banner564

3 bin 700 de olabilirdi

   Polisin geride bıraktığımız hafta içinde yaptığı rutin trafik kontrollerinde 370 sürücüyü suçlu bulduğu açıklandı...
   “Rutin kontrol” ne demek?..
   Belirli günlerde ve belirli saatlerde denetim yapmak...
   Polisin ‘rutin denetlemeleri’ yeterli mi?..
   Kesinlikle değil...
   Günün bir saatinde değil, 24 saatinde denetim yapabilecek bir mekanizma oluşturulmalıdır...
   Günde birkaç saatlik bir denetleme yapılması halinde dahi bir haftalık süre içinde ‘suçlu bulunan’ sürücü sayısı 370’den 3 bin 700’e kadar çıkabilir...
   Ve bu uygulama sıkı bir şekilde üç, beş ay kadar sürdürülürse, ondan sonra da suçlu sayısı çok aşağılara çekilebilir...
    Polisin yaptığı açıklamaya göre; son bir hafta içinde rapor edilen 370 sürücüden 51’i cep telefonuyla konuştuğu, 3’ü tehlikeli olmak üzere 98’i de süratli araç kullanmaktan suçlu bulundu... 
   Gerçekler gizlenemez...
   Her 10 sürücüden en az 7’sinin araba kullanırken cep telefonuyla konuşma yaptığına tanık oluyoruz...
   Bundan daha tehlikelisi araba kullanırken mesajlaşmaktır...
   Sürücünün o an dikkati tamamen mesaj yazmaya gidiyor...
   Hele işin içinde duygusal yazışmalar varsa...
   Allah Allah...
   O anda ne karşıdan geleni, ne de yanından geçeni görür gözleri...
   Güzelyurt yolunda 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının ilk gününde ortaya atılan iddia da bu yöndeydi...
   “Cep telefonu ile Facebook üzerinden mesajlaşıyordu” denmişti...
   Peki değdi mi?..
   Dört genç insanımızın hayatına mal olan bu kaza sonrasında herkesin aklını başına alması ve geceli, gündüzlü denetim yapılması gerekmez miydi?..
Polis yetersiz kalıyor
   Elbette gerekirdi...
   Ancak polisin personel konusunda sıkıntı yaşadığı anlaşılıyor...
   Küçük ülkemizde trafik kazaları ve suçlar sürekli arttığı için, polis sayısının da bu artışlara paralel olarak artması gerekiyor...
   Peki kim yapacak bunu?..
   İşbaşındaki hükümet...
   Parlamento...
   Büyük işleri başarmakla övünen siyasilar...
   Ama yapmıyorlar...
   Ne polisin, ne de yargıçların sayısını artırıyorlar...
   Personel sıkıntısı çeken polis teşkilatı da denetimleri artıramıyor...
   Halbuki; bizim gibi küçük ülkelerde denetimlerin çok büyük önemi vardır...
   Deneyimli siyasilerden İsmail Bozkurt da sık sık bu konuya dikkat çekiyor ve adanın her tarafında polis devriyesinin şart olduğunu söylüyor...
   
Caydırıcı kuvvet
   Polis caydırıcı bir güçtür...
   Özellikle akşam saatlerinde devriye ekiplerinin mahalle aralarında ve ana yollarda görünmesi, suç işlemeye meyilli insanları caydırmak açısından çok önemlidir...
   Polisi gören insan mutlaka korkuya kapılır...
   Yıllardır bu konuda uyarıcı yazılar yazarak, polis sayısının artırılması konusunda yetkilileri hareketlendirmeye çalışıyoruz...
   Ne var ki; artık bu tür hayati meseleleri kimse umursamıyor...
   Herkes koltuğunu korumak ve bir süre daha durumu idare etmek için çalışıyor...
   Bir adım atılacağı zaman, kendisine ve partisine 3 oy kaybettirecek bir iş ise ondan kaçınıyor...
   Ya da parti MYK’sı (yani Merkez Yönetim Kurulu) üyelerinden biri “olmaz kardeşim” derse, yine adım atılmıyor...
   Olacak şey mi bunlar?..
   Genç insanlar hayatını kaybediyor...
   Milli servet eriyor...
   Fakat devleti yönetenler önlem alamıyor...
   Polis sayısı yetersiz...
   Yargıç sayısı da yetersiz...
   Cezalar çok yetersiz...
   Başkaları ‘idamı’ tartışıyor...
   Bizde ölümlü trafik kazasının suçlusuna 5 yıl hapislik veriliyor...
   El insaf...
   El insaf... 
YORUM EKLE

banner471

banner474