Diyalog Gazetesi

Çözüme dinamit!

GÜNEY

Rum Ombudsman’ı Savvidu, Kıbrıslı Türklere karşı kin suçlarının işlendiğine dikkat çekti

 Rum Yüksek Yönetim ve İnsan Hakları Denetçisi Eliza Savvidu, “Kıbrıslı Türklere karşı kin suçları çözüm çabalarını dinamitliyor” uyarısında bulundu.
Alihtia gazetesi, Savvidu’nun, Dünya Irk Ayrımcılığını Ortadan Kaldırma Günü dolayısıyla dün yaptığı açıklamada, ırkçılığın anlaşmazlıkları çözmeyip şiddetlendirdiğine, ayrılığı ve bölünmeyi artırdığına dikkat çektiğini yazdı.
Habere göre, Kıbrıs sorununun çözüm çabalarının önemli bir aşamada olduğu bu konjonktürde Kıbrıslı Türklere karşı işlenen kin suçlarının, çözüm çabalarını dinamitlediği uyarısında bulunan Savvidu, “Bizim toplumumuzda ırkçılık ve ayrımcılık sorunu özel bir ağırlık kazanıyor, çünkü determinist olarak ülkenin yeniden birleşmesi ve Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türklerin barış içerisinde bir arada yaşamasına gönderme yapıyor” dedi.
Savvidu, ırkçı şiddetin anlaşmazlıkları çözmeyip artırdığını, kini yükselterek bölünmeyi ve ayrımcılığı yoğunlaştırıp barış ve refah perspektiflerini tehdit ettiğini defalarca söylediğini hatırlattı.

Mülteci krizi

Mülteci krizine de değinen Savvidu, mültecileri denizden kurtarma, acil ihtiyaçlarını karşılama konularında başarılı olduklarını, ancak mültecileri koruma konusunda daha kat etmeleri gereken çok yol olduğunu belirtti.
Çocuklar, kadınlar, tek ebeveynliler, yaşlılar, sakatlar, geçmişteki travmalara bağlı psikolojik veya sağlık sorunu olan kişilerin Köfünye’deki mülteci misafirhanesinde toplama kampı şartlarında yaşadığına işaret eden Savvidu, “Mültecilere, göçmenlere ve nüfusun diğer gruplarına karşı kinci ve ırkçı söylem Kıbrıs toplumunda da eksik değil” dedi, özetle şunları ekledi:

Irkçılık ve şiddet var

“Maalesef ülkemizde, yabancı düşmanı ve ırkçı kin açıklamalarının ötesinde ırkçı şiddet ve ayrımcı muamele de vardır. Bu tür vakalar, kin suçu, yani kişilere karşı, tavır veya davranışı değil, cinsiyeti, milliyeti, dini nedeniyle işlenen düşmanlık ve önyargı suçları.”
Savvidu, Rum tarafında uluslararası sözleşmelere ve AB müktesebatına uygun özel bir ırkçılık karşıtı yasa bulunduğunu, ancak kayda geçen ırkçılık veya ırkçı şiddet vakalarının çok az olduğunu, bunların da çok azının yargıya götürüldüğünü belirterek, mevcut kurumsal çerçeveye uyulması gerektiğine dikkat çekti.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.