banner564

15 Temmuz darbeleri

15 Temmuz 1974 Darbesi ve 15 Temmuz 2016 Darbesi. Her iki darbe de bizi doğrudan etkiledi. Bu iki darbenin benzer ve farklı yanları var. Ama sonuçlar hala yaşamımızı etkilemeye devam ediyor. 
Her iki darbenin benzer yanı, darbecilerin hüsrana uğramaları oldu. 15 Temmuz 1974 Darbesini gerçekleştiren Yunanistan’daki Faşist Cunta ile Kıbrıs’taki ortakları EOKA B hüsrana uğradı. 
20 Temmuz 1974, Yunanistan’daki Faşist Cunta’nın ve Kıbrıs’taki faşist çetenin sonunu getirdi.
15 Temmuz 2016’da Türkiye’de darbe teşebbüsüne girişenler; en geniş halk kesimlerinin ve duyarlı askerlerin karşı tepkisi ile karşılaşıp hüsrana uğradılar.
Bu darbelerin ortaya çıkarttığı diğer bir benzer sonuç; Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ta geçmişte pek çok kez denenmiş olan açık ve gizli askeri darbelere karşı, en geniş kesimlerde oluşan net darbe karşıtlığı oldu. Her iki darbede; darbeciler hüsrana uğramış olsalar bile, darbenin yol açtığı en önemli kayıp, darbede hayatlarını kaybeden, ana dili Türkçe veya Yunanca olan insanların acıları oldu.
Bu acılardan ayrı, darbe sonraki gelişmelerin yol açtığı sorunlar ve acılar var. 15 Temmuz 1974 Darbesi sonuç itibarı ile Kıbrıs’ta bir savaşa yol açtı. Darbede hayatlarını kaybedenlere, bu kez savaşla birlikte, yaşamlarını yitiren Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum, Yunanistanlı, Türkiyeli yüzlerce asker ve sivil insan eklendi. Kayıplar, vahşice katledilenler bu acılara eklendi. Ayrıca 100 binlerce Kıbrıslı Türk ve Rum 100’lerce yıl yaşadıkları kentleri, köyleri terk ederek Güneyden Kuzeye, Kuzeyden Güneye gittiler. Yeni yaşamlara, yeni ilişkilere girdiler. Bu; insani, toplumsal, ekonomik, sosyal alt üst oluşlar getirdi.
Türkiye’de darbecilerin yaptığı bu hain darbe sonrası, hayatlarını kaybedenlerden ayrı, bu darbecilerin etkilediği binlerce insan, başka sorunların içine girdi. Darbe sonrası ise toplum içinde kuşku ve endişe başka noktalardan da ortaya çıktı. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkesi hala yerine oturma sancısı içindedir. Bu kuşku ve endişe günümüzde laik ve anti- laik kırılma ve kutuplaşmasını besliyor. 
Evet, her iki darbenin yol açtığı ortak olumluluk, darbelere karşı oluşan toplumsal karşıtlığın, bu üç ülkenin halkları arasında yerleşmesi oldu. Ama bu yetmez.
Çünkü Kıbrıs’ta hala demokratik bir ortak uzlaşıya varamadık. 15 Temmuz Darbesi sonrası Kıbrıs’ta oluşan durum, karşılıklı kabul edilebilir bir çözüme ulaşamadı. Bu yüzden dünya ve Doğu Akdeniz’deki yeni çelişkiler nedeniyle hala gerilim odağı olmaya devam ediyoruz. Bu dar milliyetçilik temelinde militarizmi besler. Bunun beslediği ise, darbe kültürünün makyaj tazelemesi olur. 
Türkiye’de 15 Temmuz Darbesi püskürtüldü. Ama demokratik hukuk devleti olma, demokratik birliği pekiştirme konusunda hala sorun var ve gerilim devam ediyor. 
Evet, bugün darbelere karşı büyük bir toplumsal duyarlılık var. Fakat darbelerin besi yeri olan Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs halkları arasında yaratılan dar milliyetçi ve düşmanlık ortamı hala sürüyor. Türkiye’de hem geçmiş tüm darbelere, hem de 15 Temmuz Darbesine karşı büyük bir tepki buluşması var. Ancak hala yerine oturmayan demokratik hukuk devleti tartışmaları var.
Kısacası tüm darbelere lanet olsun. Bundan sonra darbe arayışı içinde olacak olanlara karşı demokratik cesaretle karşı olalım. Ama bunlar yetmez. Çünkü darbelerin besi yerini de kurutmak gerekir. Bunun için, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi temelinde barışı hakim kılmak ve bunu demokratik hukuk devleti ile demokrasiyi yaşam biçimine döndürerek birleştirmek gerekir. Darbelere lanet. Esas olan, barış ve demokrasi ikizini, sosyal adaletle buluşturmak olmalı. 

YORUM EKLE

banner471

banner474