Kıbrıs Barış Harekatı’nın Başbakanı merhum Bülent Ecevit; savaşın ardından Kıbrıslı Rumlara ‘Federal çözüm’ çağrısı yaparken; Kıbrıslı Türklere de ‘Küçük İsviçre’ mesajı vermişti!..
Bunun anlamı gayet açıktı!..
Önceliğimiz federal çözümdür…
Ama olmuyorsa Kıbrıslı Türklerin yaşadığı bölge herkesi kıskandıracak güzellikte, küçük bir İsviçre olacak!..
Gerçekten bunu başarmak için büyük fırsat vardı elimizde...
Akdeniz’in büyüleyici antik limanında tek kuruş yatırım yapmadan işletme sahibi olmuştuk!..
Yine tek kuruşluk yatırım yapmadan hazır otel ve pansiyonlar bulmuştuk!..
Haspolat Sanayi Bölgesi’nde işler vaziyetteki plastik, mobilya, ilaç, boya, kablo, hatta elektrikli alet üreten fabrikalarda uzun yıllar yetecek kadar hammadde stoku vardı!..
Terk edilen bölgelerden binlerce araç, traktör, dozer, kepçe toplandı!..
Bir kuruşluk yatırım yapmadan ele geçirilen işletmelerin büyük bir kısmı devletin istihdam kapısı yapıldı!..
İlk yıllarda ‘devlet tecrübemiz yok’ diyen siyasiler geleceği düşünmeden icraatlar yaptı!..
Kırk yaşındaki adamı 38 yıl üzerinden emekli çıkardılar!..
Hükümet edenler hiçbir zaman ‘İsviçre modelini’ özendirmedi, bu konuda plan ve proje yapmadı…
Sadece merhum Özal döneminde Kuzey Kıbrıs’ın açık pazar olması gündeme geldi!..
Onu da Kıbrıs’ın ‘devrimcileri’ reddetti!..
Gerçekleri konuşma zamanı geldi
Milyarlarca dolarlık ganimeti harcayıp da kendi ayakları üzerinde durabilecek bir yapı oluşturamayan KKTC bu saatten sonra ne İsviçre olur, ne de Singapur!..
Geçmiş yıllara göre daha da kötü bir duruma gelen bu siyasi yapı ile hiçbir konuda adım atılamaz!..
Kendi kendimizi kandırmayalım!..
Kimseyi umutlandırmayalım!..
Kıbrıs’ın kuzeyi her geçen gün daha da güneyin kucağına düşecek!..
Bugünkü sistem ve siyaset anlayışı çok hızlı bir şekilde değişmediği sürece; ki şu an hiçbir umut yoktur; bırakın Singapur olmayı, Taşucu’nu ararız!..
Siyasette kalite neden düştü?
Siyasette düzelme olmadığı sürece, Kuzey Kıbrıs ‘çözüm olsun, olmasın’ başarılı icraatları başlatamaz…
Burasının ‘Singapur’ veya ‘Hong Kong’ olabilmesi için ‘cesur kararlar’ alabilecek; üç-beş bozuk sese aldırmadan yürüyebilecek siyasilere ihtiyacı vardır…
Ancak aklı başında hiç kimse bu düzende, bu şartlar altında siyasete girmez…
Siyasete girmek demek, liderlik ve parti meclislerinin talimatları altında ezilmek demektir…
Siyasete girmek demek; karşı görüştekilerin parmak işaretiyle başlayacak saldırılar karşısında üzülmek, yıpranmak demektir…
İşte o yüzden burada, bugünkü yapı ile hiçbir şey yapılamaz…
Eldekileri koruyalım yeter…
Hasan Nuri 1 Hafta Önce
Yıllardır milli nutuklarla KKTCyi SİNGAPUR yapacağız diyen Yöneticilerimiz KKTC’nin bugün bir Afrika Ülkesine dönüştüğünü bilmiyorlar mı yani ? Her Gün Elektrikleri kesilen Karanlıklara bürünen KKTC’nin Enerji Bakanımız ‘ Dökülen Bakımsız yollarımızın Ulaştırma Bakanımız ‘ Dış işleri olmayan Dış İşleri Bakanımız ‘ Sahte Diplomalar Dağıtan Eğitim Bakanımız ‘ Dökülen Hastahanelerimiz ile İlaçsız Doktorsuz Sağlık Bakanımız ve de TURİZMİN yerle bir olduğu KKTCnin TURİZM Bakanımız Yönetilemeyen KKTC’nin bir SİNGAPUR değil de Afrika Ülkesine dönüştüğünü bilmiyorlar mı yani ! 74 sonrası var olan zenginlikleri YOK ettiğimiz gibi bugün elde kalanları da YOK edeceğimizi bilmeyenimiz mi kaldı ? Bugüne kadar KKTC’de neyi YOK etmedik ki bu Günden sonra da YOK etmeyelim ! Gelecek olmayan KKTC’de en kısa zamanda kestirmeden torbayı doldurup gidenlerimize neden Üzülelim ki ? HAYDAN GELEN HUYA GİDER diye tam KKTC’ye yakışır bir Atasözümüz var değilmidir yani !