Rum Komünist AKEL Lideri Andros Kiprianu, Nikolas Skuridis isimli Rum’un Kozanköy’de ev yaptırarak, orada yaşamaya karar vermesini endişeyle karşıladığını belirtti. Kiprianu, Rum Yönetimi’nin siyasi partilerin baskısıyla, KKTC’de mal bırakan göçmenler sorununun nasıl göğüsleneceğini görüşmek üzere iki toplantı yaptığını ve AKEL’in bazı öneriler sunduğunu ancak Rum Yönetimi’nin tek bir adım bile atmadığını söyledi.
Kiprianu, özetle şunları ekledi:
“En endişe verici olanı da hem Sayın Akıncı, hem de Sayın Anastasiadis’in Kıbrıs sorununun artık neredeyse bir atıl prosedüre girdiği, çözülmesinin çok zor olacağı mesajları vererek insanları umutsuz tercihlere yönelten mesajlar vermeleridir. Herkes düşünmeye ve kendince doğru olduğuna inandığı şekilde hareket etmeye başlıyor. Bütün bu eylemler, Kıbrıs sorununu Toprak bağlamında çözecek ve başkaları da Skuridis gibi yaparsa, gelecekte müzakerelerde görüşecek bir şeyimiz kalmayacak”
Kiprianu’ya, bunun Kıbrıs sorununa etkileri olup olmayacağı sorularak Kapalı Maraş örnek gösterildi. “Maraş söylentileri yıllardır yapılıyor. Kıbrıs Türk toplumunun Maraşlılara, Kıbrıs Türk idaresi altında geri dönmeleri için açık davet yapmasını hayal ettiniz mi? Böyle bir olasılığın ortaya çıkaracağı sorunlar çok büyük olacak. Tekrar ediyorum, Kıbrıs sorununu müzakereler dışında,Toprak bağlamında çözen eylemlerde bulunulması çok tehlikelidir.”
Kalıcı bölünmüşlük
Andros Kiprianu, Kıbrıs sorununda Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ve hükümetine yüklenmeye devam ediyor. Anastasiadis ve hükümetini, uyguladığı politikayla Türkiye’nin işini kolaylaştırmakla suçlayan Kiprianu, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasında bir oyalama gözlemlendiğine dikkat çekti.
Fileleftheros, Kiprianu ile gerçekleştirdiği özel söyleşiyi “Başkan Türkiye’nin İşini Kolaylaştırıyor… Andros Kiprianu: Geçen Her Gün Bizi Taksime Daha Da Yaklaştırdığı İçin Endişeliyiz” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Crans Montana’nın çöküşünden bu yana bir yıl geçtiğine dikkat çeken Kiprianu, “Başkan Anastasiadis bütün bu süre içerisinde müzakerelerin yeniden başlama ön şartlarını oluşturmak için ne yaptı?” diye sordu. Kiprianu, şöyle devam etti:
“Karşındaki ile çözüm bulmak için ciddi görüşme ön şartlarını oluşturmak istersen, onu neredeyse şeytan gibi göstermezsin. Kast ettiğim de Türkiye değil Akıncı’dır. Çünkü yarın, Kıbrıs sorununu gerçekten çözmeyi istersen, oturup onunla konuşacak ve bir anlaşmaya varacaksan, o insanın Kıbrıs Rum toplumu içerisinde en azından bir itibarı olmalı ki Kıbrıslı Rumlar öyle bir çözümü kabul etsin.
Yani insanlara, daha düne kadar şeytan olduğunu söylediğim bu adam aniden benimle işbirliği yaptı ve kabul edesiniz diye önünüzde koyduğum güzel bir sonuca vardık mı diyeceksin? Ancak Sayın Anastasiadis bu son yıl içerisinde, müzakerelerin yeniden başlamasına olanak tanıyacak olguların şekillendirilmesi için Kıbrıs Türk toplumu liderliğiyle iletişim köprüsü kurmadı.
Müzakerelerin yeniden başlamasını gerçekten istiyorsan, perde gerisinde çalışır, ulaşabileceğin yere kadar sondajlar yaparsın. Bildiğim kadarıyla hiç temas olmadı. Ne Sayın Akıncı’nın danışmanlarıyla, ne de çözüm istediğini söyleyen Kıbrıs Türk siyasi partileriyle. Bu tür temasları yapan tek parti AKEL’dir. Mevcut durum, hükümetin de, DİSİ’nin de, diğer partilerin de işine geliyor. Geçen her gün bizi taksime daha da yaklaştırdığından endişeliyiz.”
Oyalama ihanet demektir
Kiprianu, daha önce sarf ettiği “oyalama neredeyse ihanettir” sözü hatırlatıldığında, genel konuştuğunu, somut birisini kast etmediğini belirterek, “Taksime gitmenin iki yolu vardır. Birincisi bilinçli tercihtir ki Türkiye halen bu yaklaşımı ileri götürmeye çalışıyor. Uluslararası toplumdan hiç kimsenin Türklerin bu yaklaşımına tepki göstermemesini de endişe verici buluyorum. Diğer yol ise zamanın akmasına ve toprakla ilgili olguların, iki devlet çözümünü tek alternatif tercih haline getirecek şekilde şekillenmesine izin vermektir. Böyle bir tavrı ihanet görüyorum. ‘Neredeyse ihanet’ demiyorum, ihanet diyorum.”