Avrupa Merkez Bankası perşembe günü küresel piyasalarda merakla beklenen faiz indirim kararını açıkladı. Bu itibarla mevduat faizini 10 baz puan düşürerek yüzde eksi 0,40'a, politika faizini 5 baz puan düşürerek yüzde sıfıra, marjinal borç verme faizini de 5 baz puan düşürerek yüzde 0,25'e çekmiş oldu. Böylelikle bankalardan aldığı mevduat faizlerinde eksi faiz uygulamasını daha ileri taşıdı ve borç verme faizini azaltarak faiz koridorunu iyice daralttı. Avrupa Merkez Başkanı Mario Draghi faiz politikasına ek olarak teşvik programı kapsamında merkez bankasının varlık alımlarının 60 milyar euro'dan 80 milyar euro'ya çıkarıldığını ve banka hisseleri ile birlikte şirket tahvillerininde alım kapsamında kabul göreceğini açıkladı. Böylece Avrupa Merkez Bankası euro bölgesindeki ekonomik büyümeyi teşvik etmek amacı ile elindeki silahları kullanarak bankaların düşük faizle kredi vermesini, şirketlerin yatırımlarını artırımalarını ve piyasaya maliyeti düşük likit para dağıtımı stratejisini uygulamaya koymuş oldu.
Kararın Türkiye ekonomisi ve kurlar üzerindeki tesiri henüz sınırlı olsada ileriye dönük olumlu beklentilerin başlangıcı oldu. Zira kararın Türkiye’deki piyasaları destekleyici yönünde olduğu gözlemleniyor. Bu bağlamda şubat ayına kadar euro bölgesine nazaran yüksek faizli olan Türkiye devlet tavillerinde yabancıların satın alma hacmi tırmanırken, avrupanın faiz kararıyla birlikte cazibenin daha da yükseleceği ve böylelikle ülkeye sıcak para olarak döviz girişi artacağından dolayı Türk lirasının değer kazanması söz konusu olmuştur. Türkiye devlet tahvillerinin faizleri mevcut olarak % 10.21 seviyelerinde ve eksi faiz ortamında bulunan yatırımcıların dikkatlerini epeyce cekeceğe benziyor. Ancak Türkiye’de bölgedeki istikrarsızlığa dayalı olarak devam eden jeopolitik risklerin yaratabileceği muhtemel olumsuz etkiler beklenen olumlu etkileri minimize edebilir.
Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere Avrupa merkez bankası mevduat faiz oranları 2014 yılı içerisinde eksi yönlü seyrederken, şirketlerin borçlanma oranları son yıllarda yüzde 2 civarlarında seyretmektedir.