Diyalog Gazetesi

“Kalitemize güveniyoruz”

EKONOMİ

Sütaş Genel Müdürü Tarık Tezel, Türkiye'nin gıda sanayii ve markalarının, yalnız AB değil dünya çapında rekabete hazır duruma geldiğini belirtti

Bursa Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Sütaş Genel Müdürü Tarık Tezel, Türkiye'nin öncelikle bulunduğu coğrafyayı, sonrasında da çok yakın bir zamanda Avrupa'yı besleyen bir ülke potansiyeline sahip hale geldiğini belirterek, "Algı yönetimini henüz tam yapamadık. Algı yönetimini yapabilmiş olsaydık dünya 'feta' değil belki de 'peynir' diyecekti ama dünya, Yunan peyniriyle 'feta cheese' ile öne çıkmaya çalışıyor" dedi.

Tezel, gazetecilere yaptığı açıklamada, BUSİAD Gıda Çalışma Grubunda belli bir kalite algısı ortaya koymak için yola çıktıklarını ve pek çok sektördeki gibi gıdada da temel sorunun kayıt dışılık olduğunu, bununla toplumun tüm kesimlerinin ortak mücadele etmesi gerektiğini söyledi.

İşin bir tarafında ekonomik kayıplar, diğer tarafında ise halk sağlığının söz konusu olduğunu vurgulayan Tezel, gıda işletmelerinin kayıt altına alınması, izlenebilirlik, denetim ve kontrol mekanizmaları ile sürdürülebilirlik kavramlarının önemine dikkati çekti.

Patronlarının tüketiciler olduğuna işaret eden Tezel, "Patronumuz belli. Patronumuz her sabah okula gitmeden evvel bizim ürünlerimizi bekleyen çocuklar. Maaşımızı onlar veriyor. O severse beğenirse annesinin eteğinden çekiştirip reyonda sizin malınızı tercih ederse ekmeğinizi hak etmiş olacağız" ifadesini kullandı.

 

Kayıt dışılıkla mücadele

Tezel, Türkiye'nin gıda sanayii ve markalarının, bugün yalnız Avrupa Birliği (AB) değil dünya çapında gerek kalite gerekse üretim potansiyeli bakımından rekabete açık ve hazır duruma geldiğini anlattı.

Türkiye'nin son yıllara kadar önemli bir ithalatçı ülke olduğunu hatırlatan Tezel, "Tabii ki hala ithalatımız da var ancak ihracat olanakları özellikle son 10 yıldan beri önemli ölçüde artıyor. Türkiye'nin ilişkileri, potansiyeli, AB'nin 2008 yılından bu yana geçirdiği ekonomik sıkıntılı dönem göz önüne alındığında, Türkiye artık eskinin ucuz işçi ülkesi değil bilakis dünyayı beslemeye namzet teknolojisiyle markalarıyla hazır bir konuma gelmek üzere. Bunu memnuniyetle ifade edebiliriz" diye konuştu.

İç piyasadaki pazar ikliminin haksız rekabet ortamından mutlaka kurtarılması gerektiğini dile getiren Tezel, bunun ancak kayıt dışılığı önleyerek yapılabileceğini bildirdi.

Kayıt dışılığın önlenmesiyle ilgili ciddi mücadele yapıldığına değinen Tezel, şöyle devam etti:

"Özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı son 10 yılda, bu konuda haklarını yememek lazım, ciddi mesafeler kaydetti. Burada tabii başka önemli faktör de AB regülasyonları da buna çok ciddi bir itici güç oldu. O regülasyonların alınıp burada bire bir uygulanmaya başlanması ve yönetmeliklerin paralel şekilde yayımlanması, burada önemli bir ivme kazandırdı. Peki bugün mükemmel bir noktada mıyız? Değiliz ama Türkiye olarak öncelikle bulunduğumuz coğrafyayı, sonrasında da çok yakın bir zamanda Avrupa'yı besleyen bir ülke potansiyeline sahip hale geldik."

 

"Ortadoğu'da ambalajlı süt ürünleri satışı düşük"

Tarık Tezel, Türkiye'nin en çok gurur duyacağı ürünlerinden birinin yoğurt olduğunu belirtti.

Yoğurdun dünya ölçeğinde iyi bir marka olabilmesi konusunda Türkiye'nin algı yönetiminde sorunlar yaşandığını savunan Tezel, şunları kaydetti:

"Algı yönetimini henüz tam yapamadık. Algı yönetimini yapabilmiş olsaydık dünya 'feta' değil, belki de 'peynir' diyecekti ama dünya, Yunan peyniriyle 'feta cheese' ile öne çıkmaya çalışıyor. Yoğurt, ayran önemli bir kazanım bizim için ve dünya, ayranı da yavaş yavaş tanımaya başlıyor. Yani yoğurttan ayrana doğru geçecek. Dolayısıyla yeter ki algı yönetimini doğru yapalım. Bunu öncelikle basit, sığ marka rekabeti üzerinden değil ulusumuzun değerleri üzerinden sahip çıkalım, yerli yerine koyalım, sonra da bunun içinde iyi olanlar kazansın."

Ortadoğu'nun, süt ve süt ürünleri bakımından büyük potansiyele sahip bir pazar olduğunu anlatan Tezel, ambalajlı satışın bu pazarlarda son derece düşük seyrettiği bilgisini verdi. Tezel, Türkiye'nin şu anda bu bölgeye doğru açıldığını ama sadece tüketici algısı oluşturmanın yetmediğini, aynı zamanda ticari güven ve ticaret ahlakının yerleşmesinin de önemli kriterler olduğunu sözlerine ekledi.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.