Diyalog Gazetesi

‘Geri dünüşü olmayan nokta’

GÜNEY

Rum Dışişleri Bakanı Hristodulidis, Guterres’in ara anlaşma önermediğini belirterek, ana hedefi şöyle izah etti:

Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “stratejik bir ara anlaşma” ifadesini, 6 madde üzerinde anlaşmaya varılması halinde “geri dönüşü olmayan ve çözüm ihtimalinin bozulamayacağı bir noktaya gelineceği” şeklinde yorumladı.

Alithia Hristodulidis’in, salı akşamı “Oxygono” isimli örgüt tarafından düzenlenen etkinlikte “Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımlarla” ilgili konuşmasını “Çerçeve Aracılığıyla ‘Point of No Return’e (Geri Dönüşü Olmayan Nokta)” başlığıyla aktardı. 
Gazeteye göre Genel Sekreter’in “asla bir ara anlaşmadan söz etmediği” görüşünü ortaya koyan Hristodulidis “Genel Sekreter’in hedefi, ‘point of no return’e ulaşmamız, yani bir anlaşma olmasıdır” dedi, şöyle devam etti:
“Bu 6 noktada taraflar arasında anlaşma olursa, geriye kalan konular –çünkü anlaşmazlık olan konular var- kapsamlı bir anlaşmaya varılmasını bozmaya yeterli değildir. Genel Sekreter’in Crans Montana’da taraflara önerdiği stratejik anlaşma budur.”
Hristodulidis iyi niyet raporunun, Guterres’in müzakerelere Crans Montana’da kaldığı yerden devam etme perspektifi olup olmadığının ortaya çıkması maksadıyla özel danışman göndererek prosedürü ileri götürme taahhüdünü gösterdiği yorumunu yaptı. 
Kıbrıs sorunundaki bundan sonraki adımın “nihai olacak bir uluslararası konferans formunda” olması ümidini dile getiren Hristodulidis “Genel Sekreter raporunda ilk kez Türk tarafının arzu edilen çözümle ilgili beyanına yer veriyor” dedi. Hristodulidis “bizim tutumumuz, en kısa zamanda adım atılmasıdır” dedi ancak “Kıbrıs sorununda bir sonraki adımın Eylül’de mi atılacağını” söylemekten kaçındı.

AB sürece dahil olmalı
Kıbrıs sorununun çözümünde AB’nin rolüne değinirken “son müzakere prosedüründe önemli ilerleme kaydedilmesinin bir sebebi varsa o da AB’nin müzakere masasına müdahil olmasıdır” diyen Hristodulidis özetle şunları ekledi:
“1977’de anlaşmaya varılan iki bölgeli iki toplumlu federasyon, Avrupa müktesebatına uymayan birçok nokta içeriyor ancak bugün, çözüm çerçevesinde herkesin Kıbrıs egemenliğindeki istediği yere yerleşme hakkı gibi, daha önceki çözüm çabalarında olmayan birçok şey değişti. Son müzakere prosedürü sürecinde bütün bu yakınlaşmaların sağlanmasında katma değer olan AB’nin katılımının yeni bir çabada da devam etmesini istiyoruz.”
Hristodulidis Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımların Türkiye’de yapılacak seçimlere bağlı olacağını iddia etti. “Türkiye’nin içişlerine karışmak istemediğini” savunduğu Rum yönetiminin, Türkiye’yi istikrara götürecek bir hükümet arzu ettiğini” dile getirdi.
“Hükümetimiz Kıbrıs’ı ve Kıbrıs sorununu doğrudan etkileyen gelişmeleri her gün değerlendiriyor ve bütün senaryoları çalışıyor” ifadesini kullanan Hristodulidis, şunları ekledi:
“Kıbrıs müzakerelerine yıllarca bir romantizmle yaklaştık ancak gerçek, kendisinin de menfaatine olduğunu hissetmemesi halinde Türkiye’nin çözüme ilerlemeyeceğidir. Yaptığımız hareketlerle bu mesajlar Türkiye’ye de gönderiliyor. Son müzakere sürecinin –ve özellikle olumlu gelişmelerin- sonuçları bu hareketlerimizin ve Türkiye’ye gönderdiğimiz mesajların sonucudur. 
Mantıklı düşünen bir Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümünden kendisi için de ortaya çıkacak menfaati görebilir. Bu menfaatler AB’yle de ilgili olabilir enerji konularıyla veya bölgede geliştirilen işbirlikleriyle de. Bölgede keşfedilen doğal gaz ülke için bela değil lütuftur, bölge devletlerini yakınlaştırıyor, AB’nin ve ABD’nin bölgeye ilgisini güçlendiriyor, Türkiye açısından teşvik olarak da işleyebilir.” 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.