Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Kıbrıs sorununun Güvenlik ve Garantiler başlığının, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri’nin de katılacağı bir uluslararası konferansta görüşülmesi gerektiğini tezine açıkça destek verdi.
Simerini Lavrov’la yaptığı röportajı, Rus Dışişleri Bakanı’nın 2004 Annan planından sonra Rum medyasından bir gazeteye verdiği ilk röportaj olduğuna vurgu yaparak “Flaş: Sergei Lavrov Simerini’ye: Moskova Söz Sahibi” başlığıyla manşetten verdi.
Rusya’nın, savcılarının Amerikalı işadamı Will Browder hakkında araştırma yapmak üzere Rum tarafına gitmesi talebine Rum Adalet Bakanlığı’nın onay vermemesi meselesi hatırlatıldığında Rum yetkili makamlarının Rus makamlarına gerekli izahta bulunduğunu, kendilerinin de bunu dikkate aldıklarını anlatan Lavrov özetle şöyle devam etti:
“Bunun ardından bir kısım Kıbrıs medyası, cezai ve asli konularda hukuki yardımda bulunma alanında ülkelerimiz arasındaki işbirliğini kötülemek maksadıyla bir kampanya başlattı. Rus taleplerinin siyasi nitelik ve teşviki olduğu ve güya ülkelerimizin yetkili organları arasındaki işbirliğinin uluslararası hukuk uygulamaları sınırının dışına çıktığı tezi mesnetsizdir.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, örneğin ABD ve İngiltere gibi başka ülkelerle de bu tür işbirliği içerisinde olduğunu biliyoruz. Ancak bir kısım Kıbrıs medyası tarafından spekülasyon maksadıyla Rusya hedef seçildi. Mantıken, böyle bir şey kimin işine yarar sorusu ortaya çıkıyor. Will Browder meselesinin adli araştırılması meselesine tam da bu açıdan bakılması gerek.”
Süreç dikkatle izlendi
Röportajın Kıbrıs sorunuyla ilgili bölümünde ise, “Kıbrıs sorununun halli için toplumlararası müzakere sürecini dikkatle izlediklerini belirten Lavrov, Crans Montana sürecinden sonuç alınamadığını ve diyaloğun devam etmesi gerektiğine inandıklarını” söyledi.
Lavrov, Rusya’nın ilkelere dayalı tezlerinin iyi bilindiğini, (“bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip yeniden birleşmiş bir Kıbrıs devleti Kıbrıslıların çıkarına olmakla kalmaz, Doğu Akdeniz’de barış ve güvenliğin sağlanması hedefine cevap verir”) değişmediğini belirterek özetle şunları söyledi:
“Bu hedefin başarılması, kapsamlı, adil, istikrarlı ve sürdürülebilir bir çözümden geçer. Çözümün iç yönlerinin tamamen iki tarafın imtiyazı olduğunu düşünüyoruz. Kıbrıslıların kendi aralarında alacakları kararı destekleyeceğiz. Dışarıdan hazır kararlar ve suni takvimler dayatılması çabalarını kabul edilmez buluyoruz.
Çözümde merkez konumunu BM’ye veriyoruz çünkü bütün müzakere prosedürü BM Güvenlik Konseyi kararları tahtında gerçekleştiriliyor. Bu nedenle aralarında Rusya’nın da bulunduğu Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri’nin tamamının, Kıbrıs’la ilgili bir uluslar arası konferansa ve sorunun uluslararası yönlerinin görüşülmesine katılması önerimizi mantıklı buluyoruz.
Başkan Nikos Anastasiadis’in 72’nci BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında ve Moskova ziyareti sırasında bu fikre verdiği desteğin, fikrin uygulanmasına katkı koyacağına ve çağdaş gereklere ve Kıbrıs’ın ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir güvenlik garantisi sistemi oluşturulmasına yardımcı olacağına inanıyoruz.”