Diyalog Gazetesi

Pedagog Ayşen Oy, pozitif bakışın önemine dikkat çekti

GENÇ VİZYON

‘Evimdeyim, güvendeyim’

Cemre AKAR

İçinden geçmekte olduğumuz süreci Genç Vizyon’a değerlendiren Pedagog Ayşen Oy, pozitif bakışın önemine dikkat çekti:

Pedagog-Yazar Ayşen Oy, içinden geçmekte olduğumuz sürecin etkilerini değerlendirirken, olaylara pozitif bakmanın çok önemli olduğuna dikkat çekti. Oy “Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Fakat kaldığımız yerden devam etme gücümüze güvenebiliriz” dedi.

Soru: Öncelikle içinde bulunduğumuz süreci çocuklarımıza nasıl anlatabiliriz?
Yanıt: Çocuklarımıza evde kalma gerekliliğimizin öncelikle sağlığımızı koruma amaçlı bir önlem olduğunu anlatmalıyız. Corona isimli virüsün bulaşıcı bir hastalığa neden olduğunu, insandan insana kolayca geçip bizi de hasta edebileceğini anlatmalıyız. Bize bu hastalığın bulaşmaması için doktorların bizim evde kalmamızı tavsiye ettiklerini anlatmalıyız. Temizliğimize dikkat etmemiz gerektiği konusuna özen göstermeli. Sadece kendimizin değil çocuklarımızın da temizlik ve sosyal mesafe konularında bilinçlenmesi için gerekli eğitimleri çocuklarımıza vermeliyiz. Fakat asla ve asla bu hastalığın çok fazla sayıda ölüme neden olduğu şeklinde ya da buna benzer felaket senaryolarını çizmemeliyiz. Bu dönemde yapacağımız en önemli şey; çocuklarımızın yanında lütfen televizyon ya da internetten haber izlemeyelim. Ölüm sayıları ve benzeri kötü konular hakkında çocuklarımızın yanında konuşmamaya özen gösterelim. 

Soru: Bu sürecin kaçınılmaz etkileri neler olacak?
Yanıt: En başta ekonomik çöküşler ya da kaygılar elbette. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi tablosunda da bahsedildiği üzere özellikle yeme içme ve barınma alanlarımızda oluşabilecek çatlaklar, psikolojik hastalıklara da neden olabilir. Psikolojik olarak insanlarda işe uyum, çevreye uyum sorunları gözleyebiliriz. Karantina süreci bitince bazı insanlar çok fazla rahat davranarak bir anda kendilerini sosyal hayata kaptırabilir. Bir kısım insan da karantina kalktığı halde süreçten kendini kurtaramayıp evden çıkmakta ve sosyal hayata uyumda zorluklar yaşayabilir. Çocuklarda evlerde kaldıkları süreç içinde çok fazla tablet, telefon kullanımı kaynaklı dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunları başlaması muhtemel. Ayrıca fazla el yıkama, kendini aşırı koruma kaynaklı obsesif bozukluklar da çıkabilir. Aşırı yeme içme kaynaklı kilo sorunları ve kilonun neden olabileceği sağlık sorunları ile karşılaşmamak için yeme içme, alkol ve sigara kullanımı ve uyku düzenimize de bu süreçte gerekli hassasiyeti göstermeliyiz. 
İlişkilerinde zayıflık yaşayan eşler arasında evde kapalı kaldıkları süreç içinde ilişki sorunları artabilir. Şunu hiçbir zaman unutmayalım. Koparmayı değil telafi etmeyi tercih etmeliyiz. Oturup konuşarak olan sorunları çözme yoluna gidilmeli olmuyorsa süreç bitiminde eş terapi desteği alınabilir. 
İnsanlarda çok doğal kaygılar var. Hepimiz bu hastalığın bize de bulaşacağı kaygısını zaman zaman yaşıyoruz. Kaygı doğaldır fakat sürekli kaygılanarak yaşamak, takibinde kaygı bozukluklarına neden olur. Çizgiyi geçmemek için mutlu olmayı ve iyimser düşünmemiz gerektiğini aklımızdan çıkarmayalım. 


Felaket senaryoları iyi değil

Soru: Sizce bu süreci en az hasarla nasıl atlatabiliriz?
Yanıt: KKTC hükümetini, alınan sağlık önlemleri konusunda; Diğer ülkelerle kendimizi kıyasladığımızda çok başarılı buluyorum. Öncelikle sağlık ve güvenlikle ilgili alınan tedbirler çok yerinde. Umarım adamıza en fazla gelen ülkeler (Türkiye, İngiltere başta) den gelen uçuşlar bir süre daha olmaz. Küçük bir toplum halinde yavaş yavaş sınırlarımızı genişletebilir sadece ada içinde sosyalleşebiliriz. Tabi ki bunun ne zaman olacağına en iyi sağlıkçılar ve siyasiler karar verecektir. Bunun dışında felaket senaryoları çizmek ve birilerini suçlamak yerine birlikte olmanın gücüne inanmalı, dayanışmayı unutmamalıyız. Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız fakat kaldığımız yerden başlama gücümüze güvenebiliriz. 

Soru: Çocuklarımızın okuldan ve sosyal yaşamdan uzak, evlerde geçirdiği bu sürecin psikolojilerini en az şekilde etkilemesi için ailelerimize neler önerebilirsiniz?

Yanıt: Ev sürecini eğlenceli hale getirmek le işe başlayabiliriz. Çalışma sürecimizde çocuklarımızla geçiremediğimiz vakti bu süreçte geçirebiliriz. Aile oyunları oynamak, çocuklarımızın akademik eksiklerini telafi etmek için bundan daha iyi bir zaman dilimi bulamayız. Tüm ailelere tatil planı gibi bir plan yapmalarını öneririm. Telefon için kuralımız X5 y:Örnekle açıklayacak olursak 7 yaşındaki bir çocuk 7X5=35 dakika telefon ya da bilgisayarda vakit geçirebilir. Telefon ya da bilgisayardan çocukları uzak tutamayız çünkü biz büyükler uzak duramıyoruz ki! Çocuk bizim söylediğimizi değil yaptığımızı örnek alır, lütfen bunu unutmayalım. Bu programa çocuklarımız kadar biz de uymaya özen gösterelim ve çocuklarımızın yanında telefonumuzla değil çocuklarımız ya da ailemizle vakit geçirmeye özen gösterelim. 

Soru: Bu süreçte ailelerin çocukları ile birlikte ne gibi aktiviteler yapmasını önerirsiniz?
Yanıt: Tombala,Monopoly,Lego,Puzzle yapımı gibi etkinlikler olabilir. Hatta bu süreçte bir Puzzle tablo yapıp anı olarak, süreç bittiğinde duvarlarına asabilirler. 

Çocuklar evde rahat bırakılmalı

Soru: Çocukların bireysel olarak yürütebileceği ne gibi aktiviteler olabilir?
Yanıt: İşte zamane çocuklarının en büyük sorunu yalnız başına bir şey yapamamak! Neden çünkü onların adına ne yapacaklarına hep biz büyükler karar veriyoruz. Öncelikle bireysel sorumluluklarını kazandırmakla işe başlamalıyız. Örneğin: Bırakın bu süreçte yataklarını toplama alışkanlığını artık edinsinler. Arkasından siz düzeltebilirsiniz sıkıntı yok.!
Bunun dışında resim yapmak, bir müzik aleti ile ilgilenmek, tak-çıkar (lego,nopper vb) oyuncaklarla maket yapmak, evcilik ya da arabacılık gibi dramatik oyunları da tek başlarına oynayabilirler. 

Soru: Son olarak eklemek istedikleriniz?
Yanıt: Lütfen pozitif bakış açımıza sahip çıkalım:
*Eve kapandım demek yerine, evimdeyim güvendeyim!
*Hastalanacağım, öleceğim demek yerine; ailem ve kendim için gerekli tüm tedbirleri alıyorum, çok şükür sağlıklıyız!
*Bu durum hiç bitmeyecek mahvolduk demek yerine; bu da geçecek ve bu da hayatımızda unutulmaz anılardan biri olarak kalacak!
*Tüm planlarım mahvoldu demek yerine; bu durumu ben istemedim, fakat olaylar düzeldiğinde her şeyi yeniden planlayacak gücüm var demeyi unutmayalım. 
Sağlıkla kalalım, evde kalalım, umutla kalalım! 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.