Dünya değişiyor, Kıbrıslı Türkler yerinde sayıyor...
Bundan 30 yıl önceki seçimlerde, adaylardan biri meydana çıktığında, diğerlerine çağrı yapıyordu:
“Herkes mal varlığını açıklasın...”
Otuz seneden bu yana dünyada müthiş değişimler yaşandı...
Son örneği Yunanistan’dır...
Aşırı sol ile aşırı sağın hükümet ortaklığında birleşebildiğini gördük...
Solun lideri Çipras’ın ‘Başbakan olarak’ EOKA mezarına çelenk koyduğunu da gördük...
Bunun açık tanımı ‘teröre saygı’ değil midir?..
Peki bizde?..
Hala adaylar rakiplerine ‘mal beyanı için’ çağrı yapıyor...
Diyelim ki; 6 adaydan en fakiri Arif Salih Kırdağ...
En fazla oyu o mu alacak?..
Yoksa ‘en zengin’ olana mı akacak oylar?..
Toplum fakiri mi istiyor, zengini mi?..
Yoksa iş yapacak olanı ve güven vereni mi?..
Ciddi araştırma yok
Bu ülkede hemen her konuda bilgi karmaşası yaşanıyor...
Özellikle de siyasi partilerde...
Parti propagandasını yönetmekle görevlendirilenler, kendi düşünceleri doğrultusunda, kendilerinin seçtiği kişi veya kurumlara göstermelik bir araştırma yaptırıyor, sonra “Yürüyün arkadaşlar” diyorlar...
Bu şekilde arkadaşlarını da yanlış yola sürüklüyorlar...
Bir örnek verelim...
Son genel seçimler öncesinde, Kıbrıs Medya Grubu’nun Genel Yayın Yönetmeni olarak KADEM’e bir araştırma görevi vermiştim...
Konular arasında ‘milletvekili seçilecek kişilerle’ ilgili bir de madde vardı...
O dönemin mevcut 50 milletvekiline ilaveten, değişik kesimlerde adı öne çıkan 50 kişinin adını da ekleyip, 100 kişilik bir isim listesi halkın önüne konmuştu...
Araştırma kapsamı geniş tutulduğu için yanılma payı en fazla yüzde 2 idi...
Ve çıkan sonuçlar; dönemin Başbakanı Sayın İrsen Küçük’ün kesinlikle seçim
kazanamayacağını gösteriyordu...
Ama diğer yandan Sayın Küçük için araştırma yapanlar kendisine “Garantidesin korkma” diyorlardı...
Sonuçta İrsen Bey seçimi kaybetti, ‘doğru araştırma’ sonuçları haklı çıktı...
Popülüzm iflas etti
Kuzey Kıbrıs’taki seçim yarışlarının, gelişmiş ülkelerden farklı olduğunu hepimiz kabul ediyoruz...
Bu bir gerçek...
Köyleri, kahveleri, kulüpleri, dernekleri gezeceksiniz...
Cepteki paranın durumuna göre, yemek ziyafetleri de vereceksiniz...
Ancak; bunları yapmakla seçimin garantide olmadığını da bileceksiniz...
Güvenilir kamuoyu araştırmaları yaparak, nerede, nasıl davranacağınızı...
Hangi bölgelerde daha çok çalışacağınızı...
Hangi gazete ve TV’lerde propaganda reklamı yayınlayacağınızı...
Halkın karşısına ne tür sloganlarla çıkacağınızı...
Ve ne tür vaadlerde bulunacağınızı bileceksiniz...
Öyle “Açıklasınlar bakalım malcıklarını” diyerek, size oy yağmayacağını bileceksiniz...
Dünya değişti...
Bizler hala 30 yıl öncesindeyiz...
Yine de hayırlı seçimler dileriz...