Diyalog Gazetesi
2025-04-20 08:42:30

CHP iktidar olabilir mi ve buna hazır mı?

Mustafa ERDOĞAN

20 Nisan 2025, 08:42

Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşı yürütülmekte olan soruşturmalar zincirinde ifadesini bulan, mevcut Reisçi rejimin Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik olarak 19 Mart’ta başlattığı siyasî saldırı ve sözde yargısal operasyon hız kesmeden devam ediyor.

İmamoğlu’nu gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde saf dışı bırakmayı ve genel olarak ta iktidar yarışında CHP’yi geriletmeyi amaçlayan bu girişim birdenbire ortaya çıkmış değil. Bu operason aslında 2019 Martında yapılan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edilmesiyle başlamış olan bir sürecin şimdilik son halkasıdır.

Özgür Özel liderliğindeki CHP, siyasî iktidarın bu saldırısına, başta İstanbul Büyükşehir olmak üzere partili belediyeler ve onların yöneticilerine karşı yürütülmekte olan ceza takibatlarının neden olduğu tepkiyi ülke çapında yaygın bir protestolar serisine dönüştürerek karşılık veriyor. Ancak gün geçtikçe etkisi zayıflamakta olan bu stratejiden şimdiye kadar pek sonuç alınabilmiş olmasa da, CHP önderliği ve partinin sempatizanları arasında Ekrem İmamoğlu’nun er geç tahliye edileceği ve ilk genel seçimde CHP’nin ‘’iktidar olacağı’’ beklentisi yerleşmiş görünmektedir.

Ben bu yazıda CHP sempatizanlarını bayağı etkisi altına almış olan bu iyimser beklentinin gerçekleşme şansı üzerinde soğukkanlı bir şekilde durmak istiyorum.

Önderlik kadrosu, seçmen tabanı ve medya ayağıyla CHP camiasının bu iyimserliğini ben kendi hesabıma başlıca iki nedenle paylaşmakta zorlanıyorum. Bunu, AKP-MHP iktidarının bir yandan baskıyla (özgürlüksüzlük ve adaletsizlikle) öbür yandan yoksullaştırmayla bunalttığı kitlelerin heyecanını kırmak ve CHP’yi hareketsizliğe sürüklemek için değil, o iyimser beklentinin gerçekçi bir hedefe ve bu hedefi gerçekleştirilebilecek bir siyasî stratejiye dönüştürülmesine yardımcı olmak için yazıyorum.

Bu bağlamda dikkat çekmek istediğim birinci nokta şudur: Son kamuoyu yoklamaları gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin muhtemel adayı Ekrem İmamoğlu’nun Tayyip Erdoğan karşısında daha şanslı (% 39’a karşı % 48) olduğunu göstermekle beraber, yasama organı seçimleri bakımından durum o kadar iyimser değildir. Parti olarak CHP’nin halihazırda alabileceği oy miktarı AKP’ninkinden 3.5-4 puan yüksek olmakla beraber, % 34 ile 36 bandında yer alan bu oran CHP’nin Mart 2024 mahalli seçimlerindeki oy oranının (% 38) gerisindedir.

Bu durum, son bir ayda artan mağduriyetine, organize ettiği kınama mitinglerine ve kendiliğinden gelişen diğer hükümet karşıtı sivil potestolara rağmen, taraftarı olan medyanın verdiği izlenimin aksine, CHP’nin oy oranında anlamlı bir ilerleme olmadığı ve en azından yerinde saydığı anlamına gelmektedir. Bu da muhtemel bir seçimde İmamoğlu cumhurbaşkanı seçilse bile, CHP’nin yasama organında çoğunluğu sağlayamayacağını göstermektedir. Çünkü TBMM’de çoğunluğu elde edebilmek için CHP’nin oy oranını % 44-45’ler seviyesine çıkarması gerekmektedir. Oysa, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olduğu bir senaryoda bile, Meclis’te çoğunluğa sahip olmaması halinde CHP gerçek anlamda ‘’iktidar’’ olamayacak ve ülkenin ihtiyaç duyduğu reformları yapması büyük ölçüde zora girecektir.

İkinci nokta olarak, bundan daha da önemli mesele CHP’nin böyle bir reform iradesine ne ölçüde sahip olduğudur. Diyelim ki gelecek genel seçimlerde hem CHP’nin adayı (İmamoğlu veya bir başkası) cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı, hem de Meclis çoğunluğu CHP’nin eline geçti. Bu durumda ‘’AKP gericiliği’’ne karşı tek alternatifin ulusalcı-Kemalist ideolojiye sımsıkı sarılmak olduğu yolunda her taraftan gelen telkin ve tavsiyelerin baskısı altında bulunan ve kendi tabanının aşağı yukarı yarısının da aynı düşünceyi paylaştığı bilinen CHP gerçekten ‘’reformist’’ olabilecek midir?...

Başka bir deyişle, son haftalarda yaptığı konuşmalarda AKP-MHP baskıcılığını haklı olarak eleştirmesinin dışında, otoriter tek-parti yönetimini referans almaktan başka pozitif olarak neler yapmayı düşündüğü hakkında herhangi bir ipucu vermeyen Özgür Özel’in liderliğindeki CHP’nin muhtemel iktidar avantajını carî sistemi liberal-demokratik ilkeler doğrultusunda değiştirmek için kullanacağı kesin değildir.

Görünen o ki, Özel’in CHP’sinin gündeminde, hükümet sistemini parlamenterizme geri döndürmek dışında, rejimin niteliğini özgürlük ve demokrasi yönünde değiştirmek gibi bir madde bulunmamaktadır. Oysa, AKP-MHP ikilisi tarafından içine sürüklendiği bugünkü karabasandan çıkış için Türkiye’nin bir şansı eğer varsa, istesek te istemesek te bu işte öncülüğü ancak en büyük muhalefet partisi olan CHP yapmak durumundadır.

Gerçi iktidarın yoğun baskısı altında olduğu bugünkü şartlarda CHP yönetiminin ciddî bir program çalışması yapabilecek durumda olmadığı düşünülebilir. Eğer öyleyse ve mesele sadece buysa, parti programını çok geç kalmadan çağdaş bir sosyal demokrat partinin ilke ve önceliklerine uygun hale getirmesi için CHP teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Bu konuda asıl görev de eğer varsa Kemalizmle enfekte olmamış solcu aydınlara düşmekte ve CHP’yle tekrar bir muhalefet ittifakı kurmayı düşünüyor olması muhtemel olan eski ‘’Millet İttifakı’’ bileşenlerinin de bu çabayı desteklemeleri gerekmektedir.

Yine de bir kere daha hayal kırıklığı yaşamak istemeyenlerin bu konuda çok fazla ümitvar olmamalarında yarar var.

Yorumlar (1)

Chp 17 Saat Önce

LİBERALLERİN NİÇİN ÖZELEŞTİRİ YAPMADIKLARINI!YAPAMADIKLARINI ANLAMIŞ DEĞİLİM. BU CEHENNEM ATEŞİNE AZ ODUN ATMADINIZ.CHP SON KALEDİR.DAĞILIRSA EVDE BİLE SESLİ KONUŞAMIYACAĞIZ.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.