Pazar günü kaleme aldığım bu yazıyı maalesef yetiştiremediğim için bugün sizlerle paylaşıyorum. Döviz kurunun TL’ye karşı dalgalı kurdan tusunami kur şekline büründüğü bu günlerde enflasyon oranı 2000’li yıllardaki gibi hortlayarak ilk altı ayda bile iki haneye yükselmiştir. Fakat piyasada hissedilen hayat pahalılığı daha çok hissedilmekte veya bir başka ifade ile vatandışımızın alım gücü azalmaktadır. Bugün sizlere yanı başımızdaki Türkiye Cumhuriyeti’nin maaş ve emtia ürünlerini karşılaştırıdım. Bu karşılaştırmada kaynak gösterilerek yapılmıştır. İşte o karşılaştırmalar.....
Yukarıdaki tabloya baktığımızda KKTC sınırları içerisinde yaşayan insanların ister özel sektör olsun, ister kamu çalışanı olsun, TC’de yaşayan insanlardan aldıkları maaş farkı nerede ise eşit veya çok yakın. Buna karşılık olarak kaynağını gösterdiğim Mersin (TC) halinden alınan sebze fiyatları KKTC sınırları içerisinde satılan sebze fiyatlarından nerede ise 5 kat daha ucuz. Mesala Mersin’de domates 1,30 TL iken bizde 7,50 TL. Taşımacılık ve vergileri de eklenince hade olsun 2 TL domatesin KKTC’ye mal oluş fiyatı. Diğer sebze emtia fiayatlarında da durum aynı. Yapılacak olan çözüm halbuki basit. İki şekilde çözüm üretilebilir. 1. Uzun vadede: Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen su tarımcıya ulaştırılacak, tarımcıya teşvik verilecek ve tarım üretiminde kullanılan enerji maliyetleri yeniden düzenlenecek... 2. Kısa vadede: Tarım ürünlerine ithalat izni verilecek ve ülkedeki vatandaşın alım gücü korunacak...
Et ve et ürünleri de bizden ucuz. Elektrik tüketimi KWS başına % 72 Türkiye Cumhuriyetine oranla daha pahlıyız. Ama hala elle tutulur, gözle görülür bir enerji master planı yok. Bu konuda tartışma büyük. Kablo ile elektrik gelsin mi, gelmesin mi? Kıb-Tek’in durumu ve solar enerji olsun mu, olmasın mı?.. Çözüm mü? Solar ernerji ve çift taraflı al-ver kablo sistemi. Solar enerjiyi vatandaşa cazip hale dönüştürücü ve teşvik edici yapısal değişiklik yapmak hükümetin boynunun borcu...
Kısaca, Türkiye Cumhuriyeti’nden ister özel ister kamu olsun, çalışma karşılığı olarak alınan ücretler nerede ise eşit veya çok yakın. Fakat buna karşılık emtia ürünleri, enerji tüketimi, ev kiraları, haberleşme ve ulaşım (havayolu) son derece pahalı. Bu da ülkede son zamanlarda yaşanan geçim sıkıntısını tetikler nitelikte olup, yetişmiş beyinlerin göç etmesine ve de sosyal travmalara varıncaya dek çeşitli sonuçlar doğurmaktadır.
Yıllardır övündüğümüz ve lokomotif sektör denilen Yüksek öğrenim ve Turizm bu yüksek emtia ürünleri, enerji maliyetleri, ulaşım maliyetleri ve haberleşme maliyetleri neticesinde yara almakta ve rekabet edebilirliliğini yitirir pozisyona doğru hızla yol almaktadır. Bu bağlamda hükümetimiz, KKTC sınırları içerinde hayat pahalılığını ucuzlatıcı çözüm önerilerini hızla hayata geçirmeli, playatif çözüm tekniklerini bir kenara bırakmalıdır. Hükümetimizi sokağın sesine kulak vermeye çağırıyorum.......