Diyalog Gazetesi

Papadopulos’un Anastasiadis’e takdik mektubu

GÜNEY

Papadopulos, “Kısa ve kapsamlı açıklamaya inandığımızı göstermeli, verimsiz olmaya başlayana kadar ileri götürmeliyiz, verimsiz olduğuna karar verdiğimizde başka birşey önermeye hazır olmalıyız” önerisinde bulunuyor

DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos, önceki gün Yürütme Bürosu toplantısında partinin koalisyonda neden kalamayacağını düşündüğünü detayıyla anlatırken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e 24 Ocak’ta gönderdiği mektubu da açıkladı.

Mektubunda, gelecek 12-18 ayın Güney Kıbrıs için bir fırsat penceresi olabileceğini ve bu seçim ayları içerisinde Kıbrıs sorununda devam eden bir çeşit toplumlararası müzakere olmasının, verimli olamayacağını bilmelerine karşın, çıkarlarını olduğunu değerlendirdiklerini kaydeden Papadopulos, “Prosedür, başka nedenlerle de ihtiyaç duyduğumuz dışta iyi izlenim yaratmamızı da sağlar” ifadesini kullandı.

Fileleftheros Gazetesi, DİKO’nun “Önceki Ortak Açıklama planının görüşülmesine devam edilmesine karşı olduğunu, ancak Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri’ne gönderdiği mektupta da yer alan önerisini, Türk tarafı tepki gösterdiğinden herhangi bir geleceği olmadığına vurgu yaparak alkışladığını” yazdı. Politis, mektubun aslını web sayfasından yayınladı, Nikolas Papadopulos imzasını taşıyan 24 Ocak 2014 tarihli mektupta özetle şu ifadeler yer aldı:

 

“Türkiye’deki kaygan zemin ve seçimler gerçekci çözüm persektifi yaratmıyor”

 

“Türkiye’de hakim olan bozuk kaygan ekonomik ve siyasi durum ve bu ülkenin halen seçim yılına girmiş olması, bu yıl içerisinde Kıbrıs sorununun gerçekçi çözüm perspektifi yaratılması olasılıklarını sıfırlamasa dahi kısıtlıyor. Ancak Kıbrıs’ta süratli ve gurur verici bir Türk zaferi perspektifi Türkiye’nin çökmek üzere olan hükümetinin ilgisini çekebilir ve Kıbrıs sorunuyla ilgilenmeye cesaretlendirebilir. Böyle bir ihtimal yoktur. 2014 Avrupa Birliği için de seçim ve genel nöbet değişimi yılıdır. AB’de şu anda Kıbrıs sorunuyla zaman zaman da olsa ilgilenenler, gelecek sonbahardan itibaren mevkilerinde olmayacaklarını da, Türkiye’deki ve AB’deki seçimler aracılığıyla Kıbrıs sorunuyla ilgilenmenin abesle iştigal olacağını da biliyorlar.
Yunanistan halen AB Konseyi başkanlığında bulunuyor ancak bu 30 Haziran’a kadar devam edecek. Kıbrıs sorunuyla en erken, yazdan sonra ilgilenebilir.
Kıbrıs’taki ekonomik durgunluğun, yükseliş işaretleri vermesinden önce 2014’te, belki gelecek yıl da kötüleşeceği kabul edilen bir tahmindir. Kıbrıs Türk tarafının veya büyük bölümünün 2014’te Kıbrıs sorununda eli kolu bağlı olacak. Kıbrıs Türk toplumunun liderliğinde Sayın Eroğlu veya herhangi başka birinin, müzakereciliğinde de Ertuğ veya Nami’nin bulunmasının çok da büyük bir önemi olmayacağı kanaatindeyiz.
Özellikle Türkiye’deki durum nedeniyle Kıbrıs sorununun geriye kalan ‘oyuncuları’ (ABD, İngiltere BM) da Kıbrıs sorununa zaman tanımaya niyetlidir. Başka acil öncelikleri vardır. ABD’nin, Erdoğan’ın Kıbrıs sorununa muhtemel ilgisini siyasi kurtuluşu için can simidi olarak kullanmasını istememek gibi bir nedeni daha vardır.
Toplumlar arası müzakerelerin ertelenmesini istemeyecek bir grup vardır. Bu, Kıbrıs sorunu macerasından kesin bir çıkışa doğru ilerliyor görünen Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın grubudur. Devam eden bir prosedür olmadan bu grup 2004 referandumu sonrasında De Soto grubunda olduğu gibi dağılacak.
Dolayısıyla Kıbrıs sorununda ne olabilir, özellikle Kıbrıs Rum tarafı ve ‘Kıbrıs’ hükümeti ne yapabilecek?
Bu şartlar altında 2014 büyük beklentiler sağlamıyor. Zannederiz dönem muhafazakar taktiğe olanak tanıyor. Ancak böyle bir taktik yaratıcılık ve esneklik gerektirir.
Önceki Ortak Açıklama (Aralık 2013) planı üzerindeki görüşmelerin devamına karşıyız.
Türk tarafının kibir ve açgözlülüğü Türkiye’nin gerçek niyetlerini ortaya koydu. O zaman ilerlemediyse, Erdoğan’ın siyasi var oluşu için ilk kez savaş vereceği Türkiye’deki yerel seçimlerden iki ay önce bugün neden ilerlesin. Her halükarda Başkan Anastasiadis’in son karşı önerilerini kabul etseler dahi bizim tarafın, özlü hiçbir kar sağlamayacak olumlu izlenimlerden başka herhangi özlü bir şey kazanacağına inanmıyoruz. Aksine Türk tarafı yalnız bazı kelimeler verip, birçok öz kazanacak ve devam edecek müzakerelerde, Annan planında olduğu gibi, kelimelere (üç ‘single’) içerik katmakta ısrar edecek.
Başkan Anastasiadis’in, BM Genel Sekreteri’ne gönderdiği 2 Şubat 2014 tarihli mektupta yer alan ve söz konusu mektubun ikinci sayfasının sondan bir önceki paragrafında ifade edilenleri içerecek ‘özde basit ve çok kısa (swift adption of a substantial simple and significantly shorter joint declaration) ortak açıklama’ önerisini alkışlıyoruz. Başkan Anastasiadis tarafından Genel Sekreter’e mektubunun üçüncü paragrafında önerilen prosedürü ilke olarak kabul ediyoruz.

“Verimsiz olunca, başka birşey önermeye hazır olmalıyız”
Buna rağmen, Sayın Eroğlu tarafından reddedilmiş olan bu önerinin herhangi bir geleceği olmasını beklemediğimiz görüşümüzü belirtmek zorundayız. Elbette bu, Türk tarafının retçi tavrına karşın ısrar etmemizi hiçbir şekilde engellemez. Kısa ve kapsamlı ortak açıklama önerisine inandığımızı göstermeli ve uygun girişimlerle gerek siyasi gerek diplomatik düzeyde bunu desteklememiz gerektiğine inanıyoruz. Öne çıkarmamızın verimsiz olmaya başladığına karar vermemize kadar çabalamaya devam etmeliyiz. Verimsiz olduğuna karar verdiğimizde başka bir şey önermeye hazır olmalıyız. Hareketlerin inisiyatifini ele almalı ve elde tutmalıyız. Türk seçimleri bize bu olanağı tanıyor.
Prosedürün varlığının, eğer hedeflerimize hizmet ediyorsa yararlı olduğunu düşünüyoruz. Bölgemizdeki gelişmeler ve hidrokarbonların keşfedilmesi bölgedeki olguları değiştirdi ve planlar ise, Kıbrıs sorununda yeni politika yapmamıza olanak tanıyor.

 

“Türkiye’nin sahip olamk istediği gibi bir nüfuzu yoktur”


Güçler dengesi değişti ve Türkiye’nin sahip olmak istediği gibi bir nüfuzu yoktur. Önümüzdeki 12-18 ay Kıbrıs için bir fırsat penceresi olabilir. Bu seçim ayları içerisinde Kıbrıs sorununda devam eden bir çeşit toplumlararası müzakere olması, verimli olamayacağını bilmemize karşın, çıkarımıza olduğunu değerlendiriyoruz.
Prosedür, başka nedenlerle de ihtiyaç duyduğumuz dışta iyi izlenim yaratmamızı da sağlar. Bu kısır dönem içerisinde yapabileceğimiz daha birçok şey vardır. Fikirler de vardır. Ancak bunlar hakkında konuşmamız için henüz erken.”


Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.