Rum Başkanlık Diplomatik Büro Şefi Nikos Hristodulidis, Rum Hükümetinin bir “B Planının” olmadığını belirterek, “vatanın kurtuluşu” ve Kıbrıs sorununun çözümünü arzulandıklarını söyledi.
Alithia gazetesi “B Planımız Yok... Doğrusu Planımız Bir Tanedir, Vatanın Kurtuluşu ve Kıbrıs Sorununun Çözümü” başlılarıyla verdiği haberinde, Hristodulidis’in gazeteye verdiği röportajı okuyucularıyla paylaştı.
Gazeteye göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a mektup yollamaya iten sebeplerin ne olduğu sorusuna yanıt veren Hristodulidis, durumun geliştiği üzere, arzulanan sonuçları vermeyeceği ortaya çıktığından ve bir çıkmazın önlenmesi amacıyla Anastasiadis’in yeni bir çıkış yolu önermek istediğini ve bu çıkış yolunu önerdiğini ifade etti.
Üç parametre...
Anastasiadis’in, Kıbrıs Türk tarafıyla, üç parametre temelinde kısa ve özlü bir ortak açıklama konusunda anlaşmaya varılması seçeneği sunduğunu söyleyen Hristodulidis, bu üç parametrenin ise Kıbrıs sorununa ilişkin BM kararları ve Doruk Anlaşmaları; “Kıbrıs’ın” şimdi sahip olduğu ve çözümden sonra da kalacak olan AB üye ülke statüsü ve müzakerelerin metodolojisi olduğunu belirtti.
Metodolojiyle ilgili bir soru üzerine, tüm temel konuların paralel şekilde müzakere edilmesinin farklı bir dinamik sağlayacağını ve temel sorunların çözümünü kolaylaştıracağını savunan Hristodulidis, bunu artık uluslararası faktörün de anladığını ileri sürerek, metodolojinin görüşmelerde çok önemli bir parametre olduğu üzerinde durdu.
“Game Changer”, “Page Turner”
Anastasiadis’in mektubunda Güven Yaratıcı Önlemler konusunu da yeniden gündeme getirdiği anımsatılarak, Maraş’la ilgili yeni bir şeyin olup olmadığı sorusuna karşısında, Maraş’ın tüm koşulları değiştirebileceğine dikkat çeken Hristodulidis, bunun, “game changer” ya da “page turner” denilen şey olduğunu savundu.
“Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin yarın şehri yeniden inşa etmeye başladığını düşünün. 40 yılın ardından birlikte çalışarak vatanımız için daha iyi bir gelecek inşa edebildiğimizi pratikte gördüğümüzü... ” diyen Hristodulidis, dinamiğin, tüm geriye kalanlar için de belirleyici olacağını söyledi.
Maraş ısrarının nedeni
“Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye’den işadamlarının ne dediklerine de bakın. Kıbrıs sorununun çözümünün üç ülkenin yararına olacağına dair ortak bir bildiriye vardılar” sözlerini kullanan Hristodulidis, kalkınmanın geleceğini ve (Güney) Kıbrıs’ın bugünkü ekonomik durumdan çıkması için gösterilen çabaları da güçlendireceğine işaret ederek, en önemlisinin, Maraş’ın karşılıklı faydaları olacak bir güven yaratıcı önlem teşkil edebilmesi olduğunu, bunun uygulanmasının, Kıbrıslıları, yeninden birleşme çözümünün, doğru temeller ve içeriğe dayanırsa işleyebileceği konusunda ikna edebileceğini savundu.
Hristodulidis, bu nedenle Anastasiadis’in Maraş ve Güven Yaratıcı Önlemler konusuna bu kadar vurgu yaptığını söyledi.
“Başvuruları engellemek zor”
Halkın, Maraş’ın yanı sıra KKTC’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuruların durdurulması için mülkiyetle ilgili de önemler beklediği sözleri üzerine, bazı önlemler için çabalar gösterildiğini, ancak doğrusu en iyi ve kalıcı çözümün Kıbrıs sorununun çözümü olduğunu ifade eden Hristodulidis, bugünkü ekonomik koşullar da göz önüne alındığında, ekonomik sıkıntılar içerisinde olan bazı göçmenlerin Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurularını engelleyecek ekonomik nitelikli önlemlerin alınmasının zor olduğunu belirtti.
Konuyla ilgili yapılan çeşitli önerilerin kodlamasının yapılmakta olduğunu ve konunun bir sonraki Ulusal Konsey toplantısında görüşüleceğini de söyleyen Hristodulidis, sorunu hafifletecek ve ilgilenen göçmenleri kısmen ve geçici de olsa rahatlatacak pratik önlemler alınması umudunu dile getirdi.
“Zaman kaybedildiği söylenemez”
Ortak açıklama ve zaman kaybıyla ilgili bir soruya karşılık ise, Kıbrıs sorununun 40 yıldır tartışıldığına ve 2013’te Güney Kıbrıs’ın iflasın eşiğine geldiğine işaret ederek, zaman kaybedildiğinin söylenemeyeceğini savunan Hristodulidis, ortak bir açıklama konusunda uzlaşıya varılması çabalarıyla şekillenen gelişmelerin, görüşmelerin zemini konusunda önceden anlaşmaya varılmasına yönelik Anastasiadis’in ısrarını haklı çıkardığını iddia etti.
Hristodulidis bugün harcanan zamanın, özel ilişkin konularla ilgili olduğundan bahsetti.
“Eroğlu uç tezler ortaya koydu”
iki tarafın aynı şeyi hedeflemesinin önemine değinerek, farklı yönlerde hedefler olursa, görüşmelerin başlayacağını ve hiçbir yere ulaşılmayacağını ifade eden Hristodulidis, Anastasiadis’in başarıya ulaşılması için görüşmelerin başlamasını istediğini belirtti.
Öte yandan “Başkan neden Hristofyas-Talat iki ortak açıklamasını kabul etmiyor?” sorusuna karşılık Hristodulidis, Eroğlu’nun bu açıklamaları kabul etmediğinin herkesçe bilinmesi gerektiğini iddia etti.
(Eroğlu’nun) Hristofyas’la o kadar zaman görüştüklerini ve hiçbir yere varmadıklarını da savunan Hristodulidis, merkezi devlette her toplumdan yer alacak polis gücü sayısı konusunda uzlaşıya vardıklarını, öze ilişkin konularda ilerleme olmadığını öne sürdü.
Anastasiadis’in (Anastasiadis’in girişimiyle, Glafkos Klerides’in ölümünün ardından) Eroğlu ile yaptığı görüşmede Kıbrıs Türk liderinin çok uç tezler ortaya koyduğunu iddia etti.
“B planı yok”
Bir başka soru karşısında Kıbrıs sorununda ne arzuladıklarıyla ilgili bir B planlarının olmadığını, bu nedenle Anastasiadis’in eleştirildiğini de söyleyen Hristodulidis, “Doğrusu planımız bir tanedir, vatanımızın kurtuluşu ve Kıbrıs sorununun çözümü” şekilde konuştu.
İngiltere’de ne konuşulacak?
Anastasiadis İngiltere’ye giderken “valizinde nelerin bulunduğu” sorusu üzerine ziyaretin önemini vurgulayarak, sonuçlar alınması için gerekli ön çalışmaların yapıldığını belirtti.
Anastasiadis’e üç bakanın eşlik edeceğini, ağır bir programının olduğunu söyleyen Hristodulidis, her zaman gündemde olan Kıbrıs sorunu dışında Güney Kıbrıs ve İngiltere’nin ilgi alanına giren konular ve ekonomiyle ilgili meselelerin ele alınacağı bilgisini verdi.