İngiltere’nin, AB’den ayrılmasının Kıbrıs’a yönelik etkilerini ekonomik ve siyasi açıdan ele almakta fayda vardır...
AB üyeliği çerçevesinde Kıbrıslıların, İngiliz okullarında bedava eğitim hakkı sona erecek...
Vizesiz girişler ve çalışma hakkı açısından da sıkıntılar yaşanacak...
Ancak, siyasi açıdan yaratacağı çok daha önemli etkileri olacak...
Rumların; Kıbrıs’ın 3 garantör ülkesinden biri olan İngiltere’ye nasıl yaklaştıklarını unutmayalım...
“Yunanistan ve İngiltere zaten AB üyesi, ileride Türkiye de üye olacak… O nedenle Kıbrıs için en doğrusu AB garantörlüğüdür” diyorlardı...
İngiltere bugüne dek garantörlükten çekilme konusunda Rumlara net bir mesaj vermedi...
Bu konuda topu öncelikle tarafların üzerine attı...
Çünkü; Türkiye’nin hiçbir şart altında elindeki bu güçlü kozu terk etmeyeceğini biliyordu...
Stratejik açıdan bu kadar önemli bir adanın garantörlüğünü terk etmek ve geçmişteki yaşanan acı tecrübelere rağmen Kıbrıslı Türkleri güvencesiz bırakmak söz konusu olamaz...
Ne var ki; Yunanistan’ın fanatik Dışişleri Bakanı Nikos Kocas bu konu üzerinde çok durdu...
Bir yandan Kıbrıs’ın içişlerine karışmadıklarını iddia ederken, diğer yandan Kıbrıs’la ilgili ‘Güvenlik belgesi’ hazırladığını açıkladı...
Trodos’ta ormanların yandığı günlerde Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis’i Atina’ya çağırarak ‘Güvenlik belgesi’ üzerinde çalışmalar yaptı...
Gizli tutulan belgenin AB yetkililerine iletildiği belirtiliyor...
Kısa bir süre sonra bunun içeriğini Rum basınından öğreneceğiz...
Fakat, İngiltere’nin AB’den çekilmesi, Kocas’ın ‘büyük hayallerine’ de ağır bir darbe indirmiş oldu...
AB üyesi olmayan bir İngiltere; Kıbrıs’ın ne garantörlüğünden vazgeçer, ne de üslerinden...
İngiltere’nin de Türkiye’nin de ada üzerindeki garantörlüğü devam edecek...
Rum tarafı bunu kabul ederse, ikinci bir referandumun yolu daha kolay açılır...
Etmezse de dünyanın sonu gelmez...
Komşuluk ilişkileri devam eder...
Günahı AB’nin boynuna
Kuşkusuz; tüm bunların sorumlusu AB’dir...
Başta Almanya ve Fransa...
Günde 3 saat çalışarak tavernalarda saltanat süren Yunanlılara, geçmişte yapılanlar hariç, son 2 yılda 170 milyar Euro’luk yardım yaptılar...
Bunun önemli bir kısmını ağır vergilerden bunalan İngilizlere ödettiler...
Güney Kıbrıs’a da 30 milyar Euro’nun üzerinde mali yardım yapan AB’nin en büyük günahlarından biri de kapsamlı çözüm planına “hayır” diyenleri tek başına üye yapmasıdır...
Çözüme ve birleşmeye “evet” diyen tarafı cezalandırırken, Türkiye’nin garantörlüğünü terk edeceğimizi düşünerek büyük bir yanılgı içine girdiler...
Gelinen aşamada İngiltere’nin yapması gereken, KKTC’ye yönelik ambargoları kaldırmaktır...
Hiç olmazsa TC kayıtlı havayolu şirketlerinin Ercan’a doğrudan uçuş yapmasına izin verilmelidir...
Böylesi bir adım, Kıbrıslı Rumların, birleşik bir Kıbrıs konusunda daha ciddi davranışlar içine girmesini teşvik edici olur...
Kendi düşen ağlamaz
Gelelim AKEL Lideri Andros Kiprianu’nun son açıklamasına...
Kıbrıs sorununun çözümsüz kalması halinde Türkiye’nin ‘bir iline’ komşu olacaklarını söyledi...
Bunu düzeltirsek KKTC’ye komşu bir ülke olarak yaşayacaklarını vurgulamış oldu...
Ne var ki; bu ortamı AKEL’in de dahil olduğu Rum siyasi liderliği hazırladı...
AKEL; Annan Planı’na ‘hayır’ diyen en güçlü partiydi...
AKEL; Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerini bildiği halde EOKA’nın yerini alan ELAM’a karşı etkili bir mücadele vermedi...
Sonuçta bu terör örgütü hem meclise girdi, hem de Ulusal Konsey’in çatısı altına yerleşti...
ELAM’ın faşistleri, Kıbrıslı Türkleri ortak kabul etmiyor...
Onlar her fırsatta Kıbrıs’ın ‘Yunan olduğunu’ söylerek, tüm Türkleri adadan kovacaklarını söylüyor...
Güneye geçen Kıbrıslı Türklere saldırmak suretiyle, çözüm olasılıklarını bertaraf ederken, AKEL ve diğerleri bunları durduracak önlemleri gündeme getirmiyor...
Aslında, Türk askerinin burada bulunması Kiprianu için de; 12 koruma ile gezen Hristofyas için de en büyük güvencedir...
Buna şükretmelidirler...
Türkiye’nin bir ili olarak gösterilen KKTC ile sınır komşusu olmamak ve adayı yeniden bütünleştirmek için iyi niyetin ve eşit ortaklığın kabul edilmesini herkesten fazla bilmesi ve kabul etmesi gereken AKEL’dir...
Halbuki AKEL son zamanlarda en faşist partilerle birlikte Türkiye’nin garantörlüğünü tamamen ortadan kaldırmak için mücadele veriyor ve garantörlüğün devam etmesi halinde yine ‘hayır’ diyeceklerini belirtiyor...
Öyleyse, KKTC ile sınır komşusu olmaya devam edecekler...
Halk hizmet bekliyor
KKTC’yi yönetenler de bundan böyle akıllı hareket ederek, kendi halkını mutlu edecek önlemleri süratle almalıdır...
İşe yaramaz yasaları değiştirecek ve bu ülkenin ekonomik açıdan kalkınmasının önünü açacaklar...
Yatırımların önündeki ‘özürlü beyinleri’ ortadan kaldıracaklar...
Susuzluktan kırılan halka hemen şimdi Anamur suyunu vermeye başlayacaklar...
Temiz çevre için seferberlik ilan edecek, huzur operasyonlarını artıracaklar...
Dışkılı sularla gıda üretiminin önüne geçecekler...
Popülizmi tarihe gömerek, halka hizmeti prensip haline getirecekler...
Beceremeyenler çekip gidecek...
İnançlı ve kararlı olanlar gelecek...
Morallerimizi yükseltelim...
Güzel günler yakındır...