Ramazan Bayramını kutladık. Ancak bayram çok sıkıntılı geçti. Bayram öncesi trafik kazalarında gerçekleşen ölümler. Genç insanların ani rahatsızlık sonucu ölümleri...
Hele bayramın birinci gecesi Lokmacı Barikatı’nda basın haberlerine göre “İki grubun" kavga etmesi olarak yansıtılan haber, keyfe tam ekşi sıktı.
Düşünün ki Lokmacı gibi, toplumumuzun dışa dönük en önemli yüzü olan bir yerde, üstelikte “İki grubun" kavga etmesi ve olayda yaralıların olması son derece düşündürücüdür.
Gerek trafik kazaları, gerekse ani ölümler ve bu gruplar halinde kavgalar, bıçaklama olayları, uyuşturucu davaları ve diğer cürümlerdeki artış bizi düşündürmelidir.
Ne demek bayramda grup kavgası? Üstelik grup ne demek?  Neden ve kimler gruplaşıyor? Neden sorunlarını dostluk ve kardeşliğin önde olduğu Bayram içinde dahi şiddetle çözmeye çalışıyorlar?
Polisiye tedbir gereklidir. Ancak yaşananlar polisiye tedbir dışında da değerlendirmeyi hak ediyor.
Lefkoşa Dereboyu’nda bir kişinin 20 kişi tarafından dövülmesi. Mağusa'da bir kişinin başka pek çok insan tarafından dövülmesi. Ya da siyahi gencin, genç insanlar tarafında dövülüp öldürülmesi. 
Daha pek çok olayı yazabilirim. Yani grupsal şiddet ve gruplar halinde kavga olayları, kadına şiddet kadar önemlidir. Çünkü bu olayların özündeki vahşet; kadına, çocuğa dönük şiddeti besler.
Bu değişim değildir. Bu kötü bir başkalaşımdır. Bu kötü başkalaşımın ekonomik, kültürel sosyolojik ve psikolojik tüm boyutları artık her açıdan ele alınmalıdır. Sosyolojik, psikolojik, kültürel, ekonomik çok yönlü incelemeler olmalıdır.
Ali Cengiz oyunu mu?
Bu bayram yalnız bunlarla keyif kaçmadı. Arife günü çarşı ve pazara çıkan insanlarımızın keyfi, fiyatları gördükçe tam kaçtı. Açık yazıyorum. Mangal dumanı ve kebap kokusunun en az duyulduğu bayram bu bayram oldu. İnsanlar alamadıkları için, alabilenlerde, ”Aman, alamayan komşularımızı, onların çocuklarını yerindirmeyelim” diye bayramda mangallarını kolaylıkla yakamadılar.
Bayram müjdesi bile maraz içerdi. UBP-HP hükümetinin Ekonomi Bakanının, ”Tüp gaza zammını bayram sonrasına erteledik” demeci, bayram müjdesi değil, marazı oldu.
3 Haziran itibari ile DPÖ Hayat Pahalılığı indeksi yayınlandı. Nisan ayına göre, Mayıs ayında %0.47 artış olmuş HP'de. Aralık ayına göre ise 5 aylık HP toplamı %6.22 olmuş. Geçen yılın aynı ayına göre ise HP, toplamda %26.75 olmuş.
Şimdi yeni hükümetin tüp gaz zammını bayram sonrasına ertelemesi, kuşkulu ipuçları mı veriyor? 
Pek çok alanda zamları Haziran sonuna erteleyecekleri ihtimali mi var? Çünkü Haziran ayına yeni zamlarla girerlerse, 3 Temmuz’da ilan edilecek Haziran HP toplamı ile birlikte çalışanlar, 6 aylık HP oranını Temmuz sonu alacaklar.  Bu oranı biraz düşük tutmak nedeni ile bazı zamları Haziran sonuna mı yansıtacaklar?  Ali Cengiz oyunları erken mi başladı?  Böylece zamlar Temmuza yüklenecek ve zamlar halka, Temmuz sonrası mı yansıtılacak? Ekonomi Bakanının açıklaması bunları düşündürdü. 
Kısacası bayramınız kutlu olsun. Ancak bu bayram bize, pek çok toplumsal sorunun ciddiyetle ve bilimsel olarak ele alınması gerektiğini gösterdi. Güvenlikten tutun, geçim derdine. Demokratik toplum meselesine kadar pek çok sorun artık ciddiyetle, bilimsel esaslarla ele alınmayı beklemektedir. Siyasî oyun veya şovlara artık tahammül kalmadı...