Diyalog Gazetesi
2024-07-27 09:06:35

Analar, babalar hesap sorar

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 27 Temmuz 2024, 09:06

Avrupa Birliği Komisyonu, üye ülkelerden biri olan Güney Kıbrıs’ın Başsavcısına ilişkin bir rapor hazırladı…

Başsavcı’nın karar ve eylemlerinin kontrol edilebilir hale getirilmesini istedi...

Başsavcı’nın danışmanlık ve savcılık görevlerinin birbirinden kesin bir şekilde ayrılmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılmasını talep etti…

Komisyon raporunda ayrıca “Bağımsız Yolsuzlukla Mücadele Kurumu’nun” işleyişinin desteklenmesini ve nereden buldun yasasının sonuç getirici şekilde uygulanmasını da istedi…

Buna hakkı var mı?..

Evet var…

Bir başka önemli konu…

Avrupa Birliği, Güney Kıbrıs’ta kurulması planlanan gaz terminali için Rum Yönetimine 100 milyon Euro verdi…

Fakat; bu paranın yerinde harcanmadığına ilişkin tespitler yaptı…

Avrupa Birliği’nin mali çıkarlarına karşı işlenen suçları soruşturmak, kovuşturmak ve yargılamaktan sorumlu Bağımsız Kamu Savcılığı EPPO bu konuda bir soruşturma başlattı…

Rum Yönetiminin, söz konusu soruşturma nedeniyle büyük bir panik yaşadığı belirtiliyor…

Bakalım sonunda ne çıkacak?..

Sonucunu hep birlikte göreceğiz…

Proje karşılığında parayı alıyorsan, onu doğru yerde harcayacaksın…

Avrupa kurallarını kabul ederek üye olmuşsan, hukukta ‘Kıbrıslı’ kuralları değil, birliğin kurallarını uygulayacaksın…

Bunun dışına çıkma şansın yoktur…

Kuzeyde yapılamadı

Kıbrıs’ın kuzeyi doğrudan AB üyesi değildir…

AB yasaları kuzeyde uygulanmıyor…

Dolayısıyla kuzeye yapılan yardımlar ciddi bir şekilde değerlendirilemiyor…

Bırakın AB’nin mali yardımlarını, Türkiye’nin mali yardımlarıyla ilgili harcamalar dahi bugüne dek ciddi bir şekilde sorgulanmadı…

Müthiş bir rahatlık içinde olan KKTC hükümetleri, yatırımlar için gönderilen paraları ya maaşlara, ya da şaibeli ihale ödemelerinde harcadı…

Buna karşın Türkiye, KKTC hakkında kapsamlı bir soruşturma başlatmadı…

‘Siyasal özelliği’ nedeniyle Kıbrıs’ta olan biteni görmezden geldi…

Şimdi; Türkiye’nin UBP kurultayına müdahalesinden söz ediliyor…

Büyükelçi, iki milletvekilini makamına davet ederek “çocuklar zamanı değil, bir süre daha bekleyin” demiş…

Bunu net olarak bilmiyoruz ama bir süredir ortalıkta dolaşan iddialar yalanlanmadığı için üzerinde duruyoruz…

Biri bakan, diğeri eski bakan…

Türkiye’nin “Başbakan olursanız ne yapacaksınız yani?” diye soru sorma ve evlada tavsiyelerini söyleme hakkı yok mudur?..

Bunun yerine “aferin çocuklar hep birlikte oynayın” deseydi, kurultay sonrasında neler olurdu neler?..

UBP içten parçalanırdı…

Hükümet düşerdi…

Yenisi kurulamazdı…

Teknecik santraline yakıt alınamaz, elektrik kesintileri sınırsız olurdu…

Böylesi bir sonuç yerine; yüce meclisin ‘yeni bir siyaset anlayışı’ üzerinde uzlaşıya varması ve milletvekillerine bakanlık yolunun kapatılması doğru olandır…

Basit şeylere kızmayın, küsmeyin, üzülmeyin…

Aşırı sıcakta klimalar çalışmıyorsa, denizde serinlemeye çalışın… 

Yorumlar (3)

Hasan Nuri 5 Ay Önce

KKTCyi getirdikleri noktada yüce meclisimizin icraatları ile KKTCnin ayakta durabilmesi mümkün değildir ! Çökertilmiş Turizmi Üretimi ve Ekonomisi ile geliri olmayan KKTC de Anavatan Türkiye’nin yıllardır ve her yıl göndermiş olduğu Milyarların akıbetini Bilenimiz mi var ? Yüce meclisimiz var olsun Kirkbir yılda Çökerttiğimiz KKTCde var olanı Yok ettik , Bu saatten sonra Yoktan var edebilmemiz ise mümkün değildir ! Tutulacak yeri kalmayan karanlıklar ülkesi KKTCden Ekonomimiz Güneye kaymış duruma gelmiştir ‘ Aş İş ve gelecek olmayan KKTC Gençlerimiz ise Yurtdışına Kaymakta olup geriye kalanlarımız mı ne olacak ? YANAN İLE YENENE DAĞ TAŞ DAYANMAZ diye eskilerimizin bir Atasözü vardır !!

Öz 5 Ay Önce

‘Başbakan olursanız ne yapacaksınız?’ İşte bütün mesele bu. Ülkesini tanıdığını iddia eden bir devletin elçisinin, güven mektubu sunduğu ülkenin potansiyel başbakanlarına hesap sorabilmesinin normal karşılanması. Bundan önce de, seçilmesi kesin olan bir cumhurbaşkanı ‘ Seçilmemen için her türlü tedbir alındı, seçilmen senin ve ailen için iyi olmaz.’ şeklinde, tehdit konusu da var. Bunlar AB ile üyesi bir ülkenin ilişkilerini aynı değerlendirmek, demokrasi ve otoriter rejimler arasındaki farkı hiç anlamamak demektir. AB nin yolu hukuk iken, ötekisi hesap sorma ve tehdit içerir.Ağızlarına pelesenk edilmiş Eşit Egemen Devlet değil de uluslararası tanımlama olan ‘Tanınması yasaklanmış, Türkiye’nin bir alt yönetimi’nde ise bir sıkıntı yoktur. Türkiye’nin yaptığı yardımların hukuk yolu ile soruşturulmasını kimler istemez? Mesela Türkiye isterse, bunun önünde durabilecek, engelleyecek bir merci, KKTC de var mıdır? Mümkün mü? Eşit Egemen Devlet, belki Rumlara karşı belki mümkün olabilir ama Türkiye ile ancak Ana, yavru ilişkisi olur.

Magusalı 5 Ay Önce

Bu ülkede bakanlar dıştan atanmalı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.