Alithia gazetesinin haberine göre Rum komünist AKEL partisi, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in son yıllarda, Türkiye aleyhinde yaptırım uygulanmasıyla ilgili sahte umutlar dağıttığını ve AB Dışişleri Konseyi’nin günün sonunda yaptırımlar konusunu COREPER toplantısına sevk ettiğini kaydetti.
AKEL, Anastasiadis’in AB’nin hukuk ve ilkeler değil, jeopolitik ve maddi çıkarlar doğrultusunda hareket ettiğini bilmesi ve “Türk saldırganlığına” son verilebilmesine yönelik daha ciddi olasılıklara odaklanması gerektiğini ifade etti.
Gazete, AKEL’in bu açıklamasına Rum Sözcü Marios Pelekanos’tan yanıt geldiğini ve Pelekanos’un, Hükümet’in Kıbrıs sorunu için gösterdiği çabaları görmezden geldiğini ve çıkmazın tüm sorumluluğunu Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e yüklemeye çalıştığını söylediğini yazdı.
Habere göre Pelekanos, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklamalarına atıfta bulunarak, AKEL’e müzakerelerin Türkiye’nin talepleri doğrultusunda yeniden başlamasını isteyip istemediği sorusunu yöneltti.
İkinci açıklama geldi
Gazete, AKEL’in, Pelekanos’un bu yanıtı üzerine ikinci bir açıklama yaparak Türkiye’nin “bölücü emellerinin” AKEL tarafından hiçbir zaman kabul edilmediğini ve edilmeyeceğinin altını çizdiğini yazdı.
Habere göre AKEL, DİSİ Hükümeti’nin yıllardır, Türkiye’nin canını yakacak kararlar alınacağına dair sahte umutlar dağıttığını, ancak bugün bu stratejinin çöktüğünü ve sorumluluğun kime ait olduğu konusunda kimseden ses çıkmadığını belirtti.
Gazete, DİKO’dan yapılan açıklamada ise, AB tarafından “Türk tahriklerine” gerekli muamelenin gösterilmemiş olmasından DİSİ’yi sorumlu tutarak, DİSİ’nin “başarısız bir idareci” olduğu eleştirisinde bulunduğunu yazdı.
Faşist ELAM’ın açıklamasında Rum Hükümeti’nin bir yandan Türkiye’ye yaptırım uygulanmamasından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, diğer yandan Tatar ile Anastasiadis’in BM resepsiyonunda bir araya geldiğine dikkat çekildi.
EDEK’in de AB’yi, insan hakları, uluslararası hukuk ve dayanışma gibi temel kuruluş ilkelerinden uzaklaşmakla suçladığı kaydedildi.