Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında söylediklerinin Yunan hükümetini rahatsız ettiği belirtildi.
Fileleftheros gazetesi, Erdoğan’ın, konuşma sırasında garantör ülkelerden Yunanistan’a sorumluluklarını hatırlatması nedeniyle Atina’nın rahatsız olduğunu bildirdi.
Gazeteye göre Yunanistan Hükümet Sözcüsü Sofia Vultepsi “Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaretini işgal bölgelerine yapması tesadüf değildir. Çok kötü bir başlangıç. Yunan Dışişleri Bakanlığı’nın da Lefkoşa’nın da öfkeli tepkileri vardır” dedi ve şunları ekledi:
“Atina ve Lefkoşa’nın isteği, Avrupa Birliği’nin daha çok katılımıdır. Bunu gerek Başbakan Andonis Samaras, gerek Kıbrıslı Başkan Nikos Anastasiadis Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’den istemiştir.”
Bakoyanni de tepkili
Fileleftheros “Bir Koltuğa İki Karpuz Sığmaz” başlıklı haberinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi çalışmalarına katılmak üzere Fransa’da bulunan Yunanistan Dışişleri eski Bakanı, Yeni Demokrasi Partili Avrupa Milletvekili Dora Bakoyanni’nin,Türkiye’ye ağır eleştiriler yöneltti.
Bakoyanni “Türkiye, Avrupa Birliği’ne girmeyi talep ederken aynı zamanda irredantizm ile ala carte politika uygulayamaz. Ankara açısından açıktır ki bir koltuğa iki karpuz sığmaz. Biz Türkiye’nin Avrupa perspektifini, AB’nin belirli kriter ve ilkelerini kabul etmesi şartıyla destekliyoruz. Yunanistan komşu ülkeyle görüşme ve çabalarını net konuşmalarla sürdürmek zorunda” dedi.
Erdoğan’ın resmi KKTC ziyareti sırasında söylediklerine de değinen Bakoyanni şunları kaydetti:
“Erdoğan, bana göre, savunduğu Türk mantığının ötesinde iki büyük ve özlü hata yaptı. Erdoğan’ın, Türkiye’nin AB’ye aday ülke kabul edilmesinden 15 yıl sonra, Heybeliada Ruhban Okulu’nun ikili değil uluslararası ve insan hakları ve dini özgürlükler konusu olduğunu bilmesi gerekirdi. Erdoğan, Kıbrıs sorununun çözümünün, Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin ön şartı olduğunu da çok iyi biliyor. Şu anda gereken Kıbrıs liderliğinin, Başkan Anastasiadis’in çabalarına özlü ve aktif destek verilmesidir ki Kıbrıs sorununun çözümü için yapılan görüşmelerin sonucu iyi olsun.”