İsmet ÖZGÜREN
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zaanatkarlar Odası (KTEZO) Başkanı Hürem Tulga, KKTC olarak gelinen aşamada artık ne siyasi ne de ekonomik yapının sürdürülebilir olmadığını söyledi. Tulga, Diyalog gazetesine yaptığı değerlendirmede, bugünkü durumu “Çöküş” olarak nitelendirerek, yıllar itibarıyla yanlış yürütülen politiklar ve geleni tüketme kültürünün dibe vurduğunu belirtti.
KTEZO Başkanı Hürrem Tulga, ülkede yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, “Durum ortada bu ülkede bana mutlu olduğunu söyleyen bir kesim gösterin. Mücadele yıllarında bizim zaten üretimimiz yoktu, 74’ten sonra da bu böyle devam etti. İhtiyaçların hep Türkiye tarafından karşılanması siyaset haline getirildi. Yani kısacası bu ülkede tükete tükete herşeyi tükettik” dedi.
“Her türlü haksızlık topluma kabul ettirildi”
Hürrem Tulga, yıllar itibarıyla her türlü haksızlığın topluma kabul ettirildiğini ve her seçim döneminde 4-5 bin yandaş istihdamının KKTC’de gelenek haline dönüştüğünü kaydetti. Tulga konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Bu kadar istihdam yapılmaya başlandı ancak nitelik aranmadı, istihdamlar ihtiyaca dönük yapılmadı, hak hukuk aranmadı, bugün kamuya baktığınızda zaten tablo ortada. Erken emeklilik diye dünyanın hiçbir tarafında olmayan birşey icat edildi niye siyaseten emekliye çıkarılan insanların yerine oy için yenileri alınsın diye. Dünyada böyle Sosyo-ekonomik politika yoktur olamaz da zaten. Bu yağmadan herkes payına düşeni aldı. Kısaca rant herkes için çekici oldu bilinçli veya bilinçsiz.”
“KKTC ayrılıkıçı bir yapı olarak kullanıldı”
Konuşmasında, KKTC’nin ilanının ardından yaşanan Siyas ve Ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Hürrem Tulga, “KKTC’nin ayrılıkçı yaklaşım politikaları zaten sorunlu olan ekonomik yapıyı daha da kötü etkiledi. Anayasamızda Fedarasyon ve çözüme atıf yapılmasına karşın pratikte bu yönde ne bir gayret ne de bir arzu hiç olmadı. Devletiz diye zar zor işleyen ekonomik yapıyı da bitirdik. Düşünün siz dünyada bir beledieyenin battığını gördünüz mü ?. Biz belediyeleri de batırdık, bu aslında siyasetin getirdiği kültürel bir alışkanlıktır. 2 Binli yılların başına kadar gelen paralarları savurduk hesap kitap yapmadık. 2006-2007 yıllarında ne zaman ki gelirlerimizin giderlerimizn altına düşmeye başladı işte o zaman gerçeği de görmeye başladık. Bugüne kadar bu ülkede ne yapıldı neler yapılamadı bunun hesabını toplum olarak en alttan en üste bunun muhasebesini yapıp hesabını verme zorunluluğumuz var” dedi.
“Kazandığımız kadar tüketmeyi öğrenmeliz”
Esnaf ve Zaanatkarlar Odası Başkanı Hürrem Tulga, ortaya çıkan bu acı tablo karşısında artık kazandığımız kadar tüketmek gerektiğini toplum olarak öğrenmek zorunda olduğumuza işaret etti. “KKTC’deki siyasi yapının üretim ve milli gelirin artması konusunda bir politikası olduğunu söylemenin mümkün olmadığına” dikkat çeken Tulga, “Başta hükümet ve siyaset edenler önce topluma bunları söylemeli bunlar ortaya konulmalı ve toplumsal bir hesaplaşma yaşanmalı” şeklinde konuştu.
“HP üzerinden hala artış yapılaması anlamsız”
Tulga konuşmasında yıllara dayalı kötü alışkanlıkların bugün itibarıyla arık sürdürülmesinim mümkün olmadığını vurgulayadı ve ekledi: “ Geldiğimiz aşamada alışkanlıkların arkasına saklanma lüksümüz yoktur. Bu ülde Hayat Pahalılığı (HP) üzerinden hala artış yapılmasını anlamak mümkün değil, çalışanlar arasında oluşan uçuruma nasıl müdahale edilecek. Kamuya müdahale şart ve gereklidir. Bizim artık kurumsallaşmaya ihtiyacımız var. Kamu tüketen değil üreten olmalıdır. Politikalara bakıyorum gidişat Eğitim ve Sağlığın özelleştirilmesine yönelik. Siz Eğitim ve Sağlığı elden çıkarırsanız bu direk olarak alım gücünüz ve ekonominize bir darbe olarak size geri döner”
“Sağlığı ve eğitimi özelleştirirseniz”
Hürrem Tulga, ülkede Eğitim, Sağlık ve Ulaşımın hızlı bir şekilde ele alınıp yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Eğer KKTC’de gerçekten ekonomik bir yapı istiyorsak bu düzenlemeleri yapmak zorundayız” dedi. Açıklamalarında ekonomik kalkınmanın yerli üretimin desteklenmesiyle mümkün olabileceğine işaret eden Tulga, “Devlet yerli üreticiyi desteklemelidir, ülkeye yapılan ithalattan fazla ihracat yapma zorunluluğumuz vardır, mevcut uçurum ancak böyle kapanır. Bu ülkedeki kalite ve standart yapısı ele alınıp düzenlenmelidir. Biz hala Gıda güvenliğini tartışıyoruz, bunlar olmadan varoluş ve rekabet şansımız yoktur . Bakın ülkede işsizlik tavan yaptı ancak buna karşın hükümetin bir istihdam politikası yok. KKTC’de 34 bin kayıtlı işçi 40 bin ise işsiz var. Örneğin Göç Yasası diye nitelendirdiğimiz yasaya karşı çıktık, çözüm noktasına geldiğimiz zaman birtakı Sendikalarla ayrıştık. 14 bin Milli Geliri olan bir ülkede birileri çok birleri açlık sınırı altında gelir elde ediyorsa bunun izahı olamaz. Özetle geldiğimiz aşamada, Ya şimdi atım atacağız ya da hiçbir zaman. Ülkede bir savaş durumu sözkonusu, bu politikalarda bizm olduğu kadar Tc hükümetlerinin de sorumluluğu var. Bugün hala hesapsız kitapsız kuraklık ödemeleri yapılıyorsa, hatta sektörel ayrım bariz olarak kendini gösteriyorsa , hala hayvan kayıt sistemi yoksa ve kayıplarımız büyüyorsa artık oturup düşünmemizin zamanı geldi ve geçiyor demektir ”
“Popülizimden uzak siyasi liderlik şart”
Konuşmasının sonunda oda olarak çözüm önerilerini de sıralayan K.T Esnaf ve Zaanatkarlar Odası Başkanı Hürem Tulga, işe Siyasi yapıyı yeniden oluşturulmasıyla başlamak gerektiğini söyledi. Tulga, “Toplumun popülizim değil çözüm ortaya koyan bir yapı istiyor ve buna ihtiyaç var, yani Siyasi bir liderliğe ihtiyacımız var. Radikal değişiklikler kaçınılmaz ve şart olmuştur. Sadece ve sadece tüketmekle bu işlerin yürümediği ortaya çıkmıştır”