Ağaçsız bir dünyada insanların yaşaması mümkün değildir. Ağaç varlığının azalması da çevre sorunlarının artmasına ve yaşam kalitesinin düşmesine sebep olur.
Hal böyle iken, para hırsından, dünyada her yıl 15 milyar ağaç katledilmektedir.
Araştırmacılara göre modern yaşamın yeryüzünde belirlemesinden sonra ağaç varlığı yarı yarıya azalmıştır.
Nature dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, halen dünyamızdaki ağaç varlığı 3.04 trilyondur. Kişi başına 422 ağaç düşer. Ancak besi döngüsü, su ve hava temizliği ve insanların sayısız gereksinimlerini karşılayabilmek için dünyanın daha fazla ağaca sahip olması gerekir.
Ağaç varlığının azalmasına bağlı olarak da dünyanın büyük bir kesiminde yağışlar ve yeraltı suları azaldı, kuraklık arttı, toprak erozyonu şiddetlendi, bazı ülkelerde tarım yapılamayacak koşulların ortaya çıkması nedeniyle kıtlık ve açlıktan insanlar ölmeye başladı.
Kıbrıs adası da geçmişte ağaçlarla kaplı olduğu için Yeşil ada olarak tanımlanırken, ağaçların kesilmesi sonucu halen yarı çöl bir ülke durumundadır.
Anavatandan getirilen su sayesinde kuraklık ve içme suyu temininde karşılaşılan sıkıntılar önemli derecede ortadan kaldırılmıştır.
Ancak, anavatanın da yarı kurak bir ülke olduğunun bilicinde hareket etmemiz ve gelen suyun en verimli bir şekilde kullanılması yanında tuzlanan ve tükenen yeraltı su kaynaklarımızı yeniden rehabilite etmemiz kaçınılmazdır.
Bunun için de yapılabilecek en etkin uygulamalardan biri, ağaç varlığımızı artırarak, düşen yağışların yeraltına sızmasına yardımcı olmaktır.
Bilindiği gibi ağaçlar, yüzeysel akışı engeller ve yağmur sularının toprağa sızarak yeraltı su kaynaklarının beslenmesini sağlar.
Ayrıca, ağaç varlığımızı artırmamız durumunda; toprağın kanseri olarak tanımlanan erozyon önlenecek, sağlığımızı olumsuz etkileyen havadaki toz kirliliği azalacak, iklim iyileşecek, ülkemizin görünümü daha güzel olacak, yaban varlıklar ve doğal denge düzelecek.
Bu nedenle herkesin olanakları çerçevesinde ağaç dikmesi, ülkemize ve dünyamıza yapabileceği en anlamlı ve değerli bir hizmettir.
Ülkemiz koşullarında ağaç dikmek için en uygun zaman Aralık, Ocak ve Şubat aylarıdır. Erken dikim yapılması avantajlıdır. Çünkü havalar ısınana dek, fidanlar dikildiği toprağa alışıp intibak eder ve daha iyi gelişir.
Halen asayiş sorunu ve çoban terörü nedeniyle kırsal alanlarda ağaçlandırma yapılması oldukça risklidir. Çevresi tel örgü ile koruma altına alınan ağaçlandırılmış arazilere bile bazı çobanlar sürülerini sokarak zarar yapar. Sulama araç gereci ise çalınır . Bu nedenle ağaçlandırılmanın önünün açılabilmesi için asayiş ve çoban sorunu halledilmeli.
Kırsal alanlara ağaç dikmek riskli olduğuna göre, hiç olmazsa yerleşim yerlerinde belediyelerin ve halkımızın olanakları çerçevesinde ağaç dikmesi yararlı olacaktır.
Yakın geçmişe kadar yerleşim yerlerine verilen aşırı derecede tuzlu sular nedeniyle, ev bahçelerindeki ağaçlar kurudu. Halen yerleşim yerlerine anavatandan temin edilen kaliteli su verildiğine göre, avlularda kuruyan ağaçlarının yerine yeniden fidan dikmeli.
Son zamanlarda özel fidanlıkların kurulması sonucu piyasada çok çeşitli süs bitkileri ve meyve fidanları temini kolaylaşmıştır .Ayrıca piyasadan anavatan Türkiye’den getirilen çok kaliteli meyve fidanları satılmaktadır. İnsanoğlunun ömrü boyunca yararlandığı dünyamıza verebileceği en anlamlı ve değerli hediye ağaç dikmesidir. İçinde bulunduğumuz ağaç dikimi sezonunda hepimiz birkaç ağaç dikerek, ülkemizin yeniden yeşillenmesine katkıda bulunmalıyız.