Diyalog Gazetesi
2024-07-21 02:53:05

Bir 50 yıl daha gider mi?

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 21 Temmuz 2024, 02:53

Faşist Yunan Cuntasının 15 Temmuz 1974’te gerçekleştirdiği darbeden sonra Türkiye’nin adaya müdahalesi kaçınılmazdı…

Aslında Türkiye’yi müdahaleye zorlayan, dönemin Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’tu…

Makarios; Enosos hedefiyle 1963 saldırılarını başlatırken, uzun vadeli mücadele programını uygulamaya koymuştu…

Köylerinden silah zoruyla göç ettirilen, ekonomik faaliyeti yok denecek kadar az olan ve devlete ait kurumlardan uzaklaştırılan Kıbrıslı Türkler zaman içerisinde İngiltere başta olmak üzere dış ülkelere gitmek zorunda kalacak, böylece hedefe varılacaktı…

Ne var ki; Yunanistan’daki askeri cunta süreyi kısaltmak ve önce iç temizlik yaptıktan sonra Kıbrıslı Türkleri temizleyerek Enosis’i gerçekleştirmek istiyordu…

Makarios’un sarayı bombalanmış, kendisi de adayı terk etmek zorunda kalmıştı…

Güvenlik Konseyi’nin olağanüstü toplantısına katılarak Türkiye’ye ‘garantör olduğunu’ hatırlatmış ve müdahalesini istemişti…

Türkiye; diğer garantör ülke olan İngiltere’ye ‘birlikte müdahale’ çağrısı yapmıştı…

Karşılık görmeyince tek başına hareket etti…

Ama engellenmedi…

İngiltere ve ABD bu harekatı uzaktan izledi…

Buraya kadar özetlenenleri hiç kimse inkar edemez veya tersine çeviremez…

Sağduyu sahibi Kıbrıslı Rumların itiraflarında bu yazılanlar vardır…

Sonrasında ne oldu?..

  Barış harekatı sonrasında başlayan müzakereler sonuçsuz kaldı…

Dönemin Kıbrıs Türk Toplumu lideri Rauf Denktaş ve Türkiye hükümetleri de elde edilen toprakların bir kısmını Rumlara vermekten yana değildi…

Zaman ilerledikçe müzakerelerin sonuç vermediği görüldü…

The Economist’in vurguladığı gibi ‘Bu şartlar altında’ 50 yıl daha geçse Kıbrıs’ta bölünmüşlük devam edecek…

‘Şartların değişmesi halinde’ Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin ciddi sıkıntılar yaşamaması en büyük dileğimizdir…

Özellikle mülkiyet konusunda başlayan tutuklama emirlerinin gelişmesi halinde KKTC ekonomisinin ne tür sıkıntılarla karşılaşacağı, ayrıca Kıbrıslı Türklerin seyahat özgürlüğünün bundan nasıl etkileneceği mutlaka değerlendirilmelidir…

Ama bir başka önemli konu ise; aradan 50 yıl geçtiği halde bilinen sorunların devam etmesidir…

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer üst düzey davetlilerin katılımıyla Lefkoşa’da törenler düzenlenirken, adanın birçok bölgesinde dün yine elektrik kesintileri yaşanıyordu…

Susuzluk çeken bölgelerin sayısında da artışlar vardır…

Hastanelerdeki sıkıntılar artarak devam ediyor…

Tankların geçtiği tören yolunun asfaltı dahi uzun yıllardan beri yenileme göremedi…

Sadece tören yolu değil, başta Lefkoşa-Girne ana yolu olmak üzere birçok bölge yolu kötü durumdadır…

Karpaz’a giden yolların büyük ölçüde tahrip edildiğini bilmeyen yoktur…

Özetlemek gerekirse, parlak törenleri tamamladığımıza göre; bundan sonraki süreçte iç sorunların çözümüne odaklanmalıyız…

İyi pazarlar…

Yorumlar (11)

Hasan Nuri 4 Ay Önce

Sayın Akar , Geçmişe değil de bugün Çökerttiğimiz KKTCye bakalım ! Milli nutuklar ve resmî geçitler artık maalesef Karın Doyurmuyor ! Pahalılıktan Elektriksizlik ve Susuzluktan Grak Grak eden KKTCde Batırmadık Sektör mü kaldı ! Üretim ve Turizmin yerle bir olduğu KKTCde Ticaretin hızlanarak Güneye kaymasını kim önleyebilir ki ! Türkiye’deki Antalya ve Bodrum Turizminin Yunan Adalarına Kayması ile zor Günler geçiren Boş Hoteller bile TURİST ararken KKTCdeki Hotellerimizin dolmasını mı Bekliyoruz yani ? Ekmek paramızın ‘ Turizmin ve Ticaretin Güney Kıbrıs’a kaydığı bu günlerde milli nutuklar ve resmî geçitler nere yarar ki ? Masaya oturmam deyip Çözümsüzlüğe oynayan Liderlerimiz ile Batırdığımız KKTCde ne gibi bir Gelecek bekleyebiliriz ki ! Yolları çokmuş, Çevresi kirlenmiş be Betonlaşmış , Güzelim Doğası yok olmuş , Dağları oyulmuş, Zehir Saçan batırılmış Teknecik ile Pahalılığın başını alıp gittiği gelirsiz KKTCnin Geleceğini düşünmek bile insanı korkutmuyor mu yani , Tarihi Tarihçilere niye bırakamıyoruz acaba ? Geçmişte İngiliz Savaş Uçaklarının yerle bir ettiği Almanya bugün İngiltere’nin dost ve en büyük Ticaret ortaklarından biri değil de düşman bir Ülkemidir yani ! Gerçekçi olalım Yönetmeyi beceremediğimiz KKTCde Çözümsüzlük ile Dikili taş etrafında Dünyaya meydan okuyup kırk yıl daha KKTCye kapanıp dönmeyecekmiyiz yani ‘ Ülkemize doldurduğumuz Afrikalılar ile bir Şekilde uyum Sağlayıp Suçların ve Uyuşturucunun Tavan yaptığı merkezi KKTCde yaşamaya şimdiden hazırlanmamız gerekmiyor mu yani ! Gideceğimiz Köyün Minaresi şimdiden Görünüyor !! Allah Sonumuzu Hayır Eylesin !!

Öz 4 Ay Önce

Bizim iç sorunlarımız mı var? Elektrik sorunumuz yok. İşte Türkiye, kablo ile elektrik getirecek. Su getirdi ve su sorunu bitti. Rumlar TMK na giderlerse paralarını da Türkiye öder. Tapuların teminatı ise KKTC değil mi? Trafik sorunu mu var? Türkiye çözsün. Üniversitelerde sahtekarlık mı var? YÖK halletsin. Okullar depreme dayanıklı değil. Türkiye sağlamlaştırsın.Sağlık sistemi berbat. Türkiye düzeltsin. Havaalanı yapsın. Külliye yapsın. Gençlere sosyal konut yapsın.Başka şikayet var mı? Bizim devletimizin, iç sorunu diye bir şeyi yok.

Hasan Nuri 4 Ay Önce

Tam Tamlarla Resmî geçitlerle Mehterler ve Bandolarla milli kurtlarımızı döktüğümüz gün dün Bitmiştir , Evli Evine Köylü ise Köyüne döndüğü KKTCnin yarın Elektriksiz ve Susuz günleri Yönetemediğimiz KKTCde yine Başlıyor! Yolları ve Çevresi dökülen Ülkemizde maalesef Karanlık yollarında kaybedeceklerimizle , Pahalılıktan ve Üretimsizlikten Siyaseten yönetemediğimiz KKTCde Seftah yapamayan Arasta ve dükkan sahipleriyle ‘ Realiteye geri dönüyoruz ! Güneye kayan Ticaretimiz ve TURİZM neticesi Boş Hotellerimiz ve Ekonomimizin dibe vurduğu KKTCde 50. Yıl bayramından sonra Günaydın diyeceğimiz bir gerçektir ‘ Yine Tekleyen Teknecikten çıkan ve Bizleri zehirleyen kara zehire sitem edip Ah ve Vah çekeceğiz Ülkemiz Kanser belasını konuşup duracağız yine Pahalılıktan Et alamayız Süt içemeyiz deyip Birbirimizi Suçlamaya devam edeceğiz , Burası kimsenin Tanımadığı ve Tanınmayacak olan KKTC. ‘ üzülmeye ne gerek var ki !!

Magusalı 4 Ay Önce

Şimdi Mağusalı. Şimdi bu yapıları yazarken elli yol önce bu saatlerde tabur düştü. Bölüğün yarısı şehit oldu veya yaralandı. Şimdiki Başbakan da yaralı Erdoğanın evi önünde yatıyordu.

Mağusalı 4 Ay Önce

Ben sağdım. Allah öyle istemiş. Dipçiklerinden vura itile kamyonlarda idik. Şahların plduğu kamyonlarda. Bir de yaralı ve şehitlerin konduğu kamyonlar vardı. Bilinmeze götürülüyordu.

Magusalı 4 Ay Önce

En kötü Yereşibi Esir Kampı. 76 kişi ilk gidenlerdendi. Bir baraka. Üst üste katıyorduk. Üstelik Türk uçakları tarafından bombalandık. 6 bif, 6 ekmek ve algı karpuz. Yemek bu. Şöför Fikret ve Hüseyin Tarzan bölüştürüyor.

Magusalı 4 Ay Önce

En sonunda 326 kişiydik. Biz 103 kişi birinci koğuştaydık. Seat Fellahoğlu da ikinci harekattan önce getirilmişti. Bir maşrapadan su içer bir kovaya işerdik. Bitlenmemek için sadece bir defa banyo yaptırdılar.

Magusalı 4 Ay Önce

25 eylülde Lidra palasta takas edildik. Koyunlar gibi. Yunanlılar ile. O tarihten beri de Mağusalıyım. Şehit olan yakınlarımız, köylülerimiz komşularımız. Halen yolu mezarda bulunuyor. Belki bir gün ayrı ayrı kabirleri olur.

Magusalı 4 Ay Önce

Savaş kötü. Yaşamayan bilmiyor. Gece karanlığında üzerine Yıldırım gibi gelen binlerce izli mermi. Yanında dibinde sönüyor. Islık çalan havan mermileri. Çaresizliğin son noktası. Ya öleceksin ya kalacaksın. Alternatifi yok. Orantısız güç.

Mağusalı 4 Ay Önce

Savaş demek avı ve gözyaşı demektir. Caydırıcı güç savaşı önler Allah Bize de Türkiye’mize de güç versin güçlü olalım. Gerisi yalan.

Magusalı 4 Ay Önce

Kara Yanni bir şiirde acımasız gaddar kötü Rum’u anlatıyor. Peki bir bacadan bu kadar kötü ve zehirleyici bir dumanın Kara Yanniden ne farkı vardır. Bunu yapanlar nedir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.