Rum yönetimi eski başkanlarından Yorgos Vasiliu “Başkanlık: Geleceği İnşa Ederken” isimli otobiyografisinin ikinci cildinin tanıtımı sırasında “Kıbrıs’ın iki toplumunun AB içerisinde iki devlete ayrılacağı bir çözüme olumsuz bakmayanların halüsinasyon gördüğünü” söyledi ve “çözüm olmadan doğal gazı değerlendirebilmeyi ümit edemeyeceklerini” vurguladı.
Politis haberi “Fiili Durum Türkiye’nin Avantajınadır… Yorgos Vasiliu İki Devlet Düşüncesinde Olanlara Sert ve Net Konuştu… ‘Barışın, Barış Kuvvetlerinin Varlığına Bağlı Olduğu Bir Ülkede İstikrar Modeli Olamaz” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Gazeteye göre bugün Kıbrıslı Rumların yaşamakta olduğu güvenlik duygusunun “son 10 yıldır ciddi askeri olay olmamasından” ve BM Barış Gücü’nün varlığından kaynaklandığını söyleyen Vasiliu “müzakerelerde ilerleme olmazsa BM Barış Gücü’nün varlığının garanti olmadığı” uyarısında bulundu.
Vasiliu “müzakerelerin Crans Montana’da çökmesi şartları kökten değiştirdi. BM Genel Sekreteri de müzakerelerin başarısızlığıyla ilgili suçlama yapmayı ısrarla reddetti, müzakerelere yeniden müdahil olmaya da çok özlü; tarafların müzakerelerin devamını istedikleri konusunda ortak karar vermeleri şartını koştu” ifadelerini kullandı.
Ada’daki mevcut durumun en güçlünün avantajına olduğunu, bölgedeki en güçlünün de Türkiye olduğuna dikkat çeken Vasiliu “Kıbrıs sorunu çözülmeden doğal gazı değerlendirme olanağını ümit edemeyiz” vurgusunu yaptı.
Vasiliu’nun salı gecesi tanıtımını yaptığı otobiyografisinin ikinci cildinin 1988-1993 dönemini kapsadığını yazan gazete, tanıtıma katılan Averof Neofitu, Tumazos Çelebis, Mihalis Papapetru’nun da Vasiliu’nun 5 yıllık başkanlık döneminin çeşitli yönleriyle ilgili konuşma yaptıklarını yazdı.
Habere göre Vasiliu otobiyografisinin ikinci cildinde anlattıklarına değinirken şunları söyledi:
“O zaman Yunanistan’ın Kıbrıs’taki büyükelçisi Mihalis Duntas müzakerelerin başlamasına fanatik şekilde karşı çıktı ve bu şartlar altında, fiili durumun korunmasının daha iyi çözüm olacağını savundu. Son 44 yılda cereyan edenler ne kadar haksız olduğunu gösteriyor.
Birkaç ay öncesine kadar hiç kimse Türkiye’nin 3’üncü parselde sondaj yapılmasını engelleyeceğini ve ENİ’nin bölgeyi terk etmek zorunda kalacağını hayal edemezdi. Bu çok nahoş olayı unutmak istiyoruz ve Türkiye Exxon Mobil’e karşı koymaya cesaret edemez diyerek sevinç gösterilerinde bulunmaya başladık.
Türkiye sorun çıkarmak isterse ABD’nin, Kıbrıs’ın doğal zenginliğini korumak için Türkiye ile çatışmaya gireceği halüsinasyonu gören var mı? BM, AB ve diğer ülkelerin, Türkiye’nin eylemlerinden endişe ve hoşnutsuzluk beyan etmekle yetindiğini, aynı zamanda da bize anlaşmazlıkların tek çözüm yolunun, Kıbrıs sorununa çözüm bulmamız olduğunu söylediklerini unutamayız.”