Kıbrıs adası; küçük bir yer olmasına karşın ‘büyük işlerin döndüğü’ bir ülke haline geldi…
Artık Kıbrıs’ın her iki bölgesi de oldukça kirlidir…
Güneyde bir dönem devlet başkanlığı yapmış olan ve 1960’tan itibaren iki toplumu silahlı çatışmalara sürükleyen Akritas’ın kurmaylarından Tassos Papadopulos’un avukatlık şirketi, katil Miloseveç’in kanlı paralarını aklamıştı…
Avrupa Birliği denen örgütün Rum ve Yunan hayranlığı sayesinde bu adam aleyhinde açılan davaların tümü başarısızlıkla sonuçlandı…
Sırbistan İçişleri Bakanı adaya gelerek Rum mahkemesine çok sayıda belge sunduğu ve tanıklık yaptığı halde, Tassos Papadopulos ceza almadı…
Yine yolsuzluk ve suistimal olayları yüzünden 3 tane eski bakanları ve 3 tane belediye başkanının yanı sıra Rum Elektrik Kurumu’nun Yönetim Kurulu başkanı ile üst düzeyde görev yapan 4 personeli rüşvetten yargılanarak hapislik aldı…
Yorgo Vasiliu’nun Cumhurbaşkanı olduğu dönemin Enformasyon Müdürü de yolsuzluktan hapis yatanlar arasındadır…
Güneyde rüşvetten ve uyuşturucudan tutuklanan polisleri ve en sonuncusu olan Binbaşı Metaksas’ın 7 cana kıyan caniliğini unutmayalım…
İki dönem Cumhurbaşkanlığı yapan Nikos Anastasiadis’in avukatlık bürosu, kilise, eski meclis başkanı ve bazı Rum milletvekilleri de ‘altın pasaportlar’ konusunda ciddi rüşvet suçlamasıyla karşı karşıyadır…
Eski Rum meclis başkanı Şilluris ve bir AKEL milletvekili savcılık tarafından soruşturulduktan sonra suçlu bulunarak yargıya havale edildi.
Anastasiadis, soruşturma komitesine saatlerce ifade verdi…
Avustralyalı ünlü bir hukukçunun başkanlığında oluşan bir denetleme kurulu ‘Mafya Devleti’ adını taşıyan kitabı inceleyip, Anastasiadis’le ilgili iddiaları araştırdı…
Bunun yanı sıra çok sayıda Rum finans ve avukatlık şirketi, Rus oligarkların paralarını akladıkları gerekçesiyle İngiltere ve ABD tarafından ceza listesine alındı…
Tümünün mal varlıkları donduruldu…
Sahte diploma ve devlet ihaleleri
Kıbrıs’ın kuzeyinde de çok sayıda rüşvet, uyuşturucu ve suistimal olayı yaşandı…
Özellikle Güzelyurt Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesinde yaşananlar ve aralarında eski bakanların da bulunduğu çok sayıda insanın ‘sahte diploma’, ‘sahte evrak’ ve ‘sahtekarlıkla para temini’ gibi suçlarla yüzleşmeleri çok anlamlıdır…
Rüşvet, suistimal, hırsızlık ve uyuşturucu işlerinde yer almanın küçüklüğü, büyüklüğü değildir önemli olan…
Peki nedir?..
Devletin en önemli kurumlarında görev yapanların kirli işlere bulaştırılması ve güvenin sarsılmasıdır…
Ayrıca ülkede siyasal, sosyal ve ekonomik düzenin bozulmasıdır…
Yıllar önce bir bakandan, diğer bakana rüşvet teklifinin yapıldığını ve bunun sonucunda ilk kez bir istifanın gerçekleştiğini unutamayız…
Son zamanlarda bir üniversitede meydana gelen ‘sahte diploma’ skandalı küçümsenecek bir olay değildir…
Eğitim sektörüne ve ekonomiye vurulmuş ağır bir darbedir…
Bir de devlet ihalelerinde yaşananlar var…
İhaleyi kaybedenler, kazananların aleyhinde girişimler yapıyor, iptaller yaşanıyor, hatta tutuklamalar yapılıyor…
Nereden bakarsak bakalım ülkenin gidişatı iyi değildir…
Temiz siyaset için adım atmaktan başka bir yol da yoktur…