Son bir yılın değerlendirmesini yapmak isterseniz elde çok malzeme vardır…
Sadece Kuzey Kıbrıs için kitap yazabilirsiniz…
Bunlardan bir tanesini ele alalım…
Geride bıraktığımız yıl içinde KKTC polisi ‘cinayet işlemek amacıyla’ ülkeye gelen 4 tetikçiyi yakaladı, birini de kaçırdı…
Kaçan tetikçi Türkiye’ye gideli bir haftayı geçti…
Fakat; orada tutuklanıp, tutuklanmadığını kimse bilmiyor…
Eğer tutuklanmamışsa, ana ile yavru arasındaki adli işbirliği meselesini ciddiyetle gözden geçirmek gerekiyor…
Bir turizm ve eğitim adası olmakla övünürken, cinayet amaçlı tetikçilerin bu ülkeye gönderilmesi ‘üzerinde durulması gereken’ son derece önemli ve büyük bir tehlikedir…
Fransız savaş uçaklarının Lefke üzerinde alçak uçuş yapmasından daha önemlidir…
Öyleyse; ülkesini sevdiğini iddia eden ‘devletin ve halkın refahı için’ çalışacağı konusunda meclis kürsüsünde ant içenler…
Memleketinizin gidişatı hakkında ne diyorsunuz?..
Söyleyecek tek bir sözünüz yok mudur?..
Birisi “git şunu temizle ve gel” diyor; adam çıkıp silahı ve mermileriyle birlikte geliyor, hedefini takibe alıyor…
KKTC polisinin ihbarları zamanında değerlendirmesi sonucunda bu son 4 kişinin cinayet öncesinde tutuklanması sevindiricidir…
Ancak; küçük bir ülkenin cinayet haberleriyle anılması son derece üzücüdür…
Noldu x-ray cihazınıza
Yılın son gününde mahkemeye çıkarılan tetikçi Ünal Sivri olayına bakalım…
Adam; Kuzey Kıbrıs’ta yerel bir bankanın sahiplerinden birini öldürmek amacıyla tabancası ve mermileriyle birlikte adaya gönderilmiş…
Bunu başarabilmek için tetikçiyi bir TIR’ın içine yerleştirmişler…
Geçtiğimiz Haziran ayında ‘kurdele kesilerek’ törenle hizmete giren x-ray cihazı TIR’ın içini görmemiş…
Buna ne dersiniz?..
Ya cihaz çalışmıyordur…
Ya da gümrük memuru TIR’ın içine bakmamıştır…
Bırak geçsin gitsin sana ne…
Peki TIR’ın şoförü nerede?..
TIR şoförü bu tetikçiyi görmemiş mi?..
TIR’ın içine onu kim yerleştirmiş?..
İnler mi, cinler mi?..
Tam bir skandal…
Yılın ilk günü
Şimdi KKTC açısından bir başka rezil duruma bakalım…
Yılın ilk gününde dağcı bir arkadaş grubu Boğazdan, Bellapais’e kadar 17 kilometrelik bir yürüyüş gerçekleştirmiş…
Karşılaştıkları manzaranın çok üzücü olduğunu belirten paylaşımlar yaptılar…
Kuşkusuz; karşılaşılan manzara beklenmedik bir şey değildir…
Memleketin hemen her yanı inşaat atıklarıyla kaplandığı halde bunu gören ve önlem alan bir yönetim veya sivil oluşum yoktur…
Onlarca çevre örgütü de artık geri çekilmiş durumdadır…
Ülkenin bu hale gelmesinin elbette çeşitli nedenleri vardır…
Kültür sorunu gibi…
Başkalarına ait yerleri bedavaya sahiplenmenin yarattığı bir ‘yok etme’ kültürü…
Fazla uzatmaya gerek yok…
Bu nasıl değişecek diye sorarsanız…
Sahipleri; kendilerine ait olanı yeniden sahiplenince her şey güzel olacak…
Hasan Nuri 5 Gün Önce
Yönetemediğimiz KKTC ile 41 yılda neyimizi mi Kaybetmedik ? Ülkemize akın Akın gelen Turistleri , Yatırımcıları, Londralı Türkleri Kaybettik ! Ormanlarımızı güzelim Doğamızı Yeşil alanlarımızı Kaybettik , Yönetemediğimiz KKTC ile Betonlaşmış ve Çevresi kirletilmiş Ülkemizde Kültürümüzü Geleneklerimizi Saygı ve Sevgimizi Kaybettik ! Milli Hava Yolumuzu Kaybedip şimdilerde ise Avrupa’ya gidişimizi ve çökerttiğimiz Ticaretimizi Güney Kıbrıs’a Kaydırdık ! Lordlar kamarası İngiltere Kıbrıslı Türkler Dostlar Grubunu Kaybettik ! Afrikalıları Uyuşturucu Mafia ve Tetikçileri doldurduğumuz Ülkemizde Güvenliğimizi Kaybettik ! Kazıklayıp Kaybettiğimiz İngilizler gibi Bu günlerde Rusları ve Ukraynalıları da Kaybetmeye Yüz tuttuk ! 2025 yılına girdiğimiz bu Günlerde ise Yönetemediğimiz Pahalılıktan be Bakımsızlıktan girilemeyen KKTCde neyimizi daha Kaybedeceğiz acaba bilenimiz var mı ?