Asil Nadir, dünyanın sayılı zenginleri arasına girmeyi başarmış, dev şirketleri yönetmiş çok önemli bir kişidir...
Ambargo altında ezilen öz vatanı Kıbrıs’a ve Türkiye’ye çok büyük yatırımlar yapmış, teknolojinin gelişmesine katkı sağlamış, binlerce kişiye çok iyi maaşlarla istihdam yaratmış bir işadamıdır...
Kuzey Kıbrıs’ın narenciyesini, patatesini yurt dışına ihraç ederek üreticiyi iflaslardan kurtaran, ekonomiye çok büyük katkılar sağlayan O’dur...
Yine Türkiye’ye ilk renkli televizyonu; Vestel’i götüren, ilk pet şişe suyunu; Niksar’ı üreten de O’dur...
O’nun başarıları sadece Kıbrıslı Rumları değil, bazı Türk işadamlarını ve siyasileri de rahatsız etmişti...
Bir yandan Rumlar; diğer yandan içimizdeki bazı kesimler o’nu yok etmek için İngiltere nezdinde yoğun girişimler yapmıştı...
Asil Nadir’i çocukluk yıllarında tanıyan ve arkadaşlık kuran eski Rum Dışişleri Bakanlarından Yorgo Yakovu’nun tarihi itiraflarına bakılırsa; yok etme komplolarının ne kadar etkili olduğunu anlamakta zorluk çekmezsiniz...
Yakovu; İngiliz polisine verdiği ifadesinde bile bunu itiraf etmek zorunda kalmıştı...
“Ne zaman ki Singapur Başbakanını İstanbul’daki yalısında ağırladığını öğrendik, o zaman ipi çektik” demişti...
Korkuları, Kuzey Kıbrıs’ın bir Singapur olmasıydı...
Sansui; Del Monte gibi dünya devlerini de Polly Peck bünyesine katması, Rumları çılgına çevirmişti...
Ve bir şekilde etkisizleştirilecekti!..
Sonunda bunu başardılar...
Nadir’in şirketini çökerttiler...
Onu hırsızlıkla suçladılar...
İddia ettikleri ‘hırsızlık miktarı (!)’ 35 milyon Sterlin dolayında idi...
Halbuki; Asil Nadir’in sadece İngiltere’deki spastik çocuklara yıllık katkısı bunun iki katıydı...
Öyleyse; bu hırsızlık suçlaması temelsizdi...
Konu yargıya intikal ettikten sonra, adil bir yargılanma olmayacağı düşüncesiyle Kıbrıs’a gelmişti...
Aradan 17 yıl geçtikten sonra, bu kez adil yargılanma talebiyle İngiltere’ye geri döndü...
Tarihi yolculuk
Asil Nadir’e yönelik komplolarla ilgili olarak ileride yazacağımız çok şeyler vardır...
Onları ileriki yıllara bırakalım...
Ancak 26 Ağustos 2010 günü, Onur Air ile Londra’ya dönüşüne kısaca değinmek istiyorum...
O tarihi yolculuğu birlikte gerçekleştirmiştik...
Kendisine “Asil Bey adil bir yargılanma olacağına gerçekten inanıyor musunuz?” diye sormuştum...
Kesin bir dille“ Evet” demişti...
Emin olmasını kuvvetlendiren belgeleri vardı çünkü...
İddia edilen kayıp para Kıbrıs’taki Sunzest şirketinin bilançosunda yer alıyordu...
Ama tanınmamış olduğu gerekçesiyle KKTC’nin resmi raporları dikkate alınmadı...
Sonunda Asil Nadir’e 10 yıl hapislik cezası verildi...
Üzücü olan şu ki; imparatorluğun çöküşü sonrasında Kıbrıs’taki tüm varlıklarına sudan gerekçelerle el koyanlar, yargı sürecinde de Asil Bey’e gerekli desteği vermediler...
Mahkeme kararı sonrasında Lefkoşa’nın Kuğulu Parkı’nda bir eylem organize etmiştik...
Çiftçiler ve Hayvancılar Birliği yöneticileri, çalışanların bir kısmı ve bazı vatandaşlarımızın desteği dışında kimseleri yanımızda görememiştik...
Asil Nadir’in yarattığı olanaklarla yükselerek, varlık sahibi olanların hiçbiri oralarda değildi...
Bunları geçelim...
Asil Bey; inandığı bir yolda yürüdü, sonunda hak ettiği özgürlüğü elde etti ve yeniden çok sevdiği ülkesine döndü...
O’nun vatanına dönmesi, kan ağlayan çiftçi, köylü, hayvancı, esnaf için de büyük bir moral kaynağıdır...
Deneyimli bir futbolcunun ‘hiç topa vurmasa bile’ sahada durması ne kadar önemliyse; Asil Nadir’in adaya dönmesi, toplumumuzun moralini kuvvetlendirmek açısından o kadar önemlidir...
Bundan sonraki süreçte; özellikle de siyasiler, böylesi değerli bir insanın bilgi, görgü ve deneyimlerinden yararlanmasını bilmelidirler...
Asil Nadir’in ‘asilliğini’ anlamak için o’nu tanımak ve dinlemek gereklidir...
Bundan sonraki yaşamında kendisine huzurlu, sağlıklı ve mutlu günler diliyoruz...
Sadece iyi gününde değil; her zaman ona sevgi ve saygıyla yaklaşan, her koşulda bunu ortaya koyan herkesin gözü aydın...
temennim ,sayın Nadir beyin yıldızının birdaha sönmemek üzere parlaması ,yaşanan tüm olumsuzlukların hesaplarının yargı yolu ile sorulması,geleceğe emin adımlarla yürünebilmesidir.