Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, olası bir çözüm durumunda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortadan kalmayacağına ilişkin görüşlerini daha da netleştirdi. Rum lideri 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Anlaşması’nın orada olacağını, bunu söylediğini ve yinelediğini, “Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin BM üyesi, AB üyesi olmaya devam edeceğini, AB için yeniden başvuru yapmasına gerek olmayacağını, “Kıbrıs Cumhuriyeti” tarafından imzalanan ve kendisini bağlayan uluslararası anlaşmaların devam edeceğini, güven mektubu sunan elçilerin yeniden buna ihtiyacı olmayacağını söyledi.
Anastasiadis, katıldığı ‘seçim sandığı’ isimli televizyon programında, amacının, Annan Planı’nı kabul edenlerin değil, buna “hayır” diyenlerin memnun edilmesi olduğunu ifade etti.
Simerini gazetesi Anastasiadis’in program çerçevesinde yapmış olduğu Kıbrıs sorunun yanı sıra iç meselelere yönelik diğer açıklamalarına da geniş yer ayırdı.
Anastasiadis, gündemde olan belge sızdırılması olayına da değinerek bundan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Ulusal Konsey’de kendisinin karartma uygulamakla suçlandığına dair bir soru üzerine Anastasiadis “karartma” suçlamalarını reddederek, 5 Aralık tarihinde ayrıntılı bir bilgilendirmenin yapıldığını, pazartesi günü yapılan Ulusal Konsey toplantısında ise 5 Aralık’tan bu yana yapılan görüşmelere değindiğini belirterek karartmanın bulunmadığını ifade etti.
Anastasiadis, 11 Şubat tarihinde Meclis’e bilgi vereceğini, yükümlülükleri gereği, üç veya dört gün sonra ise basın toplantısı düzenleyeceğini anımsattı.
“Kamuoyunun veya ülkedeki siyasi yaşamın bir kısmının çözümü arzulamadığına mı inanıyorsunuz” şeklindeki bir soru üzerine Anastasiadis, kamuoyunun hiçbir şeyle alakasının olmadığını, kamuoyunun maalesef yanlış bilgilendirildiğini, halkı olumsuz açıdan etkilemek için, her şeyin Türk taleplerinin memnun edilmesi için yapıldığına dair imajın yaratıldığını ifade etti.
2016 yılında Kıbrıs sorununa ilişkin bir gelişme beklenmesinin mümkün olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine Anastasiadis, örneğin Mart veya Haziran ayında çözüme ulaşılacağı şeklindeki söylemlerin aşırı iyimserlik yaratması ancak bu sürede çözüme gidilmemesi durumunda, kötümserlikten ortaya çıkacak olan sorunlardan bahsettiğini, bununla birlikte 2016 yılında Kıbrıs sorununun nihai çözümüne varılmasının da mümkün olduğunu ancak bunun diğer tarafın önemli konulardaki tezlerine bağlı olduğunu da savundu.
Anastasiadis, bir anlaşmaya varılması başarmaları ve bürokratik ve teknokratik taraf da tamamlandığı takdirde 2016 yılının çözüm yılı olabileceğini söyledi.
Anastasiadis bir başka soru üzerine, Kıbrıs sorununu iyi ilişkilerin çözmeyeceğini, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile kurmaya çalıştıklarının farklı olduğunu, üçüncü Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, birleşmek için konuşan iki egemen devletten bahsettiğini, Akıncı’nın ise “Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin dönüşmesi için yeni düzenin şekillenmesi için konuşan iki toplumdan bahsettiğini ifade etti.
Anastasiadis, sözlerinin devamında “Akıncı dönüşüm kelimesini söylemeyebilirdi” ifadesini de kullanarak 11 Şubat Anlaşması’ndaki ifadelere atıfta bulundu.
Anastasiadis bazı kişilerin “konfederasyondan” bahsettiğini belirterek, “konfederasyonun nerede olduğu” sorusunu sordu ve 1975’ten bu yana yapıldığı gibi aralarında görüşme yapan iki toplumun bulunduğunu ifade etti.