Cemre AKAR- Onur ULAĞ
Başar Taşlı, Sanayi Dairesi’nde çalışıyor... Ancak o’nun yıllardan beri fotoğraf sanatına karşı büyük bir ilgisi var... Fırsat buldukça makinesini alarak, doğaya çıkıyor ve güzel görüntüler yakalamaya çalışıyor.
Bu hafta Genç Vizyon’a konuk olan Başar Taşlı, Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın da fotoğraf sanatına olan ilgisini anımsatırken, bir sözünü de aklından çıkarmıyor:
Kıbrıs, fotoğraf için ideal bir yer...
İşte Başar Taşlı’ya sorularımız ve yanıtları:
Soru: Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Cevap: 9 Mart 1976 Lefkoşa-Kıbrıs doğumluyum, evliyim ve iki çocuğum var. İlk ve orta öğretimimi Lefkoşa’da, üniversite eğitimimi ise İzmir 9 Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi iktisat bölümünde tamamladım. Tarım bakanlığına bağlı sanayi dairesinde çalışıyorum. 15 yıllık bir memuriyet hayatım var. Onun dışında ise fotoğraf sanatı ile ilgileniyorum.
Soru: Fotoğrafcılık kariyerinde ki yolculuğunuz nasıl başladı ?
Hobi olarak fotoğraf çekmeye başladım. 2004 yılında küçük bir kompakt makine aldım. Sonra gittiğimiz gezmelerde gelişi güzel veya hatıra kalması amacıyla çektiğimiz fotoğraflar vardı. Herhangi bir yere gittiğimiz zaman burayı da çekeyim burayı da böyle çekeyim gibi unsurlar oluşmaya başladıktan sonra daha iyi bir makine aldım. Yavaş yavaş geliştikçe yani algıda seçicilik başlayınca profesyonel anlamda ilk makinemi almış oldum. Ve bu çerçevede de yavaş yavaş fotoğraf konusuna girmiş oldum.
Soru: Öncelikleriniz nedir?
Cevap:Macro, Doğa ve Manzara fotoğrafları çekiyorum. Bu yüzden de fotoğraf çekmek için en ideal saati seçmek lazım . Örneğin güneş battıktan sonra ki bir saat “mavi gökyüzü” ve hafiften yanmaya başlayan ışıklarla çekim yapmak size güzel sonuçlar verebilir.
Soru: Birlikte çalıştığınız kişiler ve gruplar var mı?
Cevap: Kibsat, Foder, Fodos var. Bunlar ülkemizin yaygın fotoğraf dernekleri ama bunları söylemeden önce 2007 yılıydı ilk profesyonel makinemi aldığım zaman, yine tek başıma gelebildiğim ve ya internetten bazı fotoğraflar nasıl çekilir nasıl yapılır bunları araştırdım. Beş kişilik bir gurubumuz var. Hasan Bağlar, Ramadan Özyalçın, Turuğsan Arslankelle, Süleyman Kaplan ve ben. İlk başta Bu arkadaşlarla sıkça anlaşıp fotoğraf çekimlerine çıkmaya başladık. Yaklaşık 15 günde bir mümkün olduğu kadar biraraya gelip fotoğraf çekmeye başladık. Açıkçası böyle bir serüven başladı. Sonra dernek oluşturduk. Derneği de kurmamızın sebebi büyümek amacıyla değildi. Aklımızdaki fikir dergi çıkarmaktı. Çünkü Kıbrıs’ta daha önce fotoğraf anlamında salt fotoğraf dergisi çalışması olmadı. Fotoğraf konusu çok yaygın olduğu için dergi, mecmua ve internetten faydalanma yöntemleri artık alışılagelmiş hadiseler. Dergi çıkarmak için yola çıktık. Birlikte fotoğraf çekiyorduk ama dergi mi çıkaralım, sergi mi açalım tabi ki bir kar elde etme yok para kazanma amacı yok yapmış olduğumuz çalışmaları bir şekilde tanıtmak için. beş yıllık bir gurubuz.
Soru: Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Cevap: 2011 yılında Burhan Nalbantoğlu çocuk onkoloji bölümü için biz bir sergi yaptık yani bu sergi de Diyafram Grubu olarak ve birkaç arkadaşın katılımıyla sergi yapıldı. Burada amaç yaptığımız sergiden elde edilecek gelirin, çocuk onkoloji bölümüne bir miktar da olsa bir yardımımız olmasıydı. İlk ortak etkinlik diyelim ona böyle bir sergi yaptık onun dışınca çok fazla böyle etkinliklerimiz olmadı. Tabi ki şu an bazı dernekler bazı arkadaşlar rica ederler gideriz bildiklerimizi anlatmaya çalışırız. Fotoğraflarımızı paylaşırız orada. Özellikle içimizde herkesin çekebileceği fotoğraflar var. Bizde daha çok doğa, makro dediğimiz bi de manzara fotoğrafları çekmeyi daha çok seviyoruz. Bu tür fotoğrafçılığın gelişimi için elimizden geldikçe anlatarak dernekteki arkadaşlarımızla bildiklerimizi paylaştık.
Sanatçı konu yaratmalı
Soru: Merhum Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş Kıbrıs adasının fotoğraf severler için muazzam bir yer olduğunu söylerdi. Ada’nın bu özelliklerinden bahseder misiniz?
Cevap: Öncelikle merhum Cumhurbaşkanımızı saygıyla anıyorum ve söylediklerine katılıyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti fotoğraf bakımından gerçekten kesinlikle fakir bir yer değildir. Bir de artık şöyle bir şey var bugün bir ovada bile bir gün boyunca hiç durmadan fotoğraf çekebilirsiniz. Fotoğraf çekmek artık olan bir şeyi çekmek değil bazen de yaratmaktır. Bunu da birleştirip ortaya çok güzel fotoğraflar çıkarabilirsiniz. Kıbrıs’ın tarihi olsun doğası olsun gerçekten muazzamdır. Bir yere on defa gidiyoruz. 3-5 ay geçiyor hadi bir daha gidelim diyoruz. Örneğin Girne Kalesini en az 50 defa çekmişimdir.
Soru: Akıllı telefonlarla beraber fotoğraf çekme popülerlik kazandı. Artık herkes her an her yerde kolaylıkla fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşıyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Cevap: Eskiden İstanbul’a gitmek isterseniz, bundan 30 40 yıl önce tahmin ederim uçak sayısı da çok azdı. Belli günü bulmanız lazımdı yer bulmanız lazımdı. Paranız olması lazımdı. Ve uçağa binip gemiye binip bir şekilde gitmeniz lazımdı. Neye getirmeye çalışıyorum bugün İstanbul’a gitmek isterseniz iki saat öncesinden internetten biletinizi kesersiniz valizinizi veya çantanızı verirsiniz bir saat sonra İstanbul’da olursunuz. Tabi ki akıllı telefonların çıkması, özellikle kameralı telefonların çıkması, akıllı telefonların günümüzde yaygınlaşması... Elbette fotoğraf olayına bir ivme kazandırmıştır yani bunu insanlar daha çok ellerinde bir telefon yerde bir şey görür ne ilginç bir şey bir şey görürsünüz aman çekeyim dersiniz yanınızda makineniz olmayabilir onunla anında, onu görüntüleme şansına sahipsiniz. Dolayısıyla tabi ki cep telefonlarının çok büyük faktörü var. Bunlardan birincisi nedir diye sorarsanız, sosyal medya özellikle de Facebook’dur. Bugün mesela bir fotoğraf çekilip paylaştığınız zaman çok bilindik bir şeyse ya da farklı bir şeyse biraz daha iyi çekilmiş kaliteli fotoğrafsa diğer fotoğraflara göre tabi ki insanlar, bunu nasıl çekti? Ne saat çekti? Nerede çekti? Hangi ayarlarla çekti? Bu tür sorular bize çok sorulur. Bunları paylaşmak insanlara anlatmak iyi bir şey çünkü paylaşmak güzeldir. Ben çektim başkası çekmesin veya giderler bir yerde bir şey çekerler, çektikleri nesneyi bozarlar. Başkası çekmesin diye. Bugün cep telefonuyla çekilmiş ve ödül almış bir sürü fotoğraf vardır. Bunun için doğru saat ve yer lazımdır.
Soru: Peki photoshop kullanımına karşı mısınız ?
Photoshopa karşı değilim çünkü ışık tam gelmeyebilir kadrajda eğrilik olabilir. Madem bu programlar var kullanmak gereklidir diye düşünmekteyim. Fakat filter konusunda kararsızım. Henüz hiç filter kullanmışlığım yoktur.
Soru: Ülkemizde gençlerin sanata ilgisini nasıl buluyorsunuz?
Cevap: Öncelikle şunu söyleyeyim ben biraz önce de bahsettim ama yeri gelmişken bir daha söyleyeyim. Bizim derneğimize katılma diye bir şey şu an için düşünmüyoruz çünkü büyümek derdinde değiliz. Biz elimizden geldiğince arkadaşlara her türlü ne zaman isteseler yardımcı olalım diye gittik bildiklerimizi anlattık YDÜ’ye gittik başka yerlere gittik. Kim çağırmışsa seve seve gittik. Sonuçta bunun sorumlulukları çok fazla olur Başka derneklerimiz zaten bunu yapıyorlar hafta sonları otobüs kiralayıp 30 40 kişiyle çekim yapamaya gidiyorlar dileyen arkadaşlar onlara katılabilirler. Gerekli çekimleri birlikte yapabilirler.
Soru: Sizin bu gibi çalışmalarınız var mı ?
Cevap:Bizim böyle bir düzenimiz yok, yani illaki çıkacağız diye insanları bağlamak istemiyoruz. O bakımdan şu an için bu seviyede kalmayı tercih ettik.
Para kazanma deri yok
Soru: Peki fotoğrafcılık sanatını kazanç elde edebileceğiniz bir iş sektörü haline çevirmeyi düşünüyor musunuz ?
Cevap: Bunu herhangi bir iş yolu olarak şu an için düşünmüyoruz. Çünkü böyle şeylere vaktimiz yok çünkü herkesin belli bir saate kadar çalıştığı işler var. Biz sadece dergiye yoğunlaşmaya çalışıyoruz. Herkesin yoğunluğundan dolayı 2 ayda bir çıkarmak istediğimiz dergi bile aksadı. Çünkü bu iş için en az 15 20 akşam toplanmak zorundayız. Herkese bir görev dağılımı verilir herkes hazırlar sonra bunlar tartışılır. Dergimizin 4’ncü olan son sayısı yeni çıktı, bununda dağıtımına başlayacağız. Derginin masraflarını ise aldığımız reklamlar ve dergi satışlarından karşılıyoruz.