banner564

Aman dikkat bizi yutacak

  Ortada bir garip durum var...
  Yunanistan’ın, Kıbrıslı Rumların başına ne tür felaketler açtığını sık sık hatırlatmak zorunda kalıyoruz...
  Bugün de Rumların, Yunanistan için yaptıklarından başlayalım...
  En önemlisi doğal gazdır...
  Kıbrıs açıklarında bulunan doğal gaza Yunanistan’ı da ortak etmek için inanılmaz çaba harcadılar...
  Mısır ve İsrail ile gerçekleştirdikleri tüm doğal gaz projelerine birlikte dahil oldular...
  Çok pahalı bir yöntem olmakla birlikte, doğal gazın sıvılaştırılmış bir şekilde Yunanistan üzerinden sevk edilmesi konusunda uluslararası anlaşmalar imzaladılar...
  Kıbrıs üzerinde en az Yunanistan kadar hakkı bulunan Türkiye’yi saha dışında bırakmak için her türlü oyunun içine girdiler...
  Oyunları bir süre daha devam edecek...
  Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır liderlerinin yarın Kahire’de buluşmaları var...
  Türkiye ise bugün Dünya Enerji Kongresi’ne ev sahipliği yapıyor...
  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Ekonomi Bakanı Sunat Atun da bu kongreye davet edilenler arasında...
 
Onlar veriyor, biz alıyoruz
 
  Kıbrıslı Rumların bankalardaki birikimleri Yunanistan’da yok edildi...
  Buna karşın, Kıbrıslı Rumlar, adada yaşayan her iki toplumun da hak sahibi olduğu doğal kaynakları Yunanistan’la paylaşmaya çalışıyorlar...
  “Sen anasın bize vermelisin” demek yerine, anaya katkı sağlıyorlar...
  Anayı, içine düştüğü ekonomik krizden çıkarabilmek için birlikte hareket ediyorlar...
  Bizde ise bunun tam tersi bir durum yaşanıyor...
  Ele geçenleri kısa sürede yok eden bizler; memur maaşlarını bile Türkiye’den yardım alarak ödeyebiliyoruz...
  Kendi içimizdeki yanlışları düzeltmek, büyük vergi kaçaklarını önleyerek kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratmak yerine; Türkiye’den sürekli para talep ediyoruz...
  Gelen paraları doğru dürüst yatırımlarda kullanmıyoruz...
  Bunu gören Türkiye, finansman vereceği projelerin ihalesini üstlenmeye kalkıştığı zaman ise koro halinde “Bizi yutuyor” diye bağırmaya ve eylem yapmaya başlıyoruz...
  Susuzluktan kavrulan bir ülkede yaşıyoruz...
  Ağaçlar kurudu, kanser hastalıkları patladı...
  Bunca zaman belediyelerin patlamış, asbest su borularını sorgulayan olmadı...
  Evlerin zemin katına 2 veya 4 tonluk, çatıya da 2 tonluk depo yerleştirmek suretiyle ‘kendi evciğini’ garanti altına alanlar sessiz kalmayı tercih etti...
  Dört tane depo parasını denkleştiremeyen özellikle köy sakinleri ise uzun yıllar haftada bir kez bir ton su ile temizlenmeye çalıştı...
  Tarlalar kurudu, kuraklık tazminatları arttıkça arttı...
  Tazminatları ödeyen de Türkiye oldu...

Asrın projesi gerçekleşti
 
  Sonra Türkiye bir milyar 600 milyon lira harcayarak, bu ülkeye deniz altından borularla su getirdi...
  Çok bilmişlerimiz “Olmaz, gelemez, bu kadar uzun mesafede böylesi bir proje uygulanamaz” dedi...
  Bazı örgütler, hatta siyasetçiler ‘iki ülkenin birleşmesi’ anlamına geleceği için Allah’ın suyuna karşı çıktı...
  Meclis’te ve elçilik önünde eylemler yapıldı...
  Bu kadarı da olabilir mi?..
  Evet, bu ülkede olabiliyor...
  Anavatan buraya hayat verince de suçlu oluyor...
  Sevindirici olan şu ki; Türk hükümeti yetkilileri, içimizden yükselen bozuk seslere gücenip de bu tür hayati projeleri iptal etmiyor...
  Ne var ki; Rum-Yunan tarafının yaptıklarını görmezden gelerek, sürekli Türkiye’ye saldıranlar gittikçe yalnızlaşacaklar...
  Çünkü aklı başında hiç kimse; hayati yardımlara karşı çıkmaz...
  Tam tersi ‘şükürler olsun” der...
  Sırada elektrik var...
  Su meselesinde olduğu gibi şimdiden sesler yükselmeye başladı...
  Olamazmış...
  Bu tür projeler Kıbrıs Türk toplumunu yok edermiş...
  Ne garip bir durum!..
  Mevcut santraller sayesinde ülke insanının zehirlendiğini de göremiyorlar...
  Her 10 günde 18 kanser vakasının yaşandığı bu ülkede insanların zehirlenmesini önleyecek projelere de karşı çıkıyorlar...
  Hem çevreci, hem de düşük maliyetli projelerin bu ülke insanını yok edeceğini savunmak gerçekten üzücüdür...
  “Aman dikkat Türkiye bizi yutacak” diyenler kusura bakmasın...
  Güçlü bir ekonomi yaratmak için ucuz enerjiye ihtiyacımız vardır...
  Zehirlenmekten kurtulmak için Fuel-Oil santralleri durdurulmalıdır...
  Bunun için de tek umut Türkiye’dir...
  El ele vererek daha ileriye gideceğiz...
  Bizleri yok etmek isteyenleri sevindirmeyeceğiz... 
YORUM EKLE
YORUMLAR
Erdoğan Naim
Erdoğan Naim - 9 yıl Önce

fevkalâde isabetli zamanlaması çok oturmus.

Mehmet varol
Mehmet varol - 9 yıl Önce

Akilsiz başa tarak deyil tokmak gerek bırakın ne halleri varsa görsünler Rumların kendilerine yaptıklarını ne çabuk unuttular Bunun adı nankörlük tür Nanköre fedakarlık yapan ise akıl körü dir

banner608

banner474