Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, “Kathimerini” gazetesinde yer alan röportajında, Berlin’de gerçekleştirilecek üçlü zirveden beklentilerinin, Temmuz 2017 tarihinde kesilen Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinin kaldığı yerden devam etmesinin yolunun açılmasını sağlaması olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum lider Nikos Anastasiadis’in 9 Ağustos tarihinde gerçekleştirdikleri görüşmenin sonuçlarına bakıldığında, olumlu sonuçlara ulaşılmasını sağlayacak gerekli altyapının var olduğunun görüldüğünü savunan Hristodulidis, Berlin’deki üçlü görüşmenin başarılı olması durumunda Aralık ayında CransMontana tipi gayrı resmi beşli bir konferansın yapılması ihtimalinin doğabileceğini öne sürdü.
Hristodulidis, özlü müzakerelerin başlayabilmesi için uygun ortamın sağlanması gerektiğinin herkes tarafından gözlemlenebildiğini ve müzakerelerin yeniden başlayacağının ilan edileceği CransMontana tipi gayrı resmi bir konferansta, “tahrik ve ihlallerin gerçekleşmeyeceği” uygun ortamın oluşturulacağı garantisinin de verilmesi gerektiğini savundu.
Bu çerçevede, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “müzakere etmek adına müzakerelere başlanamayacağı” görüşüne katıldığını ifade eden Hristodulidis, işte tam da bu yüzden, müzakerelerin yeniden başlayabilmesi ve başarıya ulaşabilmesi için uygun ortamın oluşturulmuş olmasının gerektiğini belirtti.
Hristodulidis, Kıbrıs sorununa bulunacak bir çözümün Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarında bölgesel işbirliği yapılmasının önünü açacağını belirtirken, Türkiye’nin sadece Güney Kıbrıs’la değil bölgedeki tüm komşularıyla sorunlar yaşadığını öne sürdü.
Kıbrıs sorununun çözüm temelinin veya kendilerinin arzu ettiği çözüm şeklinin değişmesinin söz konusu olamayacağını, böyle bir ihtimalin müzakereye açık olmadığını vurgulayan Hristodulidis, BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin bu konuya yaklaşımının da net olduğunu savundu.
Hristodulidis, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve hükümet yetkilileriyle temaslarda bulunmak amacıyla “bugün” ABD’ye gideceğini ve iki ülke arasında imzalanan “niyet anlaşması” çerçevesindeki işbirliği konularını görüşeceğini ifade ederek, ABD tarafından uygulanan silah ambargosunun kaldırılmasının kendileri için daha ziyade siyasi öneme sahip olduğunu vurguladı.