Londra’da yaşayan Kıbrıslı Türk Mustafa, yaklaşık 17 yıl önce başından geçen ‘trafik maceralarını’ anlatıyor...
“Londra’ya geldikten sonra baktım ki etrafta fazla polis yok... Ben de 350 sterline bir araba satın alıp sürmeye başladım” diyor...
Hikayenin bundan sonrası çok ilginç... Birlikte okuyalım:
İki yıl süreyle arabaya sigorta, ruhsat çıkarmadım...
Muayeneden de geçirmedim...
Alkol sınırı varmış, hiç aldırmadım...
İçtim, sürdüm...
Yolda giderken Zeki Müren’i de dinledim...
Sonunda bir gece araba zik zak yapınca, yol kenarında gizlenen polis aracı peşime düşerek, beni durdurdu...
“Ehliyetiniz beyefendi...”
Ehliyet mi?.. Evde unuttum...
Ruhsat, sigorta ve muayene belgesi lütfen...
Onları da evde unuttum...
Öyleyse balona üfle...
Geceyi karakolda geçirdi
Kıbrıslı Mustafa, balona üfledikten sonra karakola götürüldü ve geceyi orada geçirdi...
Sabahleyin uyandığında yargıç huzuruna çıkarıldı...
İlk defa suç işlediği için cezası: 1500 Sterlin veya 3 ay hapislik... Ayrıca 6 ay sürüş yasağı...
Mustafa 3 çocuk babası ve ütücü, cebinde 1500 lira olsaydı, tatil için Kıbrıs’a gelir anasını görürdü...
Neticede parayı ödeyemez ve 3 ay hapiste kalır...
Özgürlüğüne kavuştuktan sonra işe gidip, gelmesi zorlaşır...
Kendi kendine “iki yıl daha idare edebilirim” diyerek, cezalı olduğu halde arabayı yeniden kullanmaya başlar...
Ve bir akşam polis tarafından durdurulur...
“Siz yasaklı değil miydiniz?..”
Evet ama nereden bildiniz?..
Araç plakanız sistemde kayıtlı...
Fotoğrafınız da...
Mustafa şaşırır...
“Vay be İngilizin aklına kurban olayım...”
Geceyi yine karakolda geçirir ve sabahleyin yargıcın karşısına çıkarılır...
Yargıç “yine mi sen” diyerek, azarlamaya başlar...
Mustafa bozuk şivesiyle “Sorry sir” demeye başlar...
Yargıç kararını verir:
“3 bin sterlin ve 3 ay hapislik.Veya 6 ay hapislik... İki yıl araç kullanmaktan men...”
Mustafa 3 bin sterlini ödeyemez ve 6 ay hapiste kalır...
Çıktıktan sonra bir daha direksiyon başına geçmez...
17 yıl sonra lefkoşa
Londra örneğini niçin verdim?..
Avrupa’da trafik cezalarının ne kadar ağır ve caydırıcı olduğunu vurgulamak için...
Bir de Kuzey Lefkoşa’ya bakalım...
Yıl 2013...
Mehmet Erdoğan, kaldırımda yürüyen yayaya çarparak, onu ölümle yüz yüze getirir...
Yayanın iki ayak bileği kırılır, kafasında çatlaklar oluşur...
Yaya hastanede yoğun bakıma alınr ve ameliyat üstüne ameliyet geçirir...
Sürücü Mehmet; olay yerinden kaçarak evine saklanır...
Polis onu 4 gün sonra yakalar...
Adaletin karşısına çıkarır...
Mahkeme ‘yargılanmak üzere serbest bırakılmasına’ karar verir...
Aradan neredeyse 1.5 yıl geçtikten sonra yargı sırası gelir...
Yargıç, kazada tüm kusurun sanıkta olduğunu söyler ve cezayı açıklar:
20 gün hapislik...
Londra’daki Mustafa, kaza yapmamıştı...
Sadece evrakları yoktu ve alkol sınırını yüzde 20 aşmıştı...
İlkinde 3 ay, ikincisinde 6 ay hapis yattı...
Kaldırımda yürüyen bir yaya çarpmış olsaydı en az 8 yıl hapislik yerdi...
Lefkoşa’daki Mehmet; Kıbrıs’ta yaşadığı için çok şanslı...
Bu kadar ağır bir suç işlediği halde 20 gün hapislik aldı...
Kazada ağır yaralanan Vietnam uyruklu Phan Van Bay, çok şanssız...
Kıbrıs gibi bir yerde yaşadığı için...
İyi pazarlar!..