması durumunda Kıbrıs sorununun çözümünün kolay olduğunu” iddia eden Eide, “sıkı çalışma gerektiğini inkar etmeyeceğini ve liderlerin birbirlerinin görüşlerine de saygı gösterdiklerini” belirtti.
Eide, “saygı göstermenin karşı tarafın tezini kabul etmek anlamına gelmediğini, karşıt görüşün de bir mantıktan ve iyi niyetle ortaya çıktığını bilmek demek olduğunu” belirtti.
İnsanların Kıbrıs sorununa nasıl baktıkları şeklindeki bir soruya karşılık ise Eide, “her iki toplumda da heyecan ve gelecek korkusu olduğunu ve bir grup Kıbrıslının, tutumlarının henüz ne olacağına karar vermediğini, bunu da anlayabildiğini” söyleyerek yanıtladı.
Eide, “birleşik bir Kıbrıs’ın önemli ekonomik kalkınma fırsatları doğuracağını” belirterek “çözümle birlikte doğal kaynakların tüm Kıbrıslıların yararına olacağını” ifade etti.
Eide: “Siyasi bölünme mevcut olduğu sürece bir hidrokarbon ekonomisine yönelmekten daha kötü bir şey olmadığını yakın geçişte de gördük” şeklinde konuştu.
Fileleftheros gazetesi ise haberini: “Eide Korkutma Taktiğiyle Suçlanıyor” başlığı altında verdi ve Güney Kıbrıs’taki bazı siyasi partilerin Eide’nin açıklamasına tepki gösterdiklerini yazdı.
Habere göre, Rum Vatandaşlar İttifakı ile Ekologlar ve Çevreciler Hareketi tarafından yapılan açıklamalarda, Eide’nin doğal gaz konusundaki sözlerini eleştirerek Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e sessizliğini bozması ve sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını savunması” çağrısında bulundular.