Rahme ÇİFTÇİOĞLU
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Pakistan’ın başkenti İslamabad’ta yapılacak 13. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirve Toplantısı’na katılmak üzere dün akşamüzeri adadan ayrıldı.
Akıncı, Ercan Havaalanı’nda düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs müzakereleri konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Akıncı, Enosis plesibitinin okullarda kutlanması kararından duyduğu rahatsızlığı ve bunun geri alınması yönündeki beklentisini yineleyerek, “Bu yolculuğa çıkarken, Rum tarafının önümüzdeki günlerde bu doğrultuda adım atmasını bekliyoruz. Bunun mesajını veriyoruz. Yaparlarsa yaparlar, yapmazlarsa daha sonraki gelişmeleri günü ve zamanı geldiğinde toplumun tüm katmalarıyla birlikte değerlendiririz. Çünkü bu önemli ve sorumluluk isteyen bir karar olur” dedi.
Akıncı, Rumların takındığı yanlış tutumdan geri adım atmaması durumunda izlenecek yol konusunda kendisine yöneltilen soruya şu karşılığı verdi, “Masanın kurulması, yanlıştan dönme erdemini göstermedikleri takdirde gecikecek. Eğer bu tutum değişmez ve yakın zamanda bu düzelme olmazsa, 2016 gibi 2017 de elden çıkmış olacak. 2018’de seçimi kim kazanır kim kaybeder, onun programı ne olur ne olmaz…2017’de başka tehlikeler de var... Ben 2016 sonunu hedef olarak koydum. Bu benim hedefim olmaktan çıktı. Türkiye de, Rum lider de BM de bu hedefi destekledi. 2016 sonunu gösterirken söylediğim şu cümle çok önemliydi ‘geriye kalan konular bakımından bize gerekli olan zaman değil, liderlik, kararlılık ve siyasi istekliliktir’. Bunlar olmayınca adım atamıyorsunuz.
Müzakereler tümüyle çöktü demek yanlış olur, şu anda aklıselimin galip gelmesini bekliyoruz. Şu anda aklıselimin galip gelmesini bekliyoruz. Onun için çağrı yapıyorum. Kimseyi tahrik de etmiyorum. Sadece yapılması gerekenin altını çiziyorum. Doğru olanı istiyorum. Halen daha bu olayı küçümsemek Kıbrıs Türkü’nü tanımamak demektir. Bu yanlışın düzeltilmesini istemeye devam ediyoruz. Doğrusu o…"
Pakistan yolculuğuyla ilgili eleştirilere yanıt
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, basın toplantısında ilk önce Pakistan’a yapacağı ziyaretle ilgili konuştu. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın zirve toplantısı için birkaç öncesinden davet aldıklarını ifade eden Akıncı, burada cumhurbaşkanları, hükümet başkanları ve bakanlar seviyesinde toplantılar yapılacağını söyledi. Akıncı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un da bu kapsamda kendileriyle birlikte Pakistan’a gideceğini anımsattı.
“Kendisinden beklemediğimiz söylemde bulundu”
Güney’de, Pakistan’da katılacağı toplantıyla ilgili yapılan açıklamalara işaret eden Akıncı şunları söyledi: “Müzakere masasını bırakıp bu toplantıya gidiyoruz diye bir algı yaratılmak isteniyor. Sayın Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis de ‘müzakerelere gelmiyor, Pakistan’a gidiyor’ diye kendisinden beklemediğimiz, yakıştırmadığımız bir söylemde bulundu. Nereye gideceğimize dair bilgi vermeye hiçbir mecburiyetimiz yok. Öyle bir şeyi karşımızdakinden de beklemiyoruz, sormuyoruz. Herkesin müzakereler dışında sorumlulukları var.”
“Birisinden izin almamız söz konusu değil”
Cumhurbaşkanı Akıncı şunları da ekledi: “Bizim herhangi bir yere giderken birisinden izin almamız söz konusu değil. Ancak nezaket gereği 1 ay kadar önce, şubat ayı toplantılarının gündemi belirlenirken, şubat sonu, mart başı Pakistan’daki toplantı nedeniyle uygun olmayacağımı söylemiştim. Bunu Rum tarafı da BM de biliyordu. Bunu rağmen bunun istismar edilmesi son derece üzüntü verici. Başka bazı çevreler de bu konuda yanlış mesajlarda bulunuyor. Bu safhada onlara değinmeyi gerekli görmüyorum.”
“İnanılır gibi değil”
Enosis plesibitinin okullarda kutlanması kararından sonraki sürece de değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Süreci büyük hayret, üzüntü ve ibretle izliyorum” dedi. Mustafa Akıncı şunları kaydetti: “Yapılan vahim yanlışı halen hafife almaya çalışıyorlar. Bunu bertaraf edecek tavırlar geliştirmek yerine karşı suçlamalarla bizim müzakere masasını terk ettiğimizi söylüyorlar. Bunun gerekçesi olarak da Nisan ayında Türkiye’de yapılacak referandumu gösteriyorlar. Bu inanılır gibi değil....Bu olay patlak vermeden önce benim verdiğim çeşitli beyanlar var. Türkiye basınında da yer aldı. Zahmet edilip bakılırsa göreceklerdir... Referandumla ilgili söylemlerinin gereksiz olduğunu, Türkiye’nin böyle bir talebinin olmadığını, gerek bizim gerekse Türkiye için önemli olanın çözümün içeriği olduğunu, çözümün içerdiğinde uzlaşma sağlayabilirsek, güvenlik garantiler bağlamında iki tarafı tatmin edecek bir formül üretebilirsek, herkesin eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde yaşayacağı bir model oluşturabilirsek referandumdan önceymiş sonraymış bunun pek bir farkı olmayacağını kendilerine defalarca söyledik. Sayın Eide, Türkiye’de temaslar yaptı, bu ona da iletildi. Sayın Anastasiadis, bu konuyu kaç kere gündeme taşıdıysa ben de aynı cevabı verdim. Türkiye’nin böyle bir erteleme talebi olmadığını hep söyledim. Gerçek de budur.”
“Türkiye büyük bir mekanizma”
“Bu süreçte Türkiye’nin konsantrasyonu referandumda olmayacak mı? denilebilir. Evet, bunu inkâr eden yok” şeklinde konuşan Akıncı, şunu ekledi: “Doğaldır ki konsantrasyon o konun üzerine yoğunlaşacak ama Türkiye büyük bir mekanizmadır. Bu konuyla ilgilenecek birimleri aracılığıyla ilgileniyor, seçim döneminde de ilgilendi. Referandum döneminde de rahatlıkla ilgilenebilir. Ve zaten ilgileniyor. Benzeri bir argümanı 2015 yılı Haziran ve Kasım ayı arasında yaşadık. Türkiye’de genel seçimlerde tek parti hükümeti çıkmadı, koalisyon oluşturulamadı, Kasım’da bir seçime daha gidildi. O günlerde de Rum lider bugün yaptığı gibi ‘e bekleyelim görelim, aceleye gerek yok’ diye hep süreci yavaşlatma arzusunu dile getirdi. O zaman da kendisine bunun gerekli olmadığını hep anlatmaya çalıştık. Belli ki asıl zaman isteyen Anastasiadis’in kendisi olmaktadır. Bu çok açık ve net şekilde kendini gösteriyor.”
“Karşılıklı ikna süreci çalıştırıldı”
Akıncı, şunları da ekledi: “Kıbrıslı Türklerin dünyadan izole edildiği şartlarda Türkiye ile tarihinden gelen çok yakın kültürel, ekonomik ve sosyal ilişkileri var. Bu olmaya devam edecek. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Türk tarafı net bir şekilde Türkiye ile olan münasebetlerinde en doğrusu nedir, en iyisi nedir bunun arayışı içinde oldu. Ve her zaman Türkiye ile olan münasebetlerde karşılıklı ikna süreci çalıştırılmıştır. Yeri gelmiştir Türk tarafının inisiyatif alması gerekmiştir, bunları almaktan da çekinmemiştir.”
“Bu adımları atarlarsa görürler”
Akıncı, şunları ifade etti: “Birkaç gün burada olmayacağız. Döndüğümüzde umarım ki bu yönde adımlar atıldığını görürüz. Bizim için referandumu bekliyor, şunu bekliyor diye bir durum asla söz konusu değil. Tabi ki müzakere masasında ileriye doğru adım atmak sadece bize bağlı değil. Rum tarafının da bu adımları atması lazım. Yunanistan ile Türkiye’nin bize yardımcı olması gerek. Bunu da her zaman söyledim, yine söylüyorum. Seçim sürecinin içine girdikçe bunun daha da zorlaşacağını farkına varmalıdırlar. Ve adım atacaklarsa bir an önce atmalıdırlar. Bizim beklentimiz budur. Bu işi daha sürüncemede bırakmamalıdırlar. Bu adımları atarlarsa o zaman görürler bakalım, masa kurulur mu kurulmaz mı...Türk tarafı mazeret üretiyor diye diye kendi mazeretlerinin arkasına sığınmasınlar.”
“Müzakereler tümüyle çöktü, bitti demek yanlış olur”
“Müzakereler tümüyle çöktü, bitti demek yanlış olur” diyen Akıncı şunları kaydetti: “Böyle bir söylem doğru olmaz. Şu anda aklıselimin galip gelmesini bekliyoruz. Onun için çağrı yapıyorum. Kimseyi tahrik de etmiyorum. Sadece yapılması gerekenin altını çiziyorum. Doğru olanı istiyorum. Halen daha bu olayı küçümsemek Kıbrıs Türkü’nü tanımamak demektir. Kıbrıs adasında Enosis’in neler yarattığını anlamazlıktan gelmek demektir. Böyle bir şey olamaz. Eğer Kıbrıs’ın geleceğini barış, huzur ve sağlıklı bir şekilde kuracaksak geçmişteki bütün kötülüklerin anasının Enosis olduğunu görmemiz, anlamamız lazım. Rumların da bunu görebilmesi lazım.”