Bugün 14 Ağustos, binlerce Kıbrıs Türkü’ne ulaşamayan can güvenliğinin sağlandığı, korkunun ortadan kalktığı, özlenen huzurun kapı aralığından başını uzattığı gün işte bugündür!
O günleri yaşamayanlar beni anlamakta zorluk çekebilirler.
Çoğu gencimize anlatamadık ya, asıl ona yanarım!
Bizim için ikinci harekâtlar neydi bilir misiniz?
Sizi içine düştüğünüz çukurdan çıkarmaya uzanan bir el vardır, o eli görüyorsunuz, varlığını hissediyorsunuz ama ne yazık ki yakalayamıyorsunuz.
20 Temmuz günü beklenen o kurtarıcı el mazlum Kıbrıs Türkü’ne doğru uzandı ama Kıbrıs Türkü’nün büyük çoğunluğu o eli ancak 26- 27 gün sonra tutabildi!
O ele uzanamayan bir bölgede görevli olduğumdan bu hislere tercüman olan biriyim!
Asıl belirleyici olan 14 Ağustos’a verilen önemin sıradanlığı karşında ise öfkeliyim.
20 Temmuz harekâtlarından sonra geçen süre zarfında birçok yerleşim bölgelerinde (Örneğin, Aleminyo’da, Limasol’da, Muratağa’da, Atlılar’da, Sandallar’da, Taşkent’te, Taşpınar’da) yüzlerce Türk, Rum ve Yunanlılar tarafından katledildi.
Esir olarak alınıp götürülenlere yapılan işkenceler, mezalimler, insanlık dışı hakaretler, açlıkla karşı karşıya kalan Kıbrıs Türkü bu cefalardan ancak 2’nci harekâtlardan sonra kurtulabildi.
Muratağa, Atlılar ve Sandallar’da yapılan katliamlar tespit edilir edilmez, bizzat yerinde görenlerden biriyim.
20 Temmuz’da yapılan harekâtlar bir başlangıçtı ama sonuca ulaştıran ve büyük çoğunluğa rahat nefes aldırtan harekâtlar ancak bir aya yakın zaman diliminden sonra, 14 Ağustos 1974’te gerçekleşebildi.
Hâlbuki Türkiye oluşan şartlara rağmen birinci harekâttan sonrasında bile hep uzlaşıdan yanaydı.
12 Ağustos günü Türkiye uzlaşıya varılması için iki öneri açıklamıştı.
Birincisi altı kantonlu bir öneriydi. İkinci öneri ise iki bölgeli öneriydi.
Rum ve Yunan heyetine yollanan bu teklife Klerides ile Mavros yapılan teklifleri görüşmek üzere 48 saat süre istemek yanında Mavros "Silah gölgesinde anlaşma imzalanmaz" dedi.
Türkiye süre istemini reddetti ve ikinci harekât için düğmeye basıldı.
İşte bugün 46’ncısını kutladığımız 2 harekâtların gerçekleştiği şu günde kaybettiğimiz şehitlerimizi sevgi, minnet ve saygıyla anarken, mücadeleye katkı koyanlara teşekkürlerimizi sunmak görevimiz olmalıdır.
20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta başlattığı ve 14 Ağustos'ta Türk Birliklerinin Lefkoşa'ya ve civar bölgelere girmesiyle başlayan askerî harekât aynı zamanda KKTC’nin bugün var olan sınırlarının belirlenmesiyle sonuçlandı.
GERCEKLER hic bir donemde uluslar arasi Hristiyan Dunyasina anlatilamadi zaten anlamak istemediler