Atina’yı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande, Avrupalı ortaklarına çağrı yaparak şöyle dedi:
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yanında olunuz...”
Bu ne demek oluyor?..
Rumları destekleyiniz...
“Bu bir Avrupa sorunudur ve çözüme varılabilmesi için Anastasiadis’e destek vermeliyiz” diyerek, Kıbrıslı Türkleri dikkate bile almadığını gösterdi...
Konuşmasında “Çözüme varılması için her iki lidere de yardımcı olalım” demiş olsaydı, kendisini bizler de alkışlardık...
Ancak; bu tek yanlı tavrı nedeniyle kendisine söyleyecek sözlerimiz olmalıdır...
Ayıp ettiniz Hollande...
Siz ki, bir numaralı insan hakları savunucusu geçiniyorsunuz, 1963-1974 yılları arasında bizlere yapılanlardan hiç mi haberiniz yok?..
Huzurunuzda “Türk işgalinden” söz eden Yunanistan Cumhurbaşkanı sizlere 15 Temmuz’da bizzat kendi askerleri tarafından işlenen cinayetten, faşist darbeden söz etmemiş olabilir...
Ama bunları siz biliyorsunuz zaten...
Bilmiyorsanız; Türkiye’nin bu adaya hangi şartlar altında çıkarma yaptığını ve hala niçin burada olduğunu öğrenmeniz zor değildir...
Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ‘Annan Planı’na “Hayır” diyen Anastasiadis’in liderliğini yaptığı Rumlar değil miydi Bay Hollande...
Yunan Cumhurbaşkanı’nın gözlerinizin içine bakarak “Türk işgalinden” söz ettiği sırada, 2004 yılındaki referandumu aklınızın ucundan geçirmediniz mi?..
Onlara göre ‘işgalci’, bizlere göre ‘kurtarıcı’ olan Türk askerinin adadan gitmesini öngören bir plana dahi ‘Hayır’ diyenlere destek isterken, her zaman birleşmeden yana olan Kıbrıslı Türkleri dikkate almamanızın ardında ırkçı düşüncelerin olduğunu anlamakta zorlanmıyoruz...
Goller çoğaldı
Üzücü olan; son zamanlarda, Rum tezlerine artan destek ve sahte söylemler karşısında, Kıbrıs Türk tarafı ve Ankara’nın sessizliğidir...
Ankara seçimlerle uğraşırken, KKTC’dekiler de ‘uslu çocuk’ rolünü oynamaktan yana...
Fakat bu ‘uslu çocuk’ tavrını halkımız çok büyük bir üzüntü ve çok büyük bir endişe ile izliyor...
Rum tarafı ile Yunanistan’ın 5 cent’e muhtaç olduğu bir dönemde dahi, bu kadar atak bir dış politika yürütmesi karşısında, Kıbrıs Türk tarafı ile Ankara’nın kükremesi gerekmez miydi?..
Öyleyse şu soruya hep birlikte yanıt aramamız gerekiyor:
Neden kükremiyoruz?..
Kıbrıs konusu, Türkiye’nin en güçlü şekilde savunabileceği ve en haklı olduğu dış politika konusudur...
Türkiye’nin askeri harekâtı yasaldır...
Ve bu müdahalenin mecburiyetten kaynaklandığını, ayrıca uluslararası anlaşmalara dayandığını her fırsatta dünyaya anlatmamız gerekiyor...
Hollande gibi tek yanlı siyaset yürütenlerin yüzüne karşı haykırmalıyız...
Korkmamızı gerektiren hiçbir şey yoktur...
Evlerimizden, köylerimizden silah zoruyla kovulan bizleriz...
On binlerce Kıbrıslı Türk’ün adadan göç etmesi, yine bu silahlı saldırıların bir sonucudur...
Kıbrıslı Türkleri, devlet yönetiminden ve kamu hizmetlerinden uzaklaştıran EOKA saldırıları değil midir?..
Bilinen bu gerçekleri, her fırsatta Türkiye’ye saldıran ve Türk askerini ‘işgalci’ olarak gösterenlere kim anlatacak?..
Adamlar son aylarda tek kale maç oynuyorlar...
Ayaklarına gelen her topu, bizim kaleye gönderiyor ve gol attıkça umutlanıyorlar...
Bizim kalede ağların yırtıldığını göremez duruma gelmişsek...
Vay halimize...
türkün türten başka dostu yoktur. l41 senelik barış perçinleştirirsin. yegane çözüm!